Birkaç gün içinde işgalin biteceği savında olan koalisyon güçleri tam bir şok yaşıyorlar. Medya yoluyla propaganda yapan güçler savaşın ilerleyen günlerinde bu durumunda lehlerine sonuçlandığını gördüler. Tarafsız medya organları haber geçmeye başlayınca koalisyon güçlerinin Irakta tam anlamıyla batağa girdikleri görüldü.
ABD'nin yanılgıları
Umm Kasr'ın, Nasıriye'nin, Basra'nın alındığı yolundaki haberler yalan çıktı. Irak birlikleri bu bölgelerde direniş göstererek koalisyon güçlerinin ilerleyişini durdurdu. Güney'de operasyon başlatarak Şii güçlerinin kendilerini destekleyeceğini sanan ABD bu konuda da yanıldı.
"Şok ve Dehşet" operasyonu gecen Cuma günü başladı. Operasyonun başlamasıyla birlikte koalisyon güçleri (ABD ve İngiltere) Kuveyt üzerinden Irak topraklarına girdi. Kamuoyunda birkaç gün içinde bu savaşın biteceği yönündeki düşünce günlerin geçmesiyle birlikte yok oldu.
ABD'li üst düzey komutanlar ve yetkililer bu savaşın uzun süreceği yönünde sinyaller vermeye başladılar. Bu açıklama birçok kişi yada ABD yanlıları tarafından şok etkisi yarattı.
Televizyon ekranlarında gülerek ve zafer kazanmış komutan edası içinde olan yorumcular ABD'yi öve öve bitiremediler. ABD'nin ne üstün teknolojiye sahip olduğunu gözler önüne serdiler. ABD yapımı silahları ekranlarında bir bir tanıttılar. Bu silahları elinde tutan gücün yenilmez olacağı iddiasında bulundular. Operasyonun birinci gününde Irak'ın önemli liman kentine bayrak çeken askeri döne döne gösterdiler.
Toplu halde teslim olan Iraklı askerleri tek sıra (ne kadar doğru görüntü olduğu hala tartışılıyor) gösterdiler. Zavallı köylüleri, teslim olan Irak askeri olduğu iddialarında bulundular. Artık Saddam diktatörü devriliyordu. Irak'a ABD özgürlük getiriyordu.
ABD'nin başarısı!
Koalisyon güçleri yanında harekete katılıp canlı yayın yapan TV kuruluşları tüm bu ve benzeri görüntüleri dünyaya iletiyorlar. ABD yanlıları da sevinç gösterilerinde bulunuyorlardı.
Tarafsız yayın organları veya Irak televizyonunun savaşın üçüncü günü devreye girmesiyle birlikte, o güne kadar gösterilen görüntülerin ve açıklamaların gerçeği yansıtmadığı görüldü.
Savaşın üçüncü gününde ABD'nin işgal ettiği yerlerin hala Irak birliklerince kontrol edildiği gerçeği ortaya çıktı. Umm Kasr'da Iraklı askerler ve sivil vatandaşlar direniyor, koalisyon askerleri çakılmış hareketsiz duruyorlardı. Irak halkı demokrasi(!) getirmek isteyen güçlere direniş gösteriyordu.
Basra, En Nasıriye hala Irak güçlerinin elindeydi. Şii bölgesi olarak bilinen bu bölgede direniş böyle ise, diğer bölgelerde nasıl olacaktı. Herkes şakındı. Bazı Tv yorumcuları bu duruma şaşırmışlar ne diyeceklerini bilmez bir halde konuklarına sorular yöneltiyorlardı. Yüzlerinde ilk günkü gülücükler yerini kaygıya bırakmıştı. Dezenformasyon iflas etmişti. Medya gücü tersine dönmüştü. Küçük bir televizyon kanalı koskoca televizyon kanallarını yalancı çıkarmıştı.
Iraklılar direniyor
Bir ülkenin başında kim olursa olsun eğer o ülke işgal edilirse, halk bu işgale karşı tepki gösterir. Hele de bu halkın kaybedecek bir şeyi kalmamışsa. Kurtuluş savaşında Anadolu her yanıyla işgal altındaydı. Türk ulusunun kaybedecek bir şeyi kalmamıştı. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yaktığı fitil tüm ülkeyi ateşlemiş, bir özgürlük ve bağımsızlık hareketi halini almıştı.
Bu tüm ezilen ülkelere, o yıllarda örnek temsil etmişti. Hala da bu, işgale uğrayan ülkelere örnek temsil etmektedir. Emperyalistler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, teknolojileri ne kadar geliştirmiş olurlarsa olsunlar mazlum milletlerin karşısında yenilmeye mahkumdurlar.
Irak halkı Umm Kasr, Nasiriye, Necef, Basra kentleri önünde direniş gösteriyorlar. Bağdatlılar her gün başlarına yağan bombardımana aldırış etmeden yaşamlarını sürdürüyorlar. Iraklı çiftçi düşürdüğü helikopterin önünde nöbet tutup tüm dünyaya poz veriyor.
Umm Kasr'da Koalisyon askerlerine sivil halk direniş gösteriyor. Irak her an ikinci bir Vietnam olmaya aday görünüyor.
Koalisyon askerleri Necef ve Kerbala sınırına dayanmış durumdalar. Bu iki kent İslam dünyası için çok önem arz etmektedir. Şiilerce önemli olan bu iki kent ABD'nin başına çok işler açabilir. Hz. Ali'nin mezarı Necef'tedir. Kerbela Şii inancında kutsal kenttir.
Bu kentlerin bombalanması sonucunda kutsal alanlar tahrip edildiğinde ABD yalınız Irak halkının tepkisini değil tüm dünya Müslümanlarının tepkisini alır. ABD ateşle oynuyor. Hitlerci anlayışla dünyaya hakim olma isteği üçüncü dünya savaşının fitilini ateşleyebilir.
ABD, Irak savaşında Saddam'ı düşürebilir. Yok edebilirde. Ama bu savaş ABD için çok pahalıyla mal olur. Dünya liderliği, hakimiyeti bu savaş sonunda yok olabilir. Bunları hesaba katmalı ve unutmamalıdır.
Özgürleştirme vaadiyle girdiği ülkeye ölümden başka bir şey getirme şansı olmayan ABD bu savaş sonunda tüm dünyanın düşmanlığını da kazanabilir. Küresel hakimiyet küresel bir direnişe doğru gitmekte. Dünya halkları hep bir ağızdan savaşa karşı çıkmakta.
21 Yüzyılın işgalcisi ve yeniden paylaşımcısı artık dünya kamuoyunda yalnız. Tüm dünya halkları bulundukları alanda ABD emperyalizmini protesto ediyor. İnsanlar çocukları ellerinde "Bebekler Savaşa karşı" mitingleri düzenliyorlar. Artık "İmparator Çıplak". (NK/BB)