Haberin İngilizcesi için tıklayın
CHP Tekirdağ milletvekili Candan Yüceer, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara Meclis Genel Kurulu’nda tepki gösterdi.
TIKLAYIN – İstanbul Sözleşmesi nedir?
TIKLAYIN - Türkiye kadınlarla açıkça savaşan bir ülke haline geldi
"Sözleşmeyi okumamışlar ya da anlamamışlar"
Kadınların sorunlarını erkeklerin konuştuğu günlere geri dönüldüğünü vurgulayan Yüceer, özetle şöyle dedi:
“İstanbul Sözleşmesi’nin aileleri dağılmasına yol açan, boşanmaları arttıran bir sözleşmeymiş gibi saçmalığa varan yorumların köpürtüldüğünü görüyoruz. Son dönemde bu kampanyalara AKP Genel Başkanvekili ve AKP Genel Başkanı’nın da ‘gereği neyse yaparız, çıkarız’, ‘halk istemiyorsa kaldırın’ sözleriyle katılmasını hayretle izliyoruz. Bu sözleşmeyi ya okumamışlar ya da okuduklarını anlamamışlar.
“Bu sözleşme devletin görevi yalnızca iş işten geçtikten sonra suçluların peşine düşmek değil, o suç oluşmadan toplumsal koşulları dönüştürmektir diyor. Bu sözleşmenin nesine karşısınız? Eşitlik politikalarına mı karşısınız? Kadınların şiddetten korunmasına mı karşısınız yoksa devlete ödev ve görevler yüklenmesine mi karşısınız? ‘Aileyi korumaz’ deniyor, bu sözleşme ailenin tüm bireylerini korur ama tecavüzcüleri, katilleri, ailesine şiddet uygulayanları korumaz. İnsan korunmadan da aile korunmaz. Arzu edilen kadınların şiddete karşı savunmasız kalması. Kadınların şiddete karşı susması ve kabullenmesi.
“Değişmesi gereken zihniyettir”
“Asıl amaç kadının toplumsal rollerinin, kültürel normların değişmesine yönelik bir tepki. Kadınları erkekle eşit görmeyen, kadınların kağıt üzerinde bile erkekle eşit haklara sahip olmasına tahammül edemeyen, alerji gösteren bir zihniyetin yansıması. Kadını yalnızca aile içinde, o da sesini çıkarmadığı sürece makbul gören, kadını birey olarak görmeyen bir zihniyetin tezahürü. Asıl değişmesi, ortadan kaldırılması gereken zihniyet budur. Yanlış olan sözleşme değil bu zihniyettir. Asıl eleştirilmesi gereken sözleşme değil, sözleşmenin uygulanmamasıdır.
“Sözleşmeden istenilince çıkılamaz”
“Şiddet sıradanlaşmış, gündelik hale gelmiş. Ama buna karşı etkin önlemler hala alınmıyor. Sadece Haziran ayında 27 kadın katledildi, 23 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. İstanbul Sözleşmesi yok yere yazılmadı, bir ihtiyaçtan doğdu, bir mücadeleden doğdu. İstanbul Sözleşmesi ve kazanılmış her hakkın temelinde binlerce kadının kanı, canı, gözyaşı ve acısı var. Milyonlarca kadının adalet mücadelesi var. Hak mücadelesi var. Öyle kolay değil. İstenilince çıkılabilecek bir sözleşme değil.” (EMK)