Haberin İngilizcesi için tıklayın
Yargıtay Başkanlığı tarafından düzenlenen 2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yapılıyor.
Törene, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere en az 43 baro, “Yargının yürütmeye biat etmesi anlamına gelir” diyerek katılmıyor.
TIKLAYIN - Barolardan Beştepe'de Yapılacak Adli Yıl Açılışına Protesto
Törende ilk konuşan isim Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu oldu. TBB Başkanı, “Vurgulamakta fayda görüyorum; Türkiye Barolar Birliği hiçbir siyasi partinin muhalifi veya destekçisi değildir. Yargı Erki'nin üç eşit kurucu unsurundan savunmayı temsil eder” diye konuştu. Feyzioğlu şöyle devam etti:
Feyzioğlu: Vatan söz konusuysa gerisi teferruat
““Bizim için vatan söz konusu ise, gerisi teferruattır. Bugün buradayız. Çünkü vatandaşlarımızın yargıya ilişkin sorunları ve bizlerden beklentileri vardır. Avukatın sorunu, vatandaşın sorunudur. Çözümler de ortaktır.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Adalet Bakanımızın yadsınamaz destekleriyle, ilgili her kesimin katkılarıyla hazırlanmış olan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde sorunlarımızın önemli bir kısmının çözümüne yer verilmiştir. Ben de bu sorunların bazılarını çözümleriyle birlikte ortaya koyacağım.
* Yargı Reformu Strateji Belgesi, Türkiye Barolar Birliği'nin etkin katılımıyla hazırlanmıştır. Reform paketleri süratle çıkarılmalı ve hızla uygulamaya geçirilmelidir.
13 talep
1. Ülkemizin kanayan yarası, biz avukatların da hedefi olduğumuz toplumsal şiddetle ve kadına – çocuğa karşı şiddetle hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Bu, konu partiler üstüdür. Milli bir meseledir.
2. Hukuk alanındaki mesleklere giriş sınavı bir an önce getirilmelidir.
3. Yeni hukuk fakültesi açılmasına, mevcutlar arzu edilen seviyeye gelinceye kadar son verilmelidir.
4. Hâkim ve savcı yardımcılığı müessesesi getirilmelidir.
5. Hâkim ve savcı adayları dahil olmak üzere kamuya personel alımlarında mülakat uygulamasına bir disiplin getirilmelidir. Örneğin 500 kişinin alınacağı bir pozisyona, yazılıyı geçen 3000 kişi çağrılmamalı, yazılı sınav anlamsız kılınmamalıdır. Mülakatlar kamera kaydına alınmalıdır.
6. İstinaf mahkemelerinin kararlarının daha büyük bir yüzdesi Yargıtay denetimine açılmalıdır.
7. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurulardaki ilke kararlarına uygun kararlar vermek, hakimlerin yükselmelerinde en önemli ölçüt haline getirilmelidir.
8. Tutuklama tedbirinin peşin ceza gibi uygulanmasına sebebiyet veren katalog suçlar kanundan çıkarılmalıdır.
9. Vatandaşlarımızın üzerindeki avukatlık hizmetinden kaynaklanan KDV yükü azaltılmalıdır.
10. Kamuda çalışan avukatların özlük hakları sorunu ve bu çerçevede ek gösterge sorunu artık çözülmelidir.
11. Stajyer avukatlara, avukat yanında ücretli ve sigortalı çalışma imkânı getirilmelidir.
12. Uyuşmazlıkların doğmadan önlenmesini hedefleyen koruyucu avukatlık uygulamaları geliştirilmelidir.
13. İş uyuşmazlıklarında dava şartı olan arabuluculukta işçinin yanında avukatı olmadan müzakereye katılmasını adalet ve sosyal devlet ilkesi karşısında yanlış buluyoruz. Talep eden her işçiye maddi durum araştırması yapılmaksızın baro tarafından avukat görevlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Yargı Reformu Strateji Belgesi
““Türkiye’ye yönelik çeşitli algı operasyonlarının yürütüldüğü ve bunların hedefi malumumuzdur. Yabancı kamuoylarının ülkemize karşı olumsuz etkilenmesini önleyecek en etkili çare, hukuk devletinin taşıyıcı kurumlarını güçlendirmektir. Yargı Reformu Strateji Belgesi bu sebeple de önemlidir. Meclisimiz açılır açılmaz bir an önce ilk paketi kanunlaştırmalıdır.
"Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısının kuvvetler ayrılığını tam olarak sağlayacak şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde uzlaşma ile yeniden düzenlenmesini öneriyoruz.
“Önerimiz şudur: Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin yarısını TBMM’nin örneğin 3/5 gibi nitelikli bir oyla, dolayısıyla yüksek bir uzlaşmayla belirlemesi. Bu durumda uzlaşma kaçınılmaz olarak liyakat temelli olacaktır. Kalan üyelerin de Yargıtay ve Danıştay genel kurullarında yine nitelikli oyla belirlenmesi. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’na da aynı şekilde belli sayıda üye seçme yetkisi verilmesi.
"Türkiye’nin ortak akla konuşarak ve tartışarak ulaşabileceğini biliyoruz. Türkiye’nin hukuk devletini ve demokrasiyi eksiksiz inşa edeceğine dair inancımız sonsuzdur."
Cirit: Hukuk devleti için bağımsız yargı şart
Feyzioğlu'nun ardından konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in açıklamaları ise özetle şöyle:
“Bağımsız yargı yoksa hukuk devletinin varlığından söz edilemez. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte yargının denetleme görevi kuvvetlendirilmiştir.
“Yargı reformu adalete katkı sağlayacak. Yargı reformunun kısa sürede yasallaşarak ülke gündemine getirilmesini bekliyoruz. Özellikle yargıya ilişkin konuların şeffaf bir biçimde tartışılması gereklidir. Çatışma ve kavga, toplumsal diyalogun önüne geçerse sorunlar çözümsüz kalır.
"AB siyasi bir organ"
“Adli yıl açılışının şeffaf ve demokratik bir şekilde yapılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Katılan barolara teşekkür ediyorum. Bağımsız yargı ülkemizi ayakta tutan temellerden birisidir. Türk milleti adına kullanılan egemenliğin devlet dışında bir otoriteye bırakılması demokrasinin sonu olur.
“Siyasi bir organ olan AB, kendisini Türk Anayasa Mahkemesi’nin yerine koymaktadır? AB’nin raporu değersiz bir kâğıt parçasıdır. AB’nin yargıya yapmış olduğu siyasi müdahale girişimi ileride verilmesi muhtemel kararlara gölge düşürülmüştür. Türk Yargı Etiği Belgesi görmezden gelinmiştir.
"Ceza dairelerinde verim kaybı"
“2015 yılı adli yıl açılış konuşmamda, birlikte olabilirsek daha iyi bir adalet sistemine gidebileceğimizi söylemiştir. Stratejik planımıza göre istinaf sürecine ilişkin değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum.
“İstinaf sisteminin gereklilik olduğunu düşünerek böyle bir çalışma yaptık. Yargıtay'a gelen iş yükünün azaltılması ve içtihat mahkemesi haline gelmemesi hedefimiz. Ceza dairelerinde ise daha iki yıllık bir süreye ihtiyacımız vardır. 2015 yılında 938 bin karar veren daireler 2018 yılında yüzde 5 verim kaybı yaşanmıştır." (TP)
* Fotoğraflar: AA