Zorunlu Bağış Vermeyene Ayrımcılık
Türkiye'de eğitim sisteminde yaşanan sorunlar yıllardır tartışılıyor. Ancak, hükümetler, eğitime yeterli bütçeyi ayırmadığı için, okullarda, insanlık adına utanç verici uygulamalar yaşanıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in geçen hafta yaptığı açıklamada "münferit" diye değerlendirdiği bu tür uygulamalara İzmir'den uç bir örnek geldi.
Zorunlu bağışın "ödülü" kokart
İzmir'de Cemil Akyüz İlköğretim Okulu'nda bağış yapan ailelerin çocuklarının yakalarına kart takılarak ödüllendirilirken, diğer öğrenciler de bu yolla cezalandırıldı. İddiaya göre her veliden en az 50 YTL aidat toplamayı planlayan Okul Aile Birliği üyeleri, para verenlerin sayısının düşük olması üzerine, ödemeleri artıracak bir formül buldu. Velilere baskı olması amacıyla, aidatı ödenmiş öğrencilerin yakalarına kart takıldı. Bu kartın aidatları ödendiği için takıldığı da öğrencilere söylendi.
Okulda yakasına kokart takamayan öğrenciler, "Neden kokardınız yok" sorusuna "biz aidatlarımızı ödeyemedik" diye cevap verirken veliler uygulamaya tepki gösterdi.
Okul müdürü iddiaları reddetti
Karşıyaka Cemil Akyüz İlköğretim Okulu Müdürü Hakkı Kırda, okulda para toplandığı yönündeki iddiaları reddetti.
Gönüllü velilerin okula her türlü desteği verdiğini, bir gönüllü velinin de kart bastırdığını iddia eden Kırda, "Bu kartları öğrencilerin yakalarına takmalarını istedik. Aidat diye zorunlu bir uygulamamız yok" diyerek kendisini savundu.
Turan: Uygulama özelleştirme politikalarının sonucu
Eğitim-Sen 4 Nolu Şube Başkanı Sezai Turan ise, eğitimdeki yaşanan sorunların büyüklüğüne işaret ederek, "Öğrencilere kokart taktırma, zorunlu bağış yapmayan öğrencileri teşhir etmenin bir uygulamasıdır" dedi.
Son yıllarda artış gösteren uygulamaların "özelleştirme politikalarının" sonucu olduğuna dikkat çeken Turan, sorunun Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kaynaklandığını söyledi.
İstanbul'da da parayı verene ayrımcılık
Eğitimdeki çarpıklık bununla da sınırlı değil. Daha önce de, İstanbul Sultanbeyli'deki Mevlana İlköğretim Okulu'nda, maddi durumu iyi olan ailelerden alınan paralarla klimalı, kartonpiyerli, özel masa-sandalyeli ve özel perdeli iki sınıf hazırlandığı ortaya çıkmıştı.
Devlet okullarındaki çifte standarda bir başka örnek ise, İstanbul Kartal'daki Sabri Taşkın İlköğretim Okulu'ndan yansımıştı. Bu okulda para verebilen öğrenciler iki etüt ders alabiliyorken, veremeyen öğrenciler sadece bir etüt ders görebiliyor. (KÖ)