Navarro Yüksek Adalet Mahkemesi'nden üç yargıç Merino, Rubio ve Galves, Baskça (Euskera) eğitimde kullanılan pek çok ders kitabını, içinde Euskal Herria terimi kullanıldığı gerekçesiyle yasadışı ilan etti. Euskal Herria, Bask dilinin kullanıldığı topraklar için kullanılan Baskça bir terim.
"Bugün var olmayan Euskal Herria'nın tarihinden, coğrafyasından, sanatından, su kaynaklarından, ekonomisinden ve nüfus yapısından bahsetmenin reel ve hukuki gerçeği açıkça çarpıttığını" söyleyen cüppeliler karar gerekçelerini: "Nafarroa (İspanyolca'da Navara), Euskal Herria olarak adlandırılan herhangi bir bölgenin parçası değildir" diyerek bitirdi.
Pek çok kişiyi benzer saçmalıklar yapmaya tahrik eden söz konusu karar, parmakları klavyede zehrini boşaltacağı sıfatlar arayarak gezinmeye teşvik ediyor ama nihayetinde asıl niyetlerini açık eden bazı beyefendilerin gazabına uğramak da var. Sonuçta bostan belli mal belli!
Bu yüzden biz ihtiyatlı olalım ve ne olur ne olmaz diyerek Platon'dan bir alıntıyla şöyle diyelim: "Adalet gerçekte daha güçlü olanla uzlaşmaktan başka bir şey değildir."
Zihinlerde beliren söz konusu yargı kararına yaraşır ilk düşünce bu: Birkaç sadık memurun görüş bildirip karara varmasıyla taçlandırılan egemenlerle varılmış bir uzlaşı.
Ama bundan daha ağır olanı, bir cehalet vesikası olan bu kararın, Nafarroa üzerine hiçbir şey bilmeyen ve hiçbir şey okumayan bu insanları bizzat ortaya çıkarmasıdır. Aslında onlar için durum hafifletmek gayesiyle böyle söylüyorum; çünkü bu yargı kararlarını daha art niyetli nedenlere atfetmek, bizi çok daha kötü düşünce iklimlerine götürür.
İlk cehalet dilin kendisi üzerine. Euskal Herria'nın yüzyıllardan beri Baskça konuşan bütün insanların -ki bu insanlara Baztan'ın liderliğindeki UPN'nin (Unión del Pueblo Navarro - Navarro Halk Birliği) üyeleri de dâhildir- yaşadığı toprakları tanımlamakta kullanılan bir terim olduğunu bilmek için Euskaldun (Bask) olmaya gerek yok.
Navarro Sözlüğüne bakın
Bu ifadeyi, kapsadığı bütün alanları kast ederek, kullanmadan Baskça konuşulamaz. Bu yüzden, şu anda Nafarroa'da, yasalar zoruyla, konuşulan dili ve vatanını tanımlayan terimin yazılamaması saçmalıktan başka bir şey değil.
Euskal Herria, Nafarroa'yı da kapsayan haliyle, XVI. yüzyıldan bu yana sıklıkla kullanılan bir ifadedir. Irribaren'in 1952'de hazırladığı "Navarro Sözlüğü"nden en eski ansiklopedilere kadar tarih boyunca farklı görüşlere sahip bütün Nafarroalı entelektüellerin, sanatçıların ve siyasetçilerin bu terimi kullandığını söylemek yanlış olmaz.
XX. yüzyılın başlarında "Diario de Navarra" gazetesi, Eyalet Meclisi'ni "Euskalerria'nın en üst makamı" olarak adlandırıyordu, ondan onlarca yıl sonra 7 Şubat 1982 tarihli nüshasında aynı gazetenin yöneticisi Ollara "Euskalerria'nın somut bir gerçeklik" olduğunda diretiyordu. Eğer yüksek hâkimler en azından Espasa Calpe Sözlüğü'ne bakma zahmetinde bulunsalardı Euskal Herria'nın "Bask insanının ülkesini tanımlamak için kullandığı tipik geleneksel isim" olduğunu okuyabilirlerdi.
İspanyol ansiklopedilerinin bu en prestijlisine göre bu isim "İspanyol eyaletleri Nafarroa (Navarra), Araba (Álava), Gipuzkoa (Guipúzcoa) ve Bizkaia (Vizcaya) ile bugün Fransa sınırlarında yer alan eski topraklar Lapurdi (Labourd), Zuberoa (Soule) ve Aşağı Navarra'yı (Nafarroa Beherea) kapsamaktadır."
Elbette ki şu anda Euskal Herria hukuki bir varlık teşkil ediyor değil! Bunu 1981 Haziranı'nda Navarra PSOE örgütü tutanakları da söylüyordu: "Bask etnik topluluğu (Bask halkı ya da Euskalherria) Navarra'da tarihsel köklere sahiptir. Ancak bu etnik topluluk Sancho el Mayor dönemine (1004-1035) kadar politik bir birlik oluşturamamıştır, bu dönemde bütün Euskalherria toprakları bir arada, diğer eyaletlerle beraber, Navarra Krallığı egemenliğine girmiş lakin 1200 yılında kesin bir biçimde yine birbirlerinden ayrılmışlardır."
Oksitanya, Arakonya, Kürdistan yok mu?
Ama ortak idari yapılara sahip değil diye Euskal Herria, Euskal Herria olmayı bırakacak mı? Nasıl bir aptallıktır bu? Kâğıtları olmayan bir göçmen artık insandan sayılmayacak mı yani? Yine benzer bir saçmalıkla devam edersek, bu yargıçlarla Oksitanya diye bir yerden bahsedilemez çünkü özerk bir toplulukları yoktur kararına mı varmak gerekecek? Yine de bugün Oksitanya Fransa'daki okul kitaplarında yer alır ve hiçbir yargıcın aklına bunu yasaklamak gelmez.
Bizim yargıçlarımıza kalırsa, Mapuche yerlilerinin Arakonya'sı ya da Wallmapu'su da yok sayılmalı; Şili'deki herkes Bio-Bio Nehri'nin güneyinde yer aldığını ders kitaplarında okuyup biliyor olsa da fark etmez.
Hele Kürdistan hiç mi hiç yoktur; varsın bütün dünya dört ülke arasında paylaşılmış bir halkın vatanı olduğunu kabul etsin. Pardon, bütün dünya mı dedim... Türk yargıçlar hariç, demeliyim çünkü görünüşe göre onlar da Navarra Yüksek Adalet Mahkemesi'ninkilerle aynı hukuki ve ideolojik kaynaklardan beslenmişler.
Bir süreden beri, bir insan dalgası öfkeyle siyasetçi ve bankerlere ait bu sistemin ortadan kaldırılması için meydanlarda haykırıyor. Listeye bize acı çektiren bu üç figürün başı çektiği yargıçların büyük çoğunluğunu da eklemek gerek.
* Bülent Kale tarafından tlaxcala sitesi için çevrilmiştir.
* Oksitanya: Güney Fransa, Andorra, İtalya'daki Oksitan Vadisi ve İspanya'da kuzeybatı Katalonya'nın bir bölümünü oluşturan Val d'Aran'ı kapsayan tarihi ve etnik bölge.