Nokta dergisinin 6 Eylül 1987 tarihli sayısının "Allah referandumunuzu versin" başlıklı dosyası içinyayın yönetmeni Arda Uskan'ın haftalık yazısını aynen yayımlıyoruz. Uskan başlık için "Bela okumak bize yakışmaz. Bu nedenle bu cümledeki referandum "iyilik" anlamında algılanabilir..." notu düşmüş.
“Bu kadarı fazla” dedi arkadaşlardan biri...
“Hem de çok fazla... Şimdiye kadar böylesine basit ve düzeysiz bir tartışma ortamı görmemiştim...”
Yazı kurulunu yaptığımız toplantı odasındaki geniş masanın üzerinde son günlerin gazeteleri yayılmıştı... Baş sayfalarda evetler, hayırlar, maviler, turuncular birbirlerine karışmıştı. Manşetlerde “nonoş”lar, “namert”ler, “karı”lar, ‘‘hokkabaz”lar gırla gidiyordu...
Hüsamettin Cindoruk, Batı’da erkek arayan genç kızların simgesi olan ve Güneş Taner’in giydiği ünlü ‘‘No.. No..” tişortu konusunda “Taner, bu giysiyle TIR şoförlerinin karşısına çıkmasın” demişti... Taner’in ertesi gün gazetelerde çıkan yanıtı, Cindoruk’un bu düşük seviyeli “esprisini” bile aratır nitelikteydi: “Bana nonoş diyenlerin 6 Eylül’de hayır çıkarsa bir tarafları acımayacak mı?”
DYP’nin bir başka kaba ve çirkin sloganı yine gazete sayfalarındaydı: “Oy vermeyin arıya, teslim olmuş karıya...”, “Arı”nın ANAP, “karı”nm Semra Özal olduğunu halkın pek anlamamış olduğu kanısına varmış olacak ki, Süleyman Bey’in yasal sesi Cindoruk, konuya daha “veciz” bir açıklamayı hemen ertesi gün getirecekti: “Karısına söz geçiremeyen eşkıyaya ne yazar?”
TIKLAYIN - 1987 REFERANDUMU: ÖZAL 75 BİN OYLA KAYBETTİ
Başbakan Özal boş durur mu?.. Isparta mitinginde polis tarafından coplanan halkın dağıldığını görünce şöyle bağırıyordu... “Yunan gibi kaçıyorlar... Şeytanın kaçtığı gibi... Allaahhh...”
Gerçekten bu kadarı fazlaydı... İnsanların, çaresizlikten fuhuşa bile sürüklendiği, gecekondularının acımasızca yıkıldığı, yolsuzlukların rüşvetlerin günlük olaylardan sayıldığı bir ülkede, “enine iri” iki adam, sığmakta bile güçlük çektikleri bir koltuğu paylaşmak için kavga küfür birbirlerine giriyorlardı.
Toplantı odamızda küçük, kısa bir sessizlik oldu.
Sonra, “Allah referandumunuzu versin” dedi arkadaşımız Emin Tanrıyar...
TIKLAYIN - 1987 REFERANDUMU: POLİTİK HEZEYAN
Bu kadar düzeysiz bir “tartışma ortamı” yaşanmamıştı bugüne kadar Türkiye’de... Ve bu çirkefte, TIR şoförleri sapıklıkla, eşcinseller “Güneş Taner”likle, sıradan Yunan vatandaşları korkaklıkla suçlanıyor ve bu çirkin polemikte her şey bir başka şeye alet ediliyordu.
TIKLAYIN - 1987: BASININ KALEMİNDEN "DÜZEYSİZLİK"
Üstelik, bu kördöğüşü kampanyası, faturasını yine bizlerin ödeyeceği milyarlarca liraya patlıyordu. Arkadaşımız Tanrıyar, kapak spotumuzu oluşturan isyanında gerçekten haklıydı... “Allah referandumunuzu versin...” (HK)