Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır Barosu, "Zırhlı Araç, Mayın ve Çatışma - Savaş Atığı Kaynaklı Çocuk Hakkı İhlalleri" başlıklı raporunu açıkladı.
Baronun Çocuk Hakları Merkezi üyeleri Özlem Ender, Şoreş Deniz Tuğrul, Ömer Sansarkan ve Murat Aba'nın hazırladığı rapor, Tahir Elçi Konferans Salonunda basınla paylaşıldı.
Zırhlı araç çarpması, mayın ve savaş atıklarının patlaması sonucu hayatını kaybeden ve yaralanan çocuklarla ilişkin verilerin paylaşıldığı raporda, 2011-2021 arasındaki 10 yıllık istatistikler yer aldı. Kürt illerinde zırhlı araçlar, mayınlar ve savaş atıklarının çocuk ölümlerini önemli ölçüde artırdığı vurgulandı.
Raporda; 2013-2015 yılları arasındaki çözüm süreci ve çözüm sürecinden önceki ve sonraki yıllar da yer aldı. Çocuk ölümlerinin özellikle çözüm sürecinin sona erdiği 2015 yılından sonra çok daha fazla yaşandığı ifade edildi.
Yargı sürecindeki cezasızlığa da dikkat çekilen raporda, 11 Eylül 2019 günü Diyarbakır'da zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren 5 yaşındaki Efe Tektekin'e, 4 Mayıs 2017'de Şırnak'ın Silopi ilçesinde panzer tipi zırhlı aracın evlerinin duvarını yıkarak uykuda ezdiği Muhammed Yıldırım (7) ve Furkan Yıldırım'a (6) ve 12 Ekim 2015 Diyarbakır'ın Sur ilçesinde kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 12 yaşındaki Helin Hasret Şen'in dosyalarına ve yargı kararlarına yer verildi. Faiilerin cezasız bırakıldığına işaret edildi.
TIKLAYIN-"Diyarbakır'ın yüzde 85'i insan haklarının ihlal edildiğini düşünüyor"
Zırhlı araç 49 çocuğa çarptı
Raporda; son 10 yılda 22 çocuğun zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitirdiği, 27 çocuğun ise yaralandığı belirtildi. Yaşamını yitiren çocukların 21'inin Kürt illerinde yaşadığı bir çocuğun ise; Marmara Bölgesi'nde yaşadığı ifade edildi.
Raporda, özellikle ölüm ve yaralanmalarda 2016-2018 yılları arasında ciddi bir artış olduğu belirtildi. Hak ihlallerinin yüzde 52'sinin bu dönemde yaşandığı vurgulandı.
TIKLAYIN-"Diyarbakır'ın yüzde 73'ü yargıya güvenmiyor"
Savaş atıkları nedeniyle 45 çocuk öldü
Raporun "Mayın ve Çatışma-Savaş Atıklarından Kaynaklanan Çocuk Hakkı İhlalleri" başlığında ise en fazla ihlalin Kürt illerinde yaşandığı belirtildi.
Savaş atıkları nedeniyle bölge illerinde 45 çocuğun öldüğü, 126 çocuğun ise yaralandığı ifade edildi. Raporda, Akdeniz ve Ege'de de toplam 9 çocuğun savaş atıkları nedeniyle yaralandığı paylaşıldı.
TIKLAYIN-"Türkiye Savaş Atıklarıyla Kirlenmiş Bir Ülke"
Eren: Güvenlikçi politikalar çocukları öldürüyor
Rapora ilikin bianet'e konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, 10 Aralık'ta açıkladıkları "Diyarbakır İnsan Hakları Araştırması"na hatırlattı ve İnsan Hakları Araştırması raporunda da özellikle Kürt illerinde çocuklara yönelik hak ihllalerinin çok fazla olduğu sonucuna ulaştıklarını söyledi.
Çözüm sürecinin sona erdiği çatışmalı süreçte ve sonrasında kentlerde kalan savaş atıkları nedeniyle ölümlerin çok fazla olduğunu vurgulayan Eren, şöyle devam etti:
"Kürt sorununda güvenlikçi politikalara başvurulmasının bedelini en çok çocuklar ödüyor. 2015-2016 yılında kentlerde yaşanan çatışmalı sürecin sonunda bir savaş artığı temizliği yapılmadı ve çocukların oyun alanındaki bu patlayıcı maddeler nedeniyle çocuklar öldü.
"Cezasızlık ikinci önemli faktör"
"Verilere baktığımızda çocuk ölümleri en çok ölümler 2015'ten sonra çatışmaların şehir merkezilerinde yöneldiği dönemde artıyor. Yine OHAL'de kentlerin ara sokaklarında fütursuzca dolaşan zırhlı araçlar, onlarca çocuğun ölümüne neden oldu.
"Bu ölümlerin yaşanmasının birinci nedeni devletin Kürt sorununa bakış açısı ise; ikinci nedeni de yargı kararlarıdır. Bugüne kadar hapis cezasının uygulandığı bir olay olmadı.
"Yargının özellikle zırhlı araç çarpmalarına bakış açısı basit trafik kazası, ceza verilmiyor veya verilen ceza erteleniyor. Yani bir cezasızlık var, bu da ölümlerin artmasına neden oluyor. Özcesi Kürt çocukları ya zırhlı araçlarla ölüyor ya da savaş atıkları nedeniyle ölüyor."
Raporda yer verilen öneriler: 1- Devlet Ottowa Sözleşmesi ile taahhüt ettiği mayın temizleme yükümlülüğünü ivedilikle yerine getirmelidir. 2- Mayın temizlemeye ilişkin yapılacak yasal düzenlemeler ve uygulamalar, mayının bir çevre ve insan hakları ihlali sorunu olduğu kabulüyle gerçekleştirilmeli, bu sorun bir ihale ve arazi ıslahı sorununa indirgenmemelidir. 3- Mayın temizleme işlemleri planlı, ivedi ve kamuoyunun bilgisine ve denetime açık bir sürece yayılması gerekir. 4- Mayın temizleme süreci devam ederken mevcut mayınlardan dolayı oluşabilecek zararların önlenmesi için mayınlı bölgelerin işaretlenmesi ve bu bölgelerin sivil geçişine kapatılması gerekir. 5- Mayınlı bölgelerin fazla olduğu veya mayınlı bölgelere yakın olan özellikle kırsal bölgelerdeki okullarda çocuklara mayın ve çatışma-savaş atıklarına ilişkin risklerden korunma eğitimleri verilmelidir. 6- Öncelikle Karayolları Trafik Yönetmeliğinde düzenleme yapılmak suretiyle zırhlı araçların şehir içi kullanımı yasaklanmalı, bu mümkün değilse zırhlı araçların şehir içi kullanımı asgari düzeye indirilmeli ve bu durumda dahi zırhlı araçlar için belirlenmiş şehir içi yasal hız limitlerine uyulması gerekir. 7- Zırhlı aracı kullanan kolluk görevlilerinin bu araçları kullanmak için gerekli olan ehliyet ve lisanslara sahip olması ve buna ilişkin eğitimlerini tamamlamaları gerekir. 8- Kullanım amacı olarak değerlendirildiğinde aslında bir savaş ve çatışma aracı olan zırhlı araçları kullanan kolluk görevlilerinin sosyal gerçeklikle bağlarının kopmaması için psikososyal destek çalışmaları ile desteklemeleri gerekmektedir. 9- Mayın, çatışma-savaş atığının yoğun olduğu bölgelerde bulunan sağlık merkezleri personel ve teçhizat bakımından desteklenmelidir. 10- Mayın, çatışma-savaş atığı ve zırhlı araç nedeniyle yaralanan çocuklar için protez ve rehabilitasyon merkezleri kurulmalıdır. 11- Hareketli ve sabit protezlerin takılma ve yenilenme işlemleri tamamen ücretsiz olmalı ve yenileme süresi çocukların gelişimlerinin hızlı olduğu kabulü ile belirli bir süreye değil ihtiyaca göre düzenlenmelidir. 12- Mayın, çatışma-savaş atığı ve zırhlı araçlardan zarar görmüş çocukların ekonomik ve sosyal destek ihtiyaçlarına cevap olacak politikalar geliştirilmelidir. 13- Mayın, çatışma-savaş atığı ve zırhlı araçlar yüzünden yaşamını yitirmiş veya yaralanmış çocukların mağdur olduğu ceza dosyalarında fail hakkındaki soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi ve yargının cezasızlık pratiğinden vazgeçmesi gerekir. | |
(RT)