Yeşil Sol Parti Milletvekili Özgül Saki, bugün Saraçhane’de düzenlenen “Büyük Aile Buluşması” adlı nefret mitingine, sosyal medya hesabından tepki gösterdi.
“LGBTİ+’lara saldırılar devlet politikasından güç alıyor”
LGBTİ+’lara, kadınlara, göçmenlere, Kürtlere yönelik körüklenen nefret ve linç kampanyaları ile adeta ırkçı şiddet rejimi kurumsallaştırılıyor” diyen Saki, şu noktalara değindi:
“LGBTİ+’ları hedef göstererek ayrımcılığı ve nefret söylemini meşrulaştıran, 17 Eylül’de İstanbul’da “Büyük Aile Yürüyüşü” adı altında, AKP’nin paravan vakfı İstanbul Aile Vakfı tarafından gerçekleştirilecek olan devlet destekli mitingin karşısında, LGBTİ+ların yanındayız. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından LGBTİ+ların yaşamını tehlikeye düşürebilecek nefret söylemleri, şiddet tehdidi ve hedef göstermelerin açıkça beyan edildiği bir gösteri yürüyüşü çağrısının “kamu spotu olarak yayınlanması” yönünde karar verilmesi, bariz biçimde suçtur. Her geçen gün türlü hak ihlallerinin gündeme geldiği bir dönemde artan ayrımcılık ve LGBTİ+lara yönelik saldırıların bilhassa devlet politikasından güç alarak örgütlendiğini görüyoruz.”
‘Nefret yürüyüşlerine izin veriliyor’
“Yıllardır onur yürüyüşleri yasaklanır, eylemciler polis şiddetiyle karşılaşırken son iki yıldır “aileyi ve çocukları” korumak adına iktidarca beslenen örgütler tarafından düzenlenen nefret yürüyüşlerine izin verilmesi ayrımcılığın boyutlarının nereye vardığının açık göstergesidir.”
“Korunmaya çalışılan aile, istismarın ve kadın cinayetlerinin yaşandığı, kadınların ev içi emeğini sömüren, bedenlerini tahakküm altına alan, LGBTİ+ olmanın cezalandırıldığı, çocukların zorla evlendirildiği, erkek şiddetinin suç mahallidir. Nefret yürüyüşü çağrısının odağına aldığı “propaganda”, “dayatma” kavramları gerçek anlamını iktidarın yıllardır en üst perdeden sürdüğü LGBTİ+ düşmanlığında buluyor.”
“2015’ten beri yasaklarla kendini gösteren, son yıllarda artarak iktidarın ve tüm ortaklarının bütün kademelerden ilan ettiği düşmanlık, seçim gecesi Erdoğan’ın ilk gündeminin LGBTİ+lara savaş açmak olması, gerçek dayatmanın muhafazakarlıkla toplumu şekillendirme olduğunu gösteriyor.”
“Dayatılan, alkol yasağıdır, kadınlara öğütlenen evliliktir, okullara imam atanmasıdır, tarikat yurtlarıdır. Dayatılan, varoluşları düşmanlaştıran iktidarın tüm toplumsal yaşamı, kişisel ilişkileri kendi normlarıyla belirlemesidir. İktidarın bir süredir dile getirdiği anayasa değişikliğine giden süreçte toplumun LGBTİ+’lara karşıtlık üzerinden taraf kılınmak istendiğini görüyoruz.”
“AKP rejimi, başta LGBTİ +, kadın ve mülteci düşmanlığı olmak üzere ülke içindeki tüm farklılıklara düşmanlık konusunda kendisinin benzeri otoriter-sağcı-faşizan rejimlerden ve hareketlerden ilham almaktadır. Her tür eşitlik, özgürlük mücadelesini kendisine tehlike kabul eden iktidarın “zayıf halka” zannettiği LGBTİ+ları bu denli yoğun hedef almasını, toplumsal mücadelelerin tamamına ortak mücadele çağrısı olarak anlamak gerekir.”
“Faşizmin kurumsallaşmasının baskı araçları artarak kadınlar, LGBTİ+lar, Kürtler ve tüm toplumsal muhalefet üzerinde kendini gösteriyor. Dinci-faşist baskılarla kuşatmaya çalıştıkları hayatımızı onuru, varoluşu, özgürlüğü için direnen herkesle bir arada savunacağız.”
(EMK)