Derya Tuna transparan durumların sonrasında, basın önünde "transparan" bir şekilde vuruldu. Vuran arkadaş bir sonraki gün yakalandığında, Tatlıses'i de, Tuna'yı da tanımadığını, ama "İbo'nun karısına transparan giymenin yakışmadığını", bu yüzden "racon kestiğini" söyledi.
Tanımama durumuna inanmayanların sayısı mahkeme de dahil, hayli fazla. Tabii bunda olaydan hemen sonra hastaneye giden Tatlıses'in Tuna tarafından "katil" denilerek içeri sokulmamasının da payı var.
Reha Muhtar'da tehditler
Asena ise, Tatlıses'in de bulunduğu bir ortamda, televizyon çekimlerine giderken vuruldu. Televizyonların elinde bu kez canlı görüntüler yoktu, ama hikaye nefisti magazinciler için, Tatlıses ise yine layık olduğu yere döndü, manşetlere...
İbrahim Tatlıses, Asena'nın vurulmasıyla ilgili olarak canlı yayındaydı... Reha Muhtar'la, "danışıklı döğüş" tadında bir program yaptılar. Muhtar, "İbrahimciğim, şimdi bunlar neden böyle oluyor" derken, "İbrahimciği" de, "abi bak, beni çileden çıkartmasınlar, kötü olur, kimseyi tutamam" diye canlı tehditler savuruyordu.
Tatlıses'in bütün bu kadın kurşunlama olayları ile ilgili tek yorumu, onu çok seven fanatik hayranlarının Tatlıses'in hayatındaki kadınların yanlışlarına katlanamıyor olmaları. Mesela Derya Tuna, transparan bir elbise giydi, üstüne üstlük bir de sahneye çıktı, Tatlıses de buna kızdı tabi...
Yeter ki kızmasın, racon kesilir
Tatlıses fanatikleri imparatorlarının kızmasına izin vermeyecekleri için racon kestiler, Tuna'yı ayağından kurşunladılar... Aynı senaryo, Asena için de geçerli, ortalık bir yerlerde Tatlıses için son günlerin moda deyimi "light erkek" demiş, nasıl olduysa fanatikler de bunu duymuş... Böylece Asena da cezasını çekti...
Yaşananlar iki kadının vurulması olarak algılanabilir sadece. Muhtemelen adliye kayıtları da böyle işleyecek zaten. Sadece ayaklarından vuruldukları için, vuranlar komik cezalarla serbest kalacaklar, kadınlar ise aylarca yürüyememekle cezalandırılmış olacaklar.
Asena için durumun iyice vahim olması ise başka bir konu. Çünkü Asena hayatını dans ederek idame ettiriyor ve böyle bir saldırı her şeyi bir tarafa bırakırsak, Asena'nın para kazanmasını engellemek anlamına geliyor.
Dünya çapında da olabilirdi
Bütün bunların yaşandığı ortam ne peki? İbrahim Tatlıses denilen adam, Urfalı bir inşaat işçisiyken, akıllara zarar güçteki sesiyle keşfedildi. Herkesin ortak fikri, eğitimsizken böyle çıkabilen bir sesin bir de eğitimli olması halinde, Tatlıses'in muhtemelen dünya çapında bir ses olacağı.
Ama durum, yıllar içinde biraz değişti galiba. Olay sadece sesiyle tanınan, iyi şarkı söyleyen bir adamdan çıktı.
Tatlıses ülkenin güçlü adamlarından biri.Attığı her adım, hem magazinciler hem de Emniyet tarafından yakından takip ediliyor tabi ki.
Güçlü,ama "kadınları" vuruluyor
Bu noktada tuhaf olan Derya Tuna ve Asena'nın, Tatlıses'in hayatındaki iki kadının bu kadar kolay, bu kadar gözlerinin içine bakıla, bakıla vurulabiliyor olmaları. Eğer İbrahim Tatlıses bu kadar güçlüyse, "kadınları" da bu kadar kolay vurulabiliyorsa, "demek ki Tatlıses'in bu işte parmağı var" iddiaları bu yüzden yapılıyor.
Sebep her ne olursa, olsun, kim tarafından yapılıyorsa, yapılsın, ortalıkta son derece pis bir şeyler dönüyor. Kadınlar, transparan giydikleri için vuruluyor, dans ettikleri için mesleklerini yapamayacakları hale getiriliyor. Ve görünen o ki, insanlar durumda bir tuhaflık görmüyor.
Tatlıses, hayatında bir şekilde yer alan kadınların vurulmasını dünyanın en normal olayıymış gibi canlı yayınlarda yorumluyor, "şundan oldu, bundan oldu, ben bunu yapanları biliyorum, yanlarına bırakmayacağım" diye konuşmayı sürdürüyor.
Uykusuz geceler
Ama Tatlıses'in hayatında aksayan bir şey olmuyor. İddiasına göre sadece geceleri uyuyamıyor. Asena ve Derya Tuna ise, alınlarında "biz yanlış bir şey yaptık, bunun acısını çekiyoruz" yaftası ile, ortalıkta görünmemeye özen göstererek yaşamlarını başka bir yöne kaydırıyorlar.
Tatlıses ise, kendi aleminde yanlış olan bir durumun ardından bile, hala "Derya Hanım yanlış yaptı, ama onun cezasını vermek bana düşer" diyebiliyor. "Yer altı yasaları her ne olursa olsun, senden başka birinin senin kadınına kalkan elini kırmayı gerektirmez mi"ye gelen sorular soruyorlar Tatlıses'e, cevap vermiyor...
Kadınları vurarak "eğitim"
Cevap vermediği bir başka soru ise, Asena'yı vuran Ahmet Demir'in kelepçeli götürülmesi ile ilgili bir gazetecinin birkaç ay önce "mafya babası" Sedat Peker'in Tatlıses'in yanından kelepçelenerek götürülmesinde
Tatlıses'in yorumunu hatırlatarak sorduğu soru... "Kelepçeler aslanlara takılır demiştiniz, bu durumda Ahmet Demir de aslan mı oluyor?"
Demir aslan mı oluyor, kaplan mı bilinmez, ama bu "hesaplaşmalarda", kesilen raconlarda kadınların yeri yok... Var olduklarında da, durumun iki taraftan birine gözdağı vermek için olduğu aşikar... Kadınlarını vurarak " bir toplumdan ne beklenir o bilinmez... (ÇM/NM)