Haberin İngilizcesi için tıklayın
Tuğçe Tatari, salı günü T24 haber sitesindeki köşesinde "Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü 'Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği' ekipleri[nin] ['Pusulam Polis' projesi kapsamında] evlerin kapısını bir bir çalıp tüm hane halkının parmak izlerini almaya başladı[ğını]" yazdı.
???? Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kürt çocuklarına 'doğuştan masum değiller' damgası mı vuruluyor?
— T24 (@t24comtr) October 10, 2022
✍️ Tuğçe Tatari'nin yazısı...https://t.co/WbtorWz2YW pic.twitter.com/GJuH4GL7d8
Tatari duyurduğu bilgileri 27 Eylül'de Hakkari Emniyet Müdürlüğü Twitter hesabından paylaşılan proje uygulama haberinden almıştı. Gerçekten de Hakkari Emniyeti'nin tvitinde uygulamanın, yazarın duyurduğu şekilde, ayrım gözetmeksizin "ilçemizde[ki] vatandaşları" kapsadığı ve polislerin evlere giderek "vatandaşlar"ın parmak izlerini aldıkları, görseller eşliğinde paylaşılıyordu.
Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Büro Amirliğimizce ''Pusulam Polis'' projesi kapsamında, ilçemizde vatandaşların kaybolduklarında daha kolay ulaşılabilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi için evleri ziyaret edilip parmak izleri alındı. pic.twitter.com/Qq3UVS0y7T
— Hakkari Emniyet Müdürlüğü (@EmniyetHakkari) September 27, 2022
"Yüksekova'da yaptığınızı İstanbul'da yapabilir misiniz?"
Tatari, uygulamanın, çocuklara yönelik yanı üzerinde özellikle durarak bir dizi soruyu gündeme getirdi.
► "Parmak izi almanın en temel amacı, suç soruşturmalarında elde edilen parmak izlerinden kimlik tespitidir ve bizler, yani hâlâ soru soran, özgürlük ve eşitlik içinde daha insanca yaşamak için çabalayan azınlık, kayda alınan bu çocukların devlet tarafından geleceğin 'terör şüphelileri' yapılacağı ihtimalini nasıl düşünmeden geçebiliriz?"
► "Bakınız, çok klişe evet, ama maalesef hâlâ gerçeği olanca çarpıcılığıyla ortaya koyan bir başka soru da şudur; misal İstanbul da, Ankara da, İzmir de böyle bir uygulama başlatılabilir mi?"
► "Peki bu üç büyük kentte, tıpkı 'Hakkari'de olduğu gibi önünüze gelen her evin kapısını çalıp hane halkının ve de çocuklarının parmak izini alabilir misiniz', diye sorulmadıktan sonra da başka hiçbir sorunun kıymeti kalmıyor..."
Tatari sorularını İçişleri Bakanı'nı açıklamaya davet ederek bitirdi:
"Anayasa'ya da aykırı olan bu uygulamanın içeriği, detayları ve ülkenin tamamında mı yoksa sadece 'belli bölgeler'de mi uygulandığına dair İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü acilen detaylı bir açıklama yapmalıdır! Buna mecburdur!
Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası |
Uygulama gerçekten ne için?
Kamuoyu, uygulamadan ilk kez Hakkari il Emniyet Müdürlüğü'nün tvitiyle haberdar olmuş ve konuyu ilk kez Tuğçe Tatari irdelemiş değildi. Tatari, konuyu ırkçılık boyutuyla gündeme getirerek tartışmayı derinleştirmiş olsa da uygulama bir kaç aydır biliniyor.
Konuyla ilgili ilk haber 28 Ağustos'ta AA tarafından geçilmiş ve "Pusulam Polis" projesi TRT Haber dijital kanalında "kaybolmaları halinde engellilere kolay ulaşılması" hedefiyle Hakkari İl Emniyet Müdürlüğünce hayata geçirildiği haberleştirilmişti. Ancak Ağustos'ta hedef çocuklar değil, "engelliler" olarak duyurulmuştu.
Ağustos'ta "engelli" ve "dezavantajlı bireylerimiz"
TRT Haber'in alıntıladığı AA haberine göre "Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü"nde görevli memur Seda Köroğlu Kindar, "projeyle dezavantajlı grupların yaşayabileceği mağduriyet ve problemlerin önüne geçmeye çalıştıklarını" söylemişti: "Kendini ifade edemeyen engelli ve özel eğitime tabi bireylerimizin, başta kayıp vakaları olmak üzere çeşitli mağduriyetler yaşadığını gördük. Bu yüzden böyle bir proje geliştirdik. Projemiz kapsamında tespitini yaptığımız bireyleri ikametlerinde ziyaret ediyoruz."
Polis memuru, projenin il genelini kapsadığını anlatmış ve "Ziyaret ettiğimiz ailelere proje hakkında bilgiler veriyoruz. Yaklaşık 1200 bireyin parmak izlerini almayı hedefliyoruz. Bugüne kadar vatandaşlarımızdan konuyla ilgili güzel tepkiler aldık. Bölgemiz için güzel bir çalışma olduğu kanaatindeyiz" demiş.
Eylül'de "ilçemizdeki vatandaşlar"
Ancak Hakkari Emniyeti'nin Eylül sonunda paylaştığı tvite göreyse uygulama, "engelliler"i değil, ayrımsız "bütün vatandaşlar"ı kapsıyordu. "llçemizde vatandaşların kaybolduklarında daha kolay ulaşılabilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi için evleri ziyaret edilmişti."
Ağustos'ta AA'ya görüş veren polis memurları "Pusulam Polis" uygulamasının "engelli yurttaşları", "1200 bireyi"; Tuğçe Tatari'nin yorumladığı, Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü'nün paylaştığı fotoğraflar "daha çok çocukları" hedef aldığını ifade etse de, henüz uygulamanın amacı, kapsamı, Yüksekova'nın hedef alınmış olmasının nedenleri ve uygulamanın yasal ve Anayasal geçerliliğine ilişkin bir bakanlık açıklaması yok, yerel polis yetkili ve görevlilerinin yaptıkları açıklamalar da birbiriyle çelişiyor.
Ancak, çocuk ve insan hakları savunucuları, hukukçular ve HDP Hakkari milletvekilleri konuyu TBMM, Barolar ve genel kamuoyu önüne taşımayı sürdürüyorlar.
HDP Hakkari milletvekili Sait Dede:
"Polisin böyle bir yetkisi ve görevi yok"
HDP Hakkari milletvekili Sait Dede, uygulamanın Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü tvitiyle duyurulmasının ardından, 8 Ekim'de TBBM'de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması isteğiyle verdiği yazılı soru önergesinde "Yurttaşların parmak izlerinin hangi hallerde alınabileceği PVSK 5. Maddede tek tek ayrıntılı olarak belirtilmiştir, bu uygulamanın Anayasa ve yasalara aykırı olduğu gibi polise takdir yetkisi vermeyen 5.maddeye de aykırı olduğunu düşünmüyor musunuz?" diye sordu.
Dede'nin sorusuna henüz İçişleri Bakanı yanıt vermedi. Ancak, Hakkari Emniyeti iki gün sonra kentte gerçekleşen bir barışçı gösteri sırasında Sait Dede'yi "dokunulmazlık" statüsünü dikkate almaksızın diğer Hakkari milletvekili Dr. Habib Eksik'le birlikte sopalarla darp etti. Eksik'in bacağı kırıldı. Dede yaralandı. "Pusulam Polis" projesinin yasallığı ve meşruluğu yanında "şefkat" boyutunun da dayanaktan yoksun olduğu görüldü.
Hakkari Barosu Başkanı Canan: "Bu fişlemedir"
11 Ekim'de Medyascope'un sorularını yanıtlayan Hakkâri Barosu Başkanı Avukat Ergün Canan da emniyetin bu uygulamayı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun (PVSK) 5. maddesine dayandırdığını vurgulayarak, "Madde ise bunun tersini söylüyor." dedi. "İnsanların başvurusu olacak ki, böyle bir parmak izi alma işlemi olsun. Evlere gidip baskı unsuru oluşturarak parmak izi almak yasa ve anayasaya aykırı. Bu, şu an 'engelli vatandaşlar için alınıyor' deniliyor ama diğer bireylerin de parmak izleri alınabilir. Bu, bize göre bir fişleme. Türkiye'nin başka bir yerinde olmayan bir uygulama neden ilk önce Hakkâri Yüksekova'da uygulanıyor. Bu uygulama doğru değil, kabul etmemiz mümkün değil" dedi.
Dr. Değirmencioğlu: "Polisten pusula olmaz"
Evrensel yazarı, çocuk hakları savunucusu Dr. Serdar Değirmencioğlu da "'Pusulam Polis' vb. çalışmaların hepsi[nin], yaklaşık 15 yıldır sürdürülen polis sevdirme kampanyasının bir parçası" olduğunu yazdı.
"Bu yutturmacalar tek adam iktidarının kurduğu polis devleti için gerekli. Çocukları hiç çekinmeden öldürenleri çocuklara sevdirmek istiyorlar. Bütün bunlar utanç verici..."
(AEK)