Cumhurbaşkanlığı ile milletvekilliği seçimlerinin birlikte yapılacağı ve olağan tarihi Haziran 2023 olan seçimlerini gürültüsü son bir yıldır kopuyordu.
Önce seçim yapılmayabilir, sonra ertelenir, daha sonra erkene alınır filan denirken! En nihayetinde zamanından bir ay öncesine alınıp 14 Mayıs 2023’e karar kılındı ve işte o gün geldi çattı.
Yarın seçim için cümbür-cemaat belki de en katılımlı seçim olarak tarihe geçecek seçim için sandık başına gidilecek.
En başında vurgulamak gerekir ki bu seçim alışıldık bir seçim değil elbette.
Ülkenin bütün sinir damarlarına, nirengi noktalarına, en tepeden en dipe üç noktalara nüfuz etmiş 22 yıllık bir muktedir gücün bütün yetkiyi istediği gibi kudretinde tutarak kullandığı bir ülke gerçekliği ile karşı karşıya tebaa…
Ve ne acı ki tebaanın çaresi, yalnız kendisi! Derdine, çözüm bulma fırsatını kullanacağı imkânların tümü kadük hâle getirilmiş!
Öyle bir seçim sistemi seçmenin önüne tercih hakkını kullansın diye konulmuş ki! İktidar partisi dahil hiçbir partinin tek başına sonuç alıcı veya temsili yeteneğini temsil gücü oranında değerlendirip kullanabileceği bir şansı yok!
İlla ki bir ittifak içinde güç toplanması ile varlık kavgası denenecek. Üstelik bunun adına da demokrasi, temsili demokrasi denecek!
Bir başka yönü de şu ki; medya ve iletişim çağı diye telaffuz edilen bu manipülasyon çağ yangınında muktedirlik devasa bir güç toplayıcılığıyla bütün propaganda araçlarını adeta tekelleştirerek tek el’de toplamış durumda.
İşte sandık başına giderken hâl ve ahval budur…
Bir yanda 22 yıldır ülke yönetiminde güç üstüne güç gösterisinde bulunan adına “cumhur” denen ittifak var.
Öbür yanda geçmiş muhaliflik ve mevcut iktidar ortaklığından kopuş üzerinden yeni muhalifliğe evrilerek adına “millet” denen ittifak var.
Bu ikisinin dışında ve ayrı bir yerde duran bir ittifak daha var; adı “emek ve özgürlük” olan.
O da muhalif tabii ki. Ana gövdesi büyük ölçüde Kürt siyasetinden örülü, kimi sol çevrelerin içinde yer aldığı, bir de kimi Kürt oluşumlarının “biz de varız” dediği bir ittifak. Ha bu ittifaka kendi logosu ile bir şekilde eklemlenmiş ve varlığı içe de pek sinmemiş olan adı “sol” olan bir de solun sağı var.
İşte 2023 Türkiye’sinin talepkâr siyasal temsiliyet hakkı için seçmenin karşısına çıkan tablosu budur.
14 Mayıs, aynı zamanda Anneler Günü. Ertesi günü olan 15 Mayıs ise bundan tam 91 yıl önce Şam’da Celadet Bedirxan’ın Latin harfleri ile yayınladığı Kürtçe Hawar Dergisi gerekçeli olan 2006’dan bu yana kutlanan Kürt Dil Bayramı Günü.
Madem böyle; Anaların ak sütü gibi helal û hoş olan Kürtçe dil gününde tabiatın bahşettiği yeşil rengin ahengi oylarımızla ruhumuzu şenlendirsin… (ŞD/AS)