"Devlet ayıbını temizlemiştir.
Operasyona bir yıl öncesinden maketler üzerinde çalışıyorduk zaten."
Sadettin Tantan (Dönemin İçişleri Bakanı)
Devlet ayıbını temizledi mi?
Başka bir ifadeyle mahpuslara, işçi ve emekçilere, Kürt halkının yükselen mücadelesine hükmedebildi mi gerçekten? Kanlı operasyona “Hayata Dönüş” adını vererek, onu tarihten silebildi mi devlet? Devrimci mahpusları birbirinden izole ederek savundukları görüşlerini dünya yüzünden silebildi mi, emekçi halka gözdağı verebildi mi, kitlelerin milyonlar halinde meydanlara çıkmasını engelleyebildi mi?
19-22 Aralık 2000’de, sabaha karşı 20 hapishaneye birden düzenlenen operasyonda 28 mahpus öldürüldü, altı kadın yakılarak katledildi. Kullanılan kimyasal gaz ve silahlar ve de planlar “ithal edilmek” suretiyle çok ayrıntılı tasarlanmış bu operasyonun provaları daha evvel Diyarbakır’da, Buca’da ve Ulucanlar’da yapılmıştı.
Operasyonun üzerinden tam on yıl geçtikten sonra 39 erin yargılandığı göstermelik bir dava açıldı. Yargılama hala devam ediyor…
Vereceği ifadeyi önceden bir not kağıdına yazacak kadar çaresiz halde mahkemeye “tanık” sıfatıyla gelen dönemin Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman ifadesinde, “Aradan 13 sene geçti, olayın detaylarını tam olarak hatırlamıyorum” dedi.
Aradan tam 13 sene geçti ve biz olayın tüm detaylarını hatırlıyoruz.
Çatıların, duvarların iş makineleriyle nasıl delindiğini, koğuşlara nasıl gaz bombaları atıldığını, kadınların nasıl yandığını, mahpuslara itfaiye hortumlarıyla kış ortasında nasıl su sıkıldığını, mahpusların yumruklarını inadına havaya kaldırdıklarını unutmadık.
İşte bunları unutmadığımız için Gezi direnişinde milyonlarca sıkılı yumruk havaya kalktı.
Bu devlet ayıbını temizleyemez.
En geniş emekçi kitlelerden yıllardır çaldıkları, söyledikleri yalanlar 17 Aralık’ta, yine bir şafak vakti operasyonuyla ortaya saçılıverdi.
Bu ayıpları belleklerden silmek için devlet dilediği kadar yeni 19 Aralık’lar yaratsın, yeni operasyonlar yapsın, Susurluk’ta ortaya saçılan kontrgerilla-mafya-siyasetçi ittifakını emekçi kitleler nasıl unutmadıysa 17 Aralık 2013’ü de unutmaz. (GA/AS)