Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Binasına 17 Haziran’da gerçekleştirilen saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın avukatları saldırıda sorumluluğu olan MİT ve emniyet görevlileri hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verdi.
Avukatlardan yapılan yazılı açıklamada, “bir iç çatışmayı tetikleyebilecek planlı, organize saldırı ve sonrasında yaşananlar nedeniyle sorumluluğu, İhmali, taksiri yada kastı görülen emniyet ve istihbarat görevlileri hakkında herhangi bir soruşturma açılmamıştır” denildi.
“Güvenlik tedbirlerini almakta yetersiz kalan ilgili ve görevlilerin tespiti” istenilen dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Katliamı önlemekle yükümlü kolluk ve istihbarat görevlileri, Anayasa ve yasalardan kaynaklanan görevlerini yerine getirmemişler, kendilerine sağlanan olağanüstü yasal yetkileri ve teknik olanakları kullanmamışlardır. Söz konusu tehlikeyi veya saldırıyı önlemek için makul ölçüler çerçevesinde ve sahip olunan yetki ve görevler kapsamında alınması gereken önlemler asgari düzeyde dahi alınmamıştır.
"İstihbari bilgi topladılar"
İzmir Emniyet Müdürlüğü tarafından 7 gün 24 saat çok sayıda resmi ve sivil polis HDP İzmir İl Örgütü binası önünde görevlendirilmesine rağmen, bu güçlerin, HDP İl binasını ve HDP'lileri korumak, onlara karşı işlenmesi muhtemel saldırıları önlemek için değil, aksine HDP’ye gelen/gidenler ve HDP'lilerle ilgili istihbari bilgi toplamak, HDP çalışmalarını kontrol etmek için görevlendirildikleri anlaşılmaktadır. Bu nedenle de HDP önünde yapılan provakatif hiçbir eylem ve etkinlik kolluk tarafından engellenmemiştir.
Saldırgan Onur Gencer ifadelerinde, saldırıyı aylar öncesinden planladığını ve tasarladığını, buna göre hazırlık hareketlerini gerçekleştirdiğini söylemesine rağmen emniyet birimlerinin olaydan habersiz olması mümkün görülmemektedir.
Emniyet ve istihbarat birimleri bu olağanüstü koşullarda olağan önlemleri dahi almamışlar, önleyici takip ve yakalama yapmamışlardır. Adeta kolluğun gözetim ve denetimi altında bir saldırı ve öldürme eylemi gerçekleştirilmiştir.
"Yakalamak için müdahale etmediler"
Kolluk güçleri, İl binasında bulunan Deniz Poyraz'ın yaşam hakkını korunmak için hiçbir adım atmamıştır. Saldırı gerçekleşmeden önce İl binası önünde resmi ve sivil polis olmasına rağmen saldırgan katil elini kolunu sallayarak binadan içeri girmiştir. Kolluk tarafından silah sesleri gelmeden saldırganın HDP İl binasında olduğu bilinmesine rağmen yakalamak için hiçbir müdahale yapılmamıştır.
Terörle Mücadele Şubesinin HDP İl binasına yürüyerek iki-üç dakikalık mesafede olmasına, Emniyet Müdürlüğü ve Güvenlik Şubenin araçla neredeyse üç-dört dakikalık mesafede olduğu yerlerden müdahale edeceği varsayılan kolluk güçlerinin saldırının olduğu yere gelmeleri yaklaşık 30-40 dakikayı bulmuştur.
"Kasta varacak şekilde davrandılar"
Gelen müdahale ekibi buna rağmen İl binasına çıkarak saldırganı yakalamak yerine, adeta işini bitirmesini beklemişler, daha sonra iş merkezinin dış kapısı önüne gelen saldırgan hakkında samimi görüntüler içeren bir yakalama işlemi yapmışlardır. Kamu görevlilerinin bu olayın istihbaratı, önlenmesi ve olay anında hareketsiz kalmaları nedeniyle neredeyse kasta varacak düzeyde davranışlarının olduğu açık ve net bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
Devlet yaşam hakkını ve örgütlenme özgürlüğünü korumak adına ne pozitif ne de negatif yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Dolayısıyla devlet, saldırı ve sonuçlarından birinci derecede sorumludur.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin belirlediği kriterlere uygun olarak etkili soruşturma yapmasını, sorumluluğu olan emniyet güçlerinin tespit edilerek yargı önüne çıkarmasını beklediğimizi ifade etmek isteriz." (RT)