Haberin İngilizcesi için tıklayın
HDP'nin Edirne ve Hakkâri’den Ankara’ya başlattığı “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü” Van ve İstanbul’da devam ediyor.
TIKLAYIN - HDP Edirne ve Hakkari'den Ankara'ya yürüyor
Bugünkü program kapsamında HDP Eş Genel Başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar Van Barosu’nu ziyaret etti. Sancar’a HDP Sözcüsü Ebru Günay, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede ve Van Milletvekili Murat Sarısaç ile HDP yöneticileri eşlik etti. Heyeti, Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı.
"Devletin görevi bizim güvenliğimizi sağlamaktır"
Burada bir konuşma yapan Sancar şunları söyledi:
“Biz bir yürüyüş başlattık. Dün Hakkâri’den yola çıktık, buraya geldik. Büyük engellemeler var. Fakat bizim yürüyüşe başlarken belirlediğimiz bir çerçeve ve aldığımız kararlar da var. Çok net olarak demokratik meşru haklarımızı kullanmaktan vazgeçmeyeceğimiz ama bu hakları kullanırken de hiç kimseye özel bir gerginlik, gerilim bahanesi sunmayacağımızdır. Devletin ve hükümetin görevi temel hak ve özgürlükleri kullanımını kolaylaştırmak ve bu halkları kullananların güvenliğini sağlamaktır, onları engellemek değil.
“Bazı yerlerde engellemeler biraz daha can sıkıcı, tatsız boyutlara ulaşabiliyor. Ama buradan tekrar hatırlatmak isterim; HDP demokratik meşru zemini hakkı olan çerçevede kullanmakta kararlıdır. Bunu yaparken demokratik meşru zemini terk etmemeye kararlıdır. Bu konuda yapılacak her türlü provokasyon girişimini boşa çıkaracak kadar olgunluk, birikim ve kararlığımız vardır.
“Bu yürüyüş iki noktadan; Hakkâri ve Edirne’den başladı. Bütün güzergahlarda verdiğimiz mesaj açık: Bu ülkede demokrasi sorunu var, bu ülkede adalet sorunu var, bu ülkede barış sorunu var. Bütün bunları ancak hep birlikte çözebiliriz. Bizim yürüyüşümüz sorunları birlikte çözme çağrısıdır. Türkiye’de demokrasi isteyen bütün çevreleri, adalet isteyen her kesimi ve herkesi kapsayan bir çağrıdır. Herkes kendi gücü oranında, bulunduğu yerde bu mücadeleye katkı sunabilir. Herkesin yürüyüşlere katılması çağrısı değildir; herkesin itirazını duyurması çağrısıdır. Bu itirazların buluşacağını biliyoruz.
'Halk sağlığını dikkate alarak planlama çıkardık'
“Yürüyüşleri kalabalık tutma gibi bir kararımız da yok. Tersine pandemi koşullarında halk sağlığını da mutlaka önemseyerek planladık bu yürüyüşü. Burada önemli olan halkımızla gönüllerde ve seste buluşmaktır. Seslerin ve gönüllerin buluşmasıdır. Biz bunu yürüyerek gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Şehirden şehre çeşitli temasları organize ederek bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Heyetlerimiz gideceği şehirlerde sizin gibi kurumlar başta olmak üzere, çeşitli meslek emek örgütlerini ziyaret edecekler. Yine sağlık tedbirlerine dikkat ederek halk buluşturmaları gerçekleştirecekler.
'Emru ve Aytaç'ın adalet talebi'
“Adil yargılama demişken, ÇHD’li avukatlar da bir operasyonla önce gözaltına alındılar, sonra tutuklandılar. Adil yargılanma talebi ile bir ölüm orucu başlattılar. Özellikle şu an ölüm orucunda biraz daha uzun zamandır bulunan Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumları giderek ciddileşiyor.
“Grup Yorum üyelerinin bizi çok yaralayan sonunun burada tekrarlanmaması gerekiyor. Talep basittir, adil yargılanmak istiyorlar. Adil yargılanma sadece onların talebi değildir, adil yargılanma herkesin talebidir. Bu sese mutlaka kulak verilmelidir. Bizler üzerimize bir şey düşerse bunu büyük bir memnuniyetle yerine getiririz.
“Eğer bu sürecin acı sonuçlarla bitmemesini sağlayacak yollar, imkanlar varsa, bunları bütün meslektaşlarımla birlikte ben de yerine getirmek isterim. Ölüm oruçlarında böyle bir sonu yaşamak, bizleri bir kez daha derinden yaralayacaktır. Buna hep birlikte dur dememiz gerekiyor. En başta adil yargılanma talebinin mutlaka karşılık bulması gerekiyor. Hükümeti ve Adalet Bakanını daha duyarlı ve daha sorumlu davranmaya çağırıyorum." (EMK)