Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı
Kürt Dil Platformu, Kürt diline ilişkin hazırlanan ‘Türkiye’de Kürtçe Anadil Hakkına Dair Hukuksal Bir Durum’ başlıklı raporu, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyet’inde (GGC) düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; açıklamada konuşan Platform Sözcüsü Şerefxan Cizirî, 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle birlikte Türkiye’nin farklı dillere olan tutumunun daha da sertleştiğini ve yasaklı diller kavramıyla ilk kez Türkçe dışındaki anadillerin kanun yoluyla doğrudan yasaklandığını söyledi:
"Kürt dili ayrımcılığa uğruyor"
“Son yıllarda Kürt dil ve kültürü konusunda atılan küçük adımlar, yumuşamalar ve reformların yasal dayanaklardan yoksun. Bu nedenle Kürt dili ve kültürü farklı çevreler, yani ırkçı ve ayrımcı çevreler tarafından saldırıya uğramakta ve yok sayılmaktadır. Bu eylem ve tutumlar sert gerginliklere de neden olmakta ve insanlar arasındaki ilişkileri zehirlemektedir.
"Kürt dili bölünmeye götürmez"
“Her etnik grubun kendi kimliğini geliştirmesi, anadiliyle eğitim ve öğretim görmesi, kültürel haklar olarak değerlendirilmelidir. Bu hakların Türkiye’de yaşayan Kürt vatandaşlarına tanınması, iddia edildiği gibi bir bölünmeye götürmez. Tersine bu haklar ülkeyi daha demokratik, uygar ve çoğulcu bir yapıya kavuşturur.
“Kürt sorunun barışçıl bir çözüme kavuşmasının ilk adımları böyle bir başlangıçla ancak mümkün olabilir. Kürtlere tanınan eğitim ve kültürel haklar yumuşamanın ilk adım olarak değerlendirilebilirler.
"Kürt Dil Kurumu oluşturulmalı"
“Platform olarak geniş bir siyasi ve kültürel tabanımız var. Kürt toplumundan büyük oranda destek görüyoruz. Kürt Dil Platformu olarak, bu konularda tüm uluslararası kuruluşlardan, entelektüel çevrelerden, insan hakları savunucularından destek bekliyoruz.
"Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne Türkiye’nin koyduğu çekinceler kaldırılsın, Kürtçenin resmi dil ile ilköğretimden üniversiteye kadar eğitim-öğretim dili olmalı ve Kürt Dil Kurumu oluşturulmalı.”