* Görseli büyütmek için üstüne tıklayın
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili verileri paylaştı.
16 Ağustos 2015 – 1 Ocak 2019 tarihleri arasını (1234 gün) kapsayan bilgilere göre toplam 11 il ve en az 51 ilçede resmi olarak tespit edilebilen en az 351 sokağa çıkma yasağı ilanı gerçekleşti.
Verilerin 16 Ağustos 2015’ten başlama nedeni olarak, bu tarihin süresiz (sona erdirileceği tarihin ucu açık bırakılarak) ve/veya gün boyu (24 saat sürmesi öngörülür biçimde) başlandığı ilk gün olması gösterildi.
En çok yasak Diyarbakır’da
TİHV verilerine göre, Türkiye tarihinde bu biçimi ile ilk kez uygulanan sokağa çıkma yasaklarının en çok görüldüğü il Diyarbakır oldu. 16 Ağustos 2015’ten bu yana, yani son 3 yıl, 4 ay, 16 günde;
Diyarbakır’da 204 kez, Mardin’de 54 kez, Hakkâri’de 23 kez, Şırnak’ta 13 kez, Bitlis’te 20 kez, Muş’ta 7 kez, Bingöl’de 7 kez, Tunceli’de 6 kez, Batman’da 6 kez, Elâzığ’da 2 kez ve Siirt’te 9 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Bu sayılara saat kısıtlılığı olan yasaklar dahil edilmedi.
Ayrıca, 11 Ağustos 2017’den 1 Ocak 2019 tarihine kadar Hakkâri’nin Şemdinli ve Bitlis’in Hizan, Güroymak, Mutki, Tatvan ve Merkez ilçelerine bağlı çeşitli köy ve mezralarda saat kısıtlılıkları şeklinde (ilanda belirtilen saat aralığında) en az 23 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
TİHV Dokümantasyon Merkezi’ne göre, yasaklar başlamadan önce gerçekleşen 2014 nüfus sayımına göre ilgili ilçelerde yaşadığı bilinen en az 1 milyon 809 bin kişi yaşıyordu.
Sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte bu kişilerin özgürlük ve güvenlik hakkı, özel ve aile hayatına saygı hakkı, toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, din özgürlüğü, bilgi alma ve verme özgürlüğü, mülkiyetin korunması hakkı, eğitim hakkı, işkence ve insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı, yaşam hakkı ve vücut bütünlüğü hakkı olmak üzere en temel haklarının ihlal edildiği veya yasaklar sebebiyle hayatının etkilendiği tahmin ediliyor.
TİHV açıklamasında ayrıca, yasakların 2016 yılı içerisinde köy ve mezra gibi, nüfus verilerinin takibi düzenli şekilde gerçekleşmeyen ve/veya kamuoyuna uygun biçimde duyurulmayan bölgelere kayması ile bu verinin güncellenememeye başladığını duyurdu. (OI/EKN)