Fotoğraf: AA - Arşiv
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisiyle ilgili sözlerinin kendisini rencide ettiğini söyledi.
Posta Gazetesi'nden Murat Çelik'e konuşan Arınç, Cumhurbaşkanlığı YİK üyeliğinden istifa edebileceği mesajını verdi.
Gazeteci Murat Çelik, Arınç’la görüşmesini Twitter hesabından paylaştı.
Arınç’la telefonda görüştüğünü belirten Çelik, Arınç’ın şunları söylediğini aktardı:
“Ben duygusal bir insanım. Dünkü konuşma beni çok rencide etti. Sayın Cumhurbaşkanı çok ağır bir konuşma yaptı.
“İstifa ettiğim yönünde bazı söylentiler çıkmış ama şu an için bu doğru değil. Ben başkaları gibi Twitter’dan, Instagram’dan istifa etmem. Oluşan durumla ilgili, Sayın Cumhurbaşkanı ile bizzat görüşmeyi bekliyorum.
“Sayın Cumhurbaşkanı bugün İstanbul’daymış. Programı yoğun. Dolayısıyla bugün görüşemedim. Sanırım yarın Ankara’da olacak ve görüşebiliriz diye düşünüyorum. - Kendisiyle görüştükten sonra gereken neyse onu yapacağım.
“Gelişen şartlar altında o konuşmayı yapmaya neden ihtiyaç duyduğunu kendisinden dinlemek isterim. Kendisinden dinledikten sonra, ‘O konuşmanın muhatabı bendim. Bu durumda buyurun istifa mektubumu’ diyebilirim.
“Benim üzerimden hem Sayın Cumhurbaşkanımızın hem de Yüksek İstişare Kurulu’nun yıpratılmasına izin vermem. Bana yakışmaz.
“Daha önce de bazı açıklamalarım üzerine ‘Bunları söyleyen birinin YİK’te ne işi var’ türünden yorumlar yapanlar oldu. Oysa benim yapacak daha çok işim var. Ama öyle bir noktaya gelir ki bazen, orada kalmaktansa gitmek daha yerinde olur.”
Murat Çelik, konuya ilişkin son mesajında Arınç’a “Görünen o ki, Cumhurbaşkanı görüşmeniz istifanızla sonuçlanacak” dediğini ve sadece Cumhurbaşkanlığı YİK üyeliğinden mi yoksa AKP’den de istifa edip etmeyeceğini sorduğunu, Arınç’ın ise “Elbette sadece YİK’ten. Partiden neden istifa edeyim?” dediğini aktardı.
Arınç ne demişti?
Bülent Arınç, 19 Kasım Perşembe akşamı Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında özetle şunları dedi:
“3-4 seneden beri tutuklu olan bir insan hakkında iddianamenin yazılması ve iddianameyle birlikte tahliyenin de yapılması mümkün. Bunu tutukluluk istisnaidir, tutukluluk cezaya dönüşmemelidir ilkesi uyarınca söylüyorum.
“Demirtaş’ın yazdığı çok güzel bir hikaye kitabı var ‘Devran’ isminde. Ne olur onu alın bir okuyun. Ben bu süreçte onu okudum. Bu kitabı okuduktan sonra belki Demirtaş hakkında kanaatinizi değiştirmeyeceksiniz ama Kürtler ve Kürtlerin yaşadığı travma üzerinde kafanızda çok şeyler değişecek.
“Ben Başbakan Yardımcısı iken de çözüm süreci içinde bazılarının tahliyesi sağlanmıştı. Bunun da tahliyesi olabilir. Yargıçlar, savcılar, mahkemeler özgürlükçü düşünsünler.
“Kavala hakkında iddialar yeni iddianame haline geldi. Ama adam 2017’den beri tutuklu. Onun halen tutuklu kalmasına hayret ediyorum. Tahliye edilmesi lazım.
“Ben 30 yıllık ceza avukatıyım. Bu iddianameleri okuduğum zaman ‘Çocuk bile yazmaz bu iddianameleri” diye isyan etmiştim. Hatta ‘cübbemi giyesim geliyor’ dediğimde bizim camiadan bir troll, ‘Cübbeli Bülo’ diye beni teşhir etmişti.
“Hukuku bilen insanlar, bu suçlamaların afaki olduğunu düşünebilir, bazılarının bir algı yaratmaya dönük olduğunu da düşünebilir. Rahip Brunson’da böyle olmadı mı? Deniz Yücel’de böyle olmadı mı? Büyükada’da toplanmış bunlar, vay hainler, kim bilir ne konuştular… Kimsenin kalbini yarıp bakamayız. Ne konuştular, bileceğiz. Neden biraraya geldiler bileceğiz. Yaptıklarını eyleme döktüler mi, bileceğiz. Maddi olay başlangıcına bakacağız.
“Bir hukukçu olarak söylüyorum, bu isimlerin en azından tedbir olarak tahliye edilmeleri lazım. Mahkeme yine ne karar verecekse versin. Çünkü o mahkemenin vereceği kararın bir denetim mekanizması var. İstinafa gidecek, oradan Yargıtay’a gidecek...”
TIKLAYIN - Arınç’tan Kavala ve Demirtaş mesajı
Erdoğan ne demişti?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç’ın sözleriyle ilgili olarak 22 Kasım Pazar günü şunları dedi:
"Son günlerde bizimle asla ilgili olmayan kimi bireysel açıklamalar ile reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılma çalışıldığını görüyoruz. Velev ki geçmişte birlikte çalışmış olsak bile hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı ile, hükümetimizle, partimizle ilişkili hale getirilemez.
"Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir. İstikametimizde en ufak bir değişiklik yoktur. Teröre bulaşmış, terörle el ele, kol kola yürüyenler hiçbir zaman bizim ne yanımızda, ne de dirsek teması olduğumuz kişiler olamaz.
"Şu anda yargının tasarrufu altında olanlar bizim yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börü'lerimizin ölümüne neden olanlar. Kobanê katliamının failleri hiçbir zaman Tayyip Erdoğan tarafından, dava arkadaşları tarafından asla ve asla savunulamaz.
“Gezi eylemlerin organize edenlerin savunucusu olamayız. Gezi olaylarının finansörlüğünü yapan ve şu anda içeride olan bugün yarın savunucusu olmadık, bundan sonra da olmayız. Vizyonumuzu kimse sorgulayamaz, aksini iddia edemez. Kavalalarla hiçbir zaman biz bir arada olamayız, Kobanê’yi unutamayız."
TIKLAYIN - "Kimsenin şahsi fikri partimizle ilişkili hale getirilemez"
(EKN)