Taş ile panzeri karşılaştırın. Yumurta ile biber gazını yan yana getirin? Yanında koruma ordusuyla içeri giren herhangi bir siyasi ile onun yaptıklarını doğru bulmadığı için protesto eden öğrencileri yan yana getirin?
Dolmabahçe'de iki kere toplantı yapıp ikisine de öğrencileri çağırmayan bir başbakan ile o toplantının öğrencilerden bağımsız yapılmasını istemeyen öğrencileri yan yana getirin? Nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?
Siyasetin öznesi olarak sadece seçilmişleri ve atanmışları dinleyen siyaset yapıcıların milletin iradesini temsil ettiğini düşünebilir miyiz? Millet iradesi diye her seçim döneminde afişe olan bu söz mevzu bahis üniversite öğrencileri olunca unutuluyor. Neden üniversite öğrencilerini de bu toplantıya çağırmıyorlar?
Denilebilir ki başbakan haklı, yumurta yemek istemiyor. Aynı haklılık üniversite öğrencileri için de geçerli. Üniversitelerin sorunlarıyla ilgili toplantı yapma yetkisini kullanıp öğrencileri çağırmadığında; öğrencilerin kasap önünde bekleyen kedi gibi önüne atılanı yiyeceğini ummamak gerekir.
Basın açıklaması yapıp, Dolmabahçe'ye yürümek isteyen gençlere coplu, biber gazlı saldırıda ise orantı aramak ne kadar makul duruyor? Orantı tartışması üzerinden şiddeti meşrulaştırmaya daha ne kadar devam edeceğiz? Polisin gösterdiği şiddet planlanmamış olamaz. Hatta tam tersine özel olarak düşünülmüş.
Kadınların özellikle yere yatırılıp kasıklarına vurulması bile bu durum için yeterli kanıt. Kadınlara yapılan bu tavrı görmek için itina ile görüntüleri incelemenize gerek yok. Ayrıca basın önünde saldırmayın diyen emniyet amirleri gerçekten öyle düşünüyorlarsa neden emre itaatsizlikle ilgili soruşturma açmıyorlar?
Emir komuta zincirinin bu kadar sıkı olduğu bir kurumda sadece eylemlerde kafasına göre davranan polisler size de şaşırtıcı gelmiyor mu? Bir yerde bir hata mı var?
Olayın basınla ilgili kısmı ise yine aynı. Başbakan suçluyu açıkladı: BASIN. Başbakan'ın galiba öğrencileri patolojik vaka olarak değerlendirenlerden haberi yok. Devlet zihniyeti acaba ne zaman haksız olduğunu kabul edecek? İmam hatiplilerin toplantısında çektikleri acı ve mağduriyetten söz edip iktidar olunca acıyı biber gazı zannetmek.
Başa dönersek. Taş attığı için cezaevinde olan çocuklarla o çocukların 23 Nisan'da kolunu kıranları yan yana getirin. Eylemde şiddet gördüğü için bebeğini kaybeden kadınla yumurta yağmuruna tutulan Burhan Kuzu'yu yan yana getirin. Sizce kim haklı? (ST/EÖ)