Birkaç ay önce Kuzey Etiyopya'da 10-12 yaşlarında evlenmiş bir grup genç kadınla karşılaştım. Birçoğu ilk çocuklarını 13-14 yaşında doğurmuştu. Dünyanın dort bir yanında her yıl aynı kaderi paylaşan milyonlarca kız çocuğu olduğunu öğrenince şok oldum.
Çocuk evliliklerinin yaygınlığı ve etkisinin bu kadar büyük olduğunun farkında olmadığımı itiraf etmeliyim. Yılda 10 milyon, günde 25,000 kız çocuğu kaderleri hakkında söz hakkı olmadan, genellikle kendilerinden çok daha yaşlı erkeklerle evlendiriliyor.
Bu çocuklar ev işleriyle uğraşmak için neredeyse hemen okulu bırakıyor. Genç yaşta anne olduklarındaysa hamilelik ve doğum sırasında yaralanma ve hatta ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor. Çocuk evlilikleri kız çocukların çocukluklarını, temel hakları olan eğitim, güvenlik ve sağlık haklarını çalıyor.
Paylaştığımız bu kıymetli dünyada insan haklarının ne durumda olduğuna dair gayet kapsamlı bilgim var sanıyordum. Bu kız çocuklarının görünmez ve sessiz olduklarını fark ettim. Bu da onları dünyamızın en savunmasız, güçsüz insanları haline getiriyor.
Biz erkekler izin verdiğimiz için oluyor
Sadece 'sesleri duyulmalı', 'kız çocuklarının okul ve sağlık ihtiyaçlarına daha fazla para aktarılmalı' diyerek meseleyi çözemeyiz. Yalnızca bunu yapmak çocuk gelinlerin başına gelenleri değiştirmeyecek.
Çocuk evlilikleri biz erkekler buna izin verdiğimiz için oluyor. Babalar, köy liderleri, dini liderler, karar vericiler - bunların bir çoğu erkek. Bu zararlı uygulamanın sona ermesi için, bunun yanlış olduğunu düşünen tüm erkekleri saflarımıza katmalı ve böyle düşünmeyenleri ikna etmek için birlikte çalışmalıyız.
Etiyopya'da çocuk evlilikleri aleyhinde açıkça konuşan ve cemaatlerine ne Hristiyanlığın ne de İslamın çocuk evliliğini onaylamadığını vaaz eden Ortodoks ve Müslüman dini liderlerle karşılaştım.
Onlar gibi düşünen, çocuk evliliklerinin yanlış olduğunu ve sona ermesi gerektiğini söyleyecek daha fazla dini liderlere ulaşmak istiyorum.
Siyasi liderlere ulaşarak - ki bunların da çoğu erkek - onları kız çocuklarının güçlendirilmesi için çalışmaya, onlara yatırım yapmaya ve bunun sonucunda toplumdaki olumlu değişime tanık olmaya ikna etmek istiyorum.
Zararlı geleneklere meydan okunmalı
Oğlan çocuklarının kızkardeşleri için direnmelerini ve kız çocuklarının da okula gitme, gelişme ve istedikleri herşey olma hakları olduğunu söylemelerini istiyorum.
Çocuk evlilikleri dini bir uygulama değil, bir gelenektir. Toplumları birleştiren birçok güzel gelenek var. Ama gelenekler durağan değildir, dönüşürler. Zararlı olan gelenekleer, ömrünü tamamlamış geleneklere meydan okunmalıdır.
Demir ayakkabı* geleneği bu konudaki sosyal görüşlere itiraz edilince yok oldu; şu an yasadışı bir uygulama. Kölelik de bir zamanlar "bir yaşam biçimi" olarak savunuluyordu. Apartheid rejimini "kültürel" sebeplerle savunanları hala hatırlıyorum. Tüm bu uygulamalar çok şükür ki yok oldu.
Çocuk evlilikleri de azalıyor - ama ne yazık ki değişim çok ağır ilerliyor.
Çocuk evlilikleri "kadınların meselesi" değil
Bu hızla giderse önümüzdeki on yıl içinde 100 milyon kız çocuğu daha evlendirilecek.
Biz erkekler çocuk gelinlere bir 'kadın meselesi' olarak bakıp bu konuyla ilgili daha hassas meselelerle ilgili konuşmaktan kaçınamayız. Bu uygulamanın gerçek boyutları en üst düzeyde ilgi göstermeyi gerektiriyor
Dünya şu an tarihin en büyük genç nesline sahip. Bu neslin kız çocuklarının hepsinin okula gittiğini ve öğetmen, doktor, işkadını, siyasetçi, dini lider olma şansını yakaladığını bir düşünün.
Biz erkekler cesur olmalı, gerçekleri dile getirmeli ve kız çocukları ve kadınların eşitlik, onur ve hepimizin paylaştığı tüm hakları için sesimizi yükseltmeliyiz. (DT/ÖD)
* Demir ayakkabı ya da ayak bağlama olarak bilinen gelenek Çin'de ayakları fazla büyümesin diye kız çocuklarına küçük yaştan itibaren demir ayakkabı giydirilmesidir.