Bu yazıda “görme engelli” yerine “kör” sözcüğünü kullanacağım. Çünkü körlük benim kadınlık gibi bir kimliğim ve engeli yaratansa dış güçler. Mimarî, çevresel, politik sebeplerle, kör kimliğimle özgürce var olmam engelleniyor. Kör kimliği tam da bu nedenlerle “kötü, aşağılık, eksik” gibi anlamlarda kullanılıyor. Eğer sistem körler, sakatlar, sağırlar ve daha birçok farklı kimliğin özgür ve eşit bir biçimde yaşayabileceği gibi tasarlanmış olsaydı, birbirimizin kimlikleri için böyle olumsuz düşüncelere sahip olmamıza da gerek kalmayacaktı.
Şimdi sizlere, biz körlerin aslında gerçekte nasıl varlıklar olduğumuzu anlatmaya çalışacağım. Bu meseleyi 10 maddede özetlemeye çalışacağım ama yine de anlatmaya yetmeyecek biliyorum.
Karşılaştığım tepkiler sonucu özetleyebildiğim 10 madde ile sizleri baş başa bırakıyorum:
1) Körler kendi işlerini kendileri yapabilen insanlardır. Kendileri giyinir, kendileri banyo yapar, kendileri yemek yer. Bunları yapabilmek için birilerine ihtiyaç duymazlar. Eğer doğuştan körse, herkes gibi çocukluk dönemlerinde öğrenirler. Sonradan kör olanlarsa zaten bu işleri biliyorlardır. Yemek yerken ağzımızı bulabilmek için görmemiz gerekmez mesela. Siz görenler de ağzınızı bulurken görerek bulmuyorsunuzdur herhalde. Yoksa yemek yemeniz bizden daha zor olacaktır. “Nasıl banyo yapıyorsunuz? Nasıl giyiniyorsunuz?” gibi sorular, sizinle bolca dalga geçmemiz için güzel birer gerekçe oluyor, benden söylemesi. Zira insanların giyinebilmesi, banyo yapabilmesi için görmeye ihtiyaç duymadığını düşünüyoruz.
2) Körlerin hayatı karanlık falan değildir dostum. Unutun şu söylemi. Gönül gözü diye bir şey de yoktur ayrıca. Hayatımız herkesin hayatı gibi. Bir fark var, o da sizin yalnızca kendinize göre yaptığınız düzenlemelerin, bizim hayatlarımızı zorlaştırması. Bunun dışında bizim hayatla ilgili bir sorunumuz yok, bilin istedik.
3) Görmek, bakmak gibi eylemlerle bizim bir derdimiz yok. Bizimle konuşurken bu sözcükleri kullanmaktan çekinmenize de gerek yok. Bunları biz de dokunarak, duyarak yapabiliyoruz. Mesela yayınlanan bir haberi internet üzerinden okuyarak görebiliyoruz. Önemli olan hayatın hepimizin erişilebilirliğine uygun düzenlenmesi.
4) Erişilebilirlik falan demişken hemen konuya gireyim. Körler bilgisayar, akıllı telefon gibi cihazları çok rahat bir biçimde kullanırlar. Hatta istedikleri birçok bilgiyi de bu araçlarla edinebilirler. Apple ürünlerinde hazır bir biçimde bulunan ekran okuyucu programlar, diğer bilgisayar ve cep telefonlarına da kurulabilir. Bu şekilde sizin cihaz ekranını kullanarak okuyup algıladığınız şeyleri algılayabiliriz. Yazılar yazabilir, sizi komik duruma düşürebiliriz. Tıpkı şu an yaptığım gibi.
5) Körlerin bağımsız hareketleri varsa ve çevre erişilebilir bir biçimde düzenlenmişse, istedikleri yere, istedikleri etkinliğe, istedikleri kafeye-mekâna tek başlarına gidebilirler. Bunun için beyaz baston kullanırlar. Tıpkı sizin daha hızlı gidebilmek için araba kullanmanız, uçabilmek için uçaklar yapıp havada yolculuk yapmanız gibi bir şeydir bu aslında. Beyaz baston da bir nevi gözün görevini yerine getirir. Bastonun ucunu önümüzdeki kaldırımları, çukurları, tümsekleri, arabaları, direkleri ve daha birçok şeyi algılamak için kullanırız. Sihirli bir şey falan da değildir. Sadece bizden bir adım önde ilerler ve bize önümüzde neyin olduğunu haber verir.
6) Körler cinsiyetsiz birer robot değildir. Kör kadınlarla, kör erkeklerin yaşadığı sorunlar farklılık gösterebilir. Hele de toplumsal cinsiyet rollerini benimsemiş kör kadın ve erkeklerin sorunları daha da değişken olabilir. Mesela kör bir kadın, “yemek yapamaz, ev temizleyemez, kocasına hizmet edemez” gibi sebeplerle hem gören, hem de kör erkeklerce ve ailelerince reddedilirler çoğu kez.
7) Bunun tam tersi de olabilir. Örneğin; kör bir kadının ailesi “kızıma sahip çıkamaz, iş yapamaz, ona bakamaz” gibi sebeplerle kör erkeği reddebilir. Bu bahsettiğim sorunlar, tamamıyla toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanıyor.
Bir de bu toplumsal cinsiyet rollerinin dışına çıkan, ya da zaten doğarken dışına doğan körler vardır ki onların işi biraz daha zordur.
Mesela hem kör, hem de geyseniz, heteroseksist ve ataerkil zihniyeti benimsemiş kör ahalisine kendinizi kabul ettiremeyeceğinizi düşünür, içe kapanırsınız. Gören geylere açılsanız sana “engelli eşcinseller diye bir topluluk var. Onlarla tanışsana sen” derler hemen. Orada da kendinizi kabul ettirebilmek için işiniz zordur yani. Trans bir varoluş da olabilir bu. Aseksüel de olabilir. Kör bir lezbiyen ya da biseksüel de…
Yani şunu bilmeniz gerekir ki, körler tek tip birer robot değillerdir. Âşık olurlar, seks yaparlar. Seslerden, dokunuşlardan, kokulardan, yaydığınız enerjilerden etkilenebilirler.
İçinizde halen sayısı azımsanmayacak kadar çok insan var, körlerin âşık olamayacaklarını, sevişemeyeceklerini düşünen. Bu arada bu saydıklarım, diğer tüm engel grupları için de geçerli olan şeyler.
8) Körler çok farklı alanlarda meslek sahibi olabilirler. Gazetecilik, masörlük, çevirmenlik, öğretmenlik, avukatlık, müzisyenlik, santral memurluğu ve daha birçok şey sayılabilir. Burada karşımıza çıkan en önemli mesele, yine ve yine eşit, özgür ve erişilebilir bir hayatın, herkes için düzenlenmesi meselesidir.
9) Körler rüya görebilir, renklerle ilgilenebilir, fotoğraf çekmekten zevk alabilir. Bütün bunlara şaşırmaktan vazgeçin. Zira biz görsellikten hiç de uzak insanlar değiliz. Giysilerimizi alırken renklerine dikkat ederiz mesela. Giyinirken renk uyumu önemlidir bizim için. Mesela bir kör olarak kombin yapma takıntım vardır.
Saçlarımın rengini değiştirmeyi, rengârenk olmayı severim. Renklerin enerjileri olduğuna inanıyorum çünkü.
Rüyalarımızda da gözle görme diye bir şey yok elbette. Sonradan kör olanlar için bu durum farklı. Bilinçaltlarında görmeye dair yaşanmışlıklar olduğu için, onlar rüyalarında gözle de görebilirler. Ancak doğuştan körler için, bilinçaltlarındaki birçok şeyin yansıması olarak görülebilir rüyalar. Örneğin; günlük hayatta bir arkadaşımla nasıl yan yana konuşuyorsam ve ben onun varlığını yanımda hissediyorsam, bu rüyamda da böyledir. Sadece gözle görmem, hepsi bu.
Ayrıca fotoğraflar çekmeyi ve arşivlemeyi çok ama çok severim. Ve benim gibi seven birkaç kör arkadaş daha tanıyorum.
10) Körler sadece engellilik meselesi üzerine konuşan insanlar değildir. Hepimizin oldukça farklı ilgi alanları, körlük dışında çok daha farklı kimlikleri vardır. Örneğin sizinle Wicca felsefesi üzerine konuşmak isteyebilirim. Ya da Kürtlerin yaşadığı sorunlar benim meselem olabilir. Politik bir duruşum olabilir. Bana-bize, yalnızca engellilik-körlük ile ilgili sorular sormaktan ve sadece bu konuları konuşmaktan vazgeçin. Tanrıça Hekate ondan bahsettiğimizi duysa ne kadar da çok sevinir öyle değil mi? (EG/AS)
* Yazı ilk olarak Kaos GL’de yayınlandı.
* Esra Güleç, Ankara Üniversitesi gazetecilik öğrencisi, Kaos GL muhabiri, Engelli Kadın Derneği aktivisti.