HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ yarın düzenlenecek ‘Bayrağını al da gel. Teröre hayır, kardeşliğe evet’ mitingiyle ilgili açıklamada bulundu.
“Partimizin önündeki Türk bayrağına da saldırdılar. Biz perşembe günü düzenlenen yürüyüşün amacının gayesinin bayrağın temsil ettiği kutsiyete sahip çıkma hareketi olduğunu düşünmüyoruz. Eleştirdiğimiz şey budur.”
Irak’tan dönen HDP heyeti düzenlediği basın toplantısında konuşan Yüksekdağ “Bizim karşı çıktığımız şey bayrağın kutsiyetinin ve bayrağın birleştirici değerlerinin ırkçılığa şovenizme alet edilmesidir” dedi.
Kandil’e gitmedik
Yüksekdağ Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki temasları sırasında Kandil’e de gittikleri yönünde çıkan haberleri de yalanladı.
“Kandil’e gitmedik. Zaten Kandil’e gidilecek koşullar da yok.
"Bugün Kandil dediğimiz yer sürekli bombardıman altında bir coğrafya.
"Bundan üç ay önce HDP heyeti Kandil'e gidip gelebilirken bugün Kandil'le bütün temas, köprü, iletişim, enformasyon köprüsü dahi kesilmiş durumda.
“Bulunduğumuz koşullarda Kandil'le siyasi bağ kurulması bir ihtiyaçtır.
"Savaşın ortadan kaldırılmasını amaçlayacak, tüm tarafları kapsayacak bir irade birliğine ihtiyaç var.
"Çift taraflı ateşkesin güvencesini vermeye ihtiyaç var. He şeyden önce bu çatışmanın tarafı olan güçler bu iradeyi ortaya koyabilmelidir.”
Bayrak eleştirisi
Yüksekdağ mitingle ilgili eleştirilerini şu sözlerle ifade etti.
“Kimse Türk bayrağını, ırkçı kafatasçı savaş yanlısı emellerine alet etmeye kalkmasın. Yürüyüşlerde bayrağın gölgesine sığınarak faşizm yapmasın.
“O bayrakta Kürdün kanı var Türkün olduğu kadar. Arabın, Lazın, Pomağın, Gürcünün, Türkiye’nin bugünkü birliğini oluşturan bütün halkların kanı var. Bu halkların kanının oluşturduğu bayrağı bir ulus adına başka bir ulusa karşı kimse kullanamaz.”
“Ölümleri istemiyoruz”
“Soruyorum. Bizler karakolların basılmasını istemiyoruz, askerlerin polislerin ölmesini istemiyoruz. Buna da karşı çıkıyoruz.
“Gerillaların ölmesini de istemiyoruz. Bizler sivillerin bu süreç içerisinde yaşamını kaybetmesini istemiyoruz.
“Ama bu süreç içerisinde bu gerçekleştirilecek yürüyüşte terörün her türlüsüne karşı tutum alacaklar mı?”
Cizre
Cizre’de yaşanan ölümleri anan Yüksekdağ şiddete karşı ses verilmesi gerektiğini vurguladı.
“Son iki hafta, aynı zamanda çok ağır biçim devlet terörünün yaşatıldığı bir süreçtir. Cizre’de yaşamını kaybeden 35 günlük bebeğin ölümünü lanetleyecekler mi? Ekmek almaya giderken fırın kapısında katledilen, keskin nişancılar tarafından öldürülen 75 yaşındaki ihtiyarın katledilmesini lanetleyecek mi?
“Sütünü emdiği annesiyle birlikte babaannesiyle birlikte vurulan 2,5 yaşındaki çocuğun öldürülmesini lanetleyecekler mi? Cesedi kokmasın diye buzdolabında muhafaza edilen, birisi 10 birisi 12 yaşındaki iki tane çocuğun yaşadığı işkenceyi, lanetleyecekler mi, kınayacaklar mı? İşte bunlar çok önemlidir.
“Şiddete karşı ses verelim”
“Bizler o nedenle şiddete karşı, şiddetin her türlüsüne karşı bütün Türkiye olarak ses verelim, tepki verelim diyoruz.
“Silahların kullanılmasını kınayalım. Hep birlikte barışa davet edelim. Bu yürüyüşte barışa güçlü bir çağrı çıkacak mı? Bizim ilgilendiğimiz soru budur.” (YY)