Sağlam bir duruşu olan ciddi, otoriter, kendinden emin bir kadındı Birsen Kasapoğlu; ilkokul öğretmenim....
Sakıp Sabancı İlköğretim Okulu’nda ünü o kadar yayılmıştı ki, veliler sırf onun sınıfında okusun diye çocuklarını bir yıl erken ya da geç okula başlatmayı göze alıyordu.
İlkokula başlama vaktim, Birsen Hanım’ın birinci sınıfları aldığı döneme denk gelince, o sırada bu "denk düşmeye" sevinmek için fazla küçük olduğum için bu işe en çok sevinen annem olmuştu.
Dört yıl boyunca bizi çok güzel yetiştirdi Birsen Hanım. Okulun en iyi öğrencileri onun sınıfındaydı desem yerinde olur. Bizi Anadolu Lisesi sınavlarına hazirlamaya 4. sınıftan başlamıştı. 5. sınıfa geçeceğimiz yaz kötü haber geldi; Birsen Hanım özel bir okulla sözleşme imzalamış, bizim sınıftaki öğrenciler diğer sınıflara dağıtılacakmış.
Yeni bir öğretmen, yeni bir sınıf, birbirleriyle dört yıldır kaynaşmış yeni bir grup öğrenci... Tam da sınava gireceğim yıl benim için cidden zor bir yıl oldu.
En arka sıralarından birine yerleştiğim yeni sınıfıma bir türlü uyum sağlayamadım... İlk dönem tek başıma oturdum zira geçen sınıftan sıra arkadaşım şimdi başka bir sınıftaydı. Neyse ki okulun bitmesine çok az kalmıştı. Sınav geçti, gönlümdeki okula (Galatasaray Lisesi) girmiştim, herşey çok güzeldi ama isterdim ki bu müjdeli haberi ilk önce öğretmenimle paylaşayım. Olmadı... (EK/NZ)
*Ebru Karacan (32), reklamcı.