Beynimde bir marş yankılanıyor sadece. Biteviye bir uğultu:
“Yirrrmi üç Nisan kutluuu olsun…
Ennn büyük bayrammmm bu bayram,
Herrrkese kutlu olsun,
Ennn büyük bayrammmm bu bayram,
Herrrkese mutluuu olsun…”
Ter basıyor hatırladıkça, terliyor, daralıyorum.
“Seviniiiin küüüçükler, övünüüüün büyüklerrr…”
Sırtımda bir okul üniforması… Kaskatı. Katılıyorum.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Kolunu uzat, hizaya gir! Konuşma!
“Herrrkese kutlu olsun…”
O uğultu var kafamda sadece. Biteviye.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…
Herrrkese mutluuu olsun…”
Terliyorum hâlâ, tepede ilkbahar güneşi. Beton avlu.
“Seviniiiin küüüçükler, övünüüüün büyüklerrrr…”
Sevinmeliyim demek… Sevinemiyorum nedense.
“Yirrrmi üç Nisan kutluuu olsun…”
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Övünemiyorum da, sadece içim sıkılıyor. Sıkılıyorum.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Onca yıl sonra kulaklarımda hep aynı uğultu. Aynı çınlama.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Teslim olsam, kesilir mi acaba?
“Yirrrmi üç Nisan kutluuu olsun…”
Sevinsem? Övünsem, güvensem, çok çalışsam?
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
İyi de, varlığımı kime nasıl armağan edeceğim?
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Çok büyük bir armağan bu… Bozuk plak gibi!
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Yani biz çocuklara armağan edilen bu bayram…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Bu büyüklüğün ağırlığı altında eziliyorum.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Çok müteşekkirim, çok… Atama, ecdadıma, hepsine…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Ne yapsam geçmiyor kulaklarımdaki uğultu…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Kulaklarımı çeksinler istiyorum, çeksinler ki artık çınlamasınlar.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Ne olur inanın bana. Vallahi müteşekkirim, hem de çok.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Çok müteşekkirim sokaklarda dilenen o çocuklar için…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Evde ayrı okulda ayrı dayak yiyen… Kızamıktan ölen.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Sokakta ayakkabı boyayan, pazarda hamallık yapan, meydanlarda dilenen…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Çocuk yaşta kurşunlanan ya da asılan tüm o çocuklar için…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Edemiyorum.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Çok büyük bir duygu bu, çok… Yüreğim kalkıyor.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Bilmiyorum neden mutlu olamıyorum bir türlü…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Yoksa damarlarımdaki kan mı yeterince asil değil?
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
İşin kötüsü kutlu da değilim… Kutlu da olamıyorum.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
İsimlerle sıfatlar karışıyor birbirine, iç içe geçmiş…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Kutlu… Ulu… Yüce… Aziz…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Bayram… Önder… Devlet… Millet…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Tamam tamam, ne gerekiyorsa vereceğim…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Varlığımı armağan, canımı feda, kanımı toprağa, düşmanları denize…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Söz, sevineceğim. Büyüklerimi de sayacağım…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Küçüklerimi de hep seveceğim, vallahi billahi…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Yeter ki sussun kafamdaki o ses, bitsin bu uğultu.
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
Ama bitmiyor. İlelebet payidar kalacak, besbelli…
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
“Ennn büyük bayrammmm bu bayram…”
“Herrrkese mutlu olsun…” (YB/YY)
* Çevirmen ve yazar Yiğit Bener’in Eksik Taşlar (Om Yayınları- 2001), Kırılma noktası (Yapı Kredi Yayınları - 2004), Özgür Rosto (Yapı Kredi Yayınları - 2007), Heyulanın Dönüşü (Can Yayınları- 2011) adlı romanları, Öteki Kabuslar (Yapı Kredi Yayınları - 2009) adlı bir öykü kitabı var.