Fotoğraf: Esra Bilgin – İstanbul/AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Turan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank Twitter’dan açıklama yaparken, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Kabine Toplantısı’nın ardından düzenlediği basın toplantısında konu hakkında konuştu.
AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş ise Meclis Genel Kurulu’nda konuya değindi.
Bülent Turan:
“Gezi başarıya ulaşsaydı, hükümetlerin sokaklarda kurulacağı bir dönemi yaşayacaktık. Mahkemece delil yetersizliğinden beraat kararı verilse de kararın millet vicdanındaki yeri mahkumiyettir. Kaldı ki itiraz hakkı devam ediyor Yaşanan vandalizmi, saldırganlığı, terörü unutmadık!”
Mustafa Varank:
“Ülkemize en güzel yıllarını kaybettiren, demokrasimize ve ekonomimize en büyük darbeyi vuran, seçilmiş hükümeti vandallıkla devirmeyi amaçlayan, terör örgütlerinin panayır alanına dönen Gezi Kalkışması amasız, fakatsız, apaçık bir ihanettir.”
Mahir Ünal:
Hepiniz oradaydınız ve her şey siz oradayken oldu. “Meselenin ağaç olmadığını” hepimiz biliyoruz. Yargı kararına saygılıyız fakat hiçbir yargı kararı, günlerce süren şiddet eylemlerini, “hükümeti devireceğiz” naralarını, bu kadar yıkım, yakım ve yağmayı aklamaz. #GeziDarbesi
Mehmet Muş
"Sanıklar mahkemece beraat ettirilmiş olabilir ama bir hak arama iddiasındaysanız, oradaki araçları ters çevirip yakmazsınız. Simitçinin tezgahını bile yakıp yıkmak, oraları dağıtmak, AKM'nin çatısına terör örgütlerinin paçavralarını asmak bir hak arama yöntemi değildir. Gezi bizim nazarımızda Vandalizmdir.”
İbrahim Kalın:
“Bir yargı sürecinin bir aşamasını teşkil ediyor. Söz yargıda, bizim yorum yapmamız doğru değil. Gezi olayları ile ilgili bir kalkışma olarak ülkeye verdiği zararı unutmamak lazım. Sayın Gül gurur duyabilir. Bizim tarafımızdan bir bağlayıcılığı yoktur. Bir bütün olarak okuduğumuzda durumu Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini unutmayalım.”
Markar Esayan:
“Her yönden geldiler, ülkede fay hatları yaratarak çöküş planladılar. Ama hiçbiri başarılı olamadı. Esasen ne beyaz Türkleri, ne Kürtleri, ne de Alevileri istedikleri gibi kullanabildiler. Gezi’nin ilk yıldönümünde sokakta dhkpc vardı ama sivil vatandaş yoktu. Söndü gitti.” (EKN)