668 Sayılı KHK ile kapatılan "Zaman Gazetesi"nin eski yazarları Şahin Alpay, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, Ahmet T. Alkan, Nuriye Akman ve Mustafa Ünal ve aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 31 medya çalışanının "darbe girişimi" ve "FETÖ/PDY üyeliği" suçlamasıya yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü.
Silivri Ceza İnfaz Kurumu'nun dışında kurulan adliyedeki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci tutuksuz sanıklar İhsan Duran Dağı, Ahmet İrem, Ali Hüseyinçelebi, Osman Nuri Öztürk, Lalezer Sarıibrahimoğlu (Lale Kemal), Nuriye Akman ve Orhan Kemal Cengiz savunma yaptı.
İrem: Vekaleten yaptığım iler soruldu
İrem savunmasında, Cihan Haber Ajansı'nda çalıştığını ancak Aralık 2016'dan beri züccaciye işiyle uğraşıtığı belirtti.
"Adım iddianamenin en başında ve en sonunda geçiyor. Ne yaptığımı bilmiyorum. Ön muhasebe işlerini yapıyordum. Emniyet'te neden hem Feza A.Ş. hem de Cihan A.Ş. işlerini vekaleten yaptığım soruldu. Bize vekalet verip şunu şunu yapacaksın diyorlardı” diyerek hakkında beraatini istedi.
Hüseyinçelebi: İmza yetkim yoktu
Hüseyinçelebi de Zaman gazetesinin seri ilan bölümünde çalıştığını, muhasebe evrakının bilgisayar sistemine kaydını yaptığını, imza yetkisinin olmadığını belirterek “14 Nisan 2016'da ayrıldım. Kayyum heyeti terörle bağlantısı olabileceklere tazminat ödemesi yapmıyordu. Bana 3 kez kısmi tazminat ödemesi yaptılar. Suçlamaların hepsini reddediyorum” dedi ve beraatini istedi.
Öztürk: Darbe girişimine karşı net duruş gösterdim
Öztürk: ise Cihan Medya Dağıtım A.Ş.'ye yüzde 4 hisseyle ortak olduğunu, ortak olduğu dönemde şirketin Feza A.Ş. ile ortaklığının olmadığını vurguladı.
“Feza A.Ş. ortak olunca düşündüğüm işlerin yapılamayacağını anladım” diyen Öztürk 2013 sonunda ayrıldığını ekledi. Öztürk “Demokrasinin ortadan kaldırılması için yapılan darbe girişimine karşı net duruş gösterdim. Bunun için suçlamalar ağır geliyor” diyerek beraatini istedi.
Akman: Gülen’le röportaj görevimi Özkök vermişti
Öztürk’ten sonra savunma yapan Akman ekonomik gerekçelerle Zaman’da çalıştığını belirterek “Gülen'i hiçbir zaman hayatıma yön verebilecek bir lider gibi görmedim. Evet, 20 yıl önce kendisiyle ilk röportajı yapan benim. O zaman Sabah'ta çalışıyordum. Gülen'le röportaj görevi bana Hürriyet'teyken Ertuğrul Özkök tarafından verilmişti. O zaman yapamadığım bu işi yapmak Sabah'a transfer olduktan sonra mümkün oldu” diye konuştu, beraatini istedi.
Kemal: Suçun şahsiliği ilkesi ihlal ediliyor
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya Ankara’dan bağlanan Lale Kemal “İddianamede hakkımda tek bir delil olmamasına rağmen 3 müebbetle yargılanmam talep ediliyor” dedi. Kemal şöyle konuştu:
“Bir yazı içinden alınmış bir cümle ile darbe suçunu oluşturan cebir ve şiddet unsuru kanıtlanmış olmuyor. Gazeteciliğimin 30 yılını siyasete müdahalelere karşı savaşarak geçirdim. 20 yılı aşkın süredir Jane's Defense adlı prestijli savunma dergisinin muhabirliğini yapıyorum. Dergi editörünün referans mektubunu mahkemeye sunuyorum.
“İktidarın başlangıçtaki reformlarını destekledim. Bu reformlar kesintisiz sürdürülebilseydi 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmezdi. Darbeden iki gün sonraki yazımda 15 Temmuz kalkışmasının temel nedenlerinden birinin hükümetin askeri vesayeti sonlandıramamış olması olduğunu ifade ettim. 15 Temmuz'un arka planında hükümetin TSK üzerinde yerleştirdiği demokratik denetimin tamamlanmamış olması yatmaktadır, düşüncesini sürdürüyorum.
“Bugün huzurunuzda oluşumun nedeni kariyerim boyunca darbecilik hevesi olanlara ters düşmemdir. Mücadelemin bedelini kariyerimde ağır ödedim; askerin sürekli baskısı altında kaldım. Askeri vesayet karşıtı yazılarım yüzünden ana akım medyada uzun yıllar iş bulamadım. Bugün burada delilsiz ve gerekçesiz yargılanıyor olmamın gerisinde bu düşmanlığın da rolü olduğunu düşünüyorum."
Kemal “İddianamede suçun şahsiliği ilkesi görmezlikten gelinerek kolektif suçlama yöntemine başvurulmuştur” diyerek suçlamaları reddetti, beraatini istedi.
Dağı: Tek belge ByLock
SEGBİS'le duruşmaya katılan İhsan Dağı da iddianamedeki tek belgenin ByLock kullandığına dair belge olduğunu belirterek Zaman’da yazmayı 17-25 Aralık sonrası bıraktığını ekledi.
“Gazetenin FETÖ propagandasına dönüştüğünü anlayınca ayrıldım. Diğer gazetelerde de yazmadım, TV'lere çıkmadım” diyen Dağı, gazeteci değil akademisyen olduğunu vurguladı. Dağı şunları söyledi:
“Gazetenin sayfaları hükümetin reformlarını destekleyen demokratların buluştuğu bir platform gibiydi. Bu nedenle yazmaya başlamıştım. Özgürlükçü fikirlerim ve seküler yaşam tarzımla hiçbir dini yapılanma içinde yer almadım. Gazetede kendi görüşlerimi yazdım, yazılarım için bırakın talimat verilmesini herhangi bir telkin bile söz konusu olmadı, olamazdı.
“Yazılarımda AKP'nin reformlarını destekledim, bırakınca eleştirdim. Dış politikada barış arayışını destekledim, ideolojik yaklaşımları eleştirdim. Fikirlerim ve geçmişim ortadayken bana darbe suçlaması yapılamaz. Her zaman darbe karşısında durdum. Yazılarımın içeriğine bakılmaksızın sadece bir dönem Zaman gazetesinde yazdığım için suçlanıyorum. Gazete 17-25 Aralık sonrası Gülen örgütünün propaganda makinesi olmaya başlamıştı. Zaman'da yazmayı kayyum atanmadan 2 yıl önce bıraktım.”
Dağı da beraatini istedi.
Cengiz: AYM'ye götürdüğüm dava nedeniyle gözaltına alındım
Orhan Kemal Cengiz ise savunmasında şöyle konuştu:
“İki duruşmadır benim neden burada olduğumu anlamaya çalışıyoruz. Çünkü iddianame bunu anlatmıyor. İddianamede köşe yazarları arasında geçiyorum ama suçlama yapılan bir yazım da yok. Gözaltına alındığımda bana söylenen dosya numarasından AYM'ye götürdüğüm Zaman davası kapsamında gözaltına alındığımı öğrendim. Ben mesleki kariyerimi bireysel başvurular üzerine yaptım. AİHM'de bütün kesimleri temsil ettim.”
Cengiz de beraat talep etti.
Yargılananlar* Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Ali Bulaç, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Mümtazer Türköne, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şahin Alpay, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Adil Gülçek tutuklu olarak, Suçlamalar30 sanık, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme (TCK 309/1), Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme (TCK 311/1), Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme (TCK 312/1), Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma (TCK 314/2) ile suçlanıyor ve bu maddelere ek olarak haklarında Terörle Mücadele Kanunu'nun 5, Türk Ceza Kanunu'nun 53,54,58 ve 63. maddelerince işlem yapılması isteniyor. Bu her bir sanık için üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıl hapis istemi anlamına geliyor. Ne olmuştu?15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen medya kuruluşlarına yönelik operasyonlar başlamış, onlarca gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmıştı. Sanıklardan Osman Nuri Öztürk, Süleyman Sargın, Şeref Yılmaz, Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner, Faruk Akkan, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Lale Kemal, Ali Bulaç, Sedat Yetişkin, Murat Avcıoğlu, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Cuma Kaya, Hakan Taşdelen, Osman Nuri Arslan ve Nuriye Ural 27 Temmuz 2016'daki ilk gözaltı dalgasında gözaltına alınmıştı. Sanıklar 4 Ağustos'tan itibaren çeşitli tarihlerde tutuklandılar. |
(EA)