KHK ile kapatılan ve IŞİD, TAK ve PKK propagandası iddiasıyla yargılanan Hayatın Sesi Televizyonu'nun 2. duruşması için Çağlayan’dayız pic.twitter.com/6TInP1wYc8
— Fatih Polat (@fpolat69) November 7, 2017
668 sayılı Kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Hayatın Sesi televizyonuna aynı anda hem IŞİD, hem TAK, hem de PKK propagandası yaptığı iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması görüldü.
Duruşmada savunma yapan Hayatın Sesi TV Genel ve Sorumlu Müdürü Gökhan Çetin, televizyonun kapatılmasının ardından hazırlanan iddianamenin kapatmaya gerekçe üretmek amacı taşıdığını ifade etti. Bir sonraki duruşma 1 Mart 2018’de görülecek.
Basın örgütleri takipte
Evrensel’in haberine göre, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasında Çetin hazır bulundu.
Dava kapsamında yargılanan Hayatın Sesi TV’nin ortakları Mustafa Kara ve İsmail Gökhan Bayram vareste tutuldukları için duruşmaya katılmadı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreter Sibel Güneş, Türkiye Gazeteciler Sendikası yöneticileri, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Evrensel Gazetesi Haber Koordinatörü Ercüment Akdeniz, kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Sorumlu Müdürü İnan Kızılkaya da davayı izleyenler arasındaydı.
Çetin: Kapatmaya gerekçe olsun diye iddianame yazdılar
Duruşmada Çetin savunma yaptı.
Çetin, Hayatın Sesi televizyonunun yayın hayatı boyunca barıştan yana bir yayın politikası izlediğini söyledi.
Hayatın Sesi’nin kapatılmasının ardından hazırlanan iddianamenin “kapatmaya gerekçe üretmek amacı” taşıdığını vurgulayan Çetin, şöyle devam etti:
“İddianamede suçlamalara konu olan görüntüler sıcak ve anlık görüntülerden ibaret. Ankara’da yaşanan terör saldırısında bir vatandaşın tepkisi ile Cizre’de yaşananlarla ilgili Cudi Mahallesi’ndeki vatandaşlarla yapılan röportajların televizyondaki bir programda izleyicilere aktarılması da iddianamedeki suçlamalardan.
“Bu iki görüntüde de vatandaşların görüş ve yorumları aktarılmış bizim görüşümüze yer verilmemiştir. Yayın ilkeleri açısından yaşanan terör saldırılarında kandan savaştan yana bir yayın politikamız olmamıştır.
“Yayınlarımızı bombalı saldırıların olmaması, barış ve huzurun yaşanması için yaptık. Yayınlarımızı yetkililerin gereken önlemleri almaması ve sorumluluklarını yerine getirmemelerine yönelik eleştiriler kapsamında yaptık.
“İddianameye suç konusu olan olaylarla ilgili soruşturma, televizyon kapandıktan sonra hazırlanmıştır. Barışı ve ölümlerin olmamasını savunmak genelde terör örgütü propagandası ile eş değer görülüyor. Böylesi dönemlerde gazetecilik yapmak zor.
“Televizyonumuzla ilgili kapatma kararının verilmesinin ardından açılan iddianamenin gündeme gelmesi benim açımdan kapatmaya bir gerekçe üretmek için algılanmaktadır. Kapatılmanın ardından yaşanan gelişmeler de kanalımızın neden kapatıldığını defalarca gösterdi. OHAL ile işçi grevlerinin yasaklanması buna bir örnek. Eğer kanalımız kapatılmasaydı biz grev hakları yasaklanan işçilerin ve üreticilerin sesi olmaya devam edecektik.”
Suçlamaları kabul etmediğini beyan eden Çetin, beraatini talep etti.
Kaya: Şirket ortağına suç isnat edilemez
Çetin’in savunmasının ardından söz alan Avukat Gülşah Kaya da şirket ortaklarına yayın yoluyla suç isnat edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtti. Kaya, “Şayet ortaklara suç isnat edilebilseydi Ayşe Öğretmen dosyasında Kanal D’nin ortaklarından Aydın Doğan’a da dava açılması gerekirdi” diye konuştu.
Avcı: 2017’de hala mahkemede yayıncılığı tartışıyoruz
Duruşmada söz alarak, “Haberlerin yapılmasına ilişkin propaganda suçuyla dava açılması ‘siz bu tarz haberleri yapmayın’ anlamına geliyor” diyen avukat Devrim Avcı “Olayların olduğu gün diğer bütün haber kuruluşlarının yayınlarının tamamında bu olaylara ilişkin haberler yapılmış fakat bizim haberlerimizde siyasi sorumlular eleştirildiği için dava açılmıştır” diye konuştu.
Avcı “Yıl olmuş 2017 biz hala mahkemelerde yayıncılığı tartışıyoruz” diyerek savunmasını sonlandırdı.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti, bir sonraki celse mütalaa vermesi için dosyanın Cumhuriyet Savcısı’na gönderilmesine hükmetti.
Davaya 1 Mart 2018’de devam edilecek. (EA)