Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, bugün (20 Haziran) partisinin seçim sonrasındaki ilk TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Kılıçgün konuşmasında Patnos Belediyesi eş başkanlarının tutuklanmasından gazeteci Sinan Aygül'e yönelik saldırıya, LGBTİ+'ların hedef alınmasından Dünya Mülteciler Günü'ne, Cumartesi Anneleri'ne yönelik engellemelerden ekonomik krize kadar çeşitli başlıklara değindi.
"Usulsüzlük arıyorsanız kendi belediyelerinize bakın"
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar'ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Geçtiğimiz hafta algı operasyonu oluşturarak Patnos halkının idaresi gasp edildi ve Patnos Belediyesi eş başkanlarımız Müşerref Geçer ile Emrah Kılıç usulsüzlükler gerekçe yapılarak tutuklandı.
Tutuklamaya gerekçe olarak usulsüzlükleri gösterenler Sayıştay raporlarına baksın! Eğer gerçekten usulsüzlük arıyorsanız kendi belediyelerinize bakın. 48 belediyemize atanan kayyımlarla her gün bu halkın iradesinin nasıl gasp edildiğini, halkın değerlerinin nasıl çarçur edildiğini deneyimledik."
"Bu iktidar Kürde ve Kürtçeye düşman"
"Gazeteci Sinan Aygül'e de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, davanın takipçisi olacağımızı buradan belirtiyoruz. Mafyatik işler dışında ek iş olarak belediyecilik yapılan Tatvan'da başka bir şey daha yaşadık.
"Kaymakam eliyle Van'ın tiyatro ekibi ŞanoWan'ın Kürtçe oyunu hiçbir gerekçe gösterilmeden yasaklandı. Bu iktidar kadına, doğaya ve tüm toplumsal değerlere en çok da Kürde ve Kürtçeye düşman. Bunu uzun süredir görüyoruz."
"Nefret söylemiyle suç işleyen bir zihniyet"
"Şiddeti olağanlaştırmaya çalışan bu iktidarın öncelikli hedeflerinden biri de LGBTİ+'lar.
Varlıklarını aleni şekilde hedef haline getiren ve nefret söylemiyle suç işleyen bu zihniyetin kendisini reddediyoruz. Sistematik hale getirilen ayrımcılığa ve şiddete karşı mücadelemiz devam edecek.
Milletvekili arkadaşımız Sevgili Özgül Saki'nin karşı karşıya kalmış olduğu soruşturma için söyleyecek de tek şey var. Gösterdiği dayanışma ile bu devletin sistematik hale getirdiği şiddeti ifşa etmiştir, elbette ki yanındayız."
Dünya Mülteciler Günü mesajı
"Yeri yurdu neresi olursa olsun savaş ve ekonomik sorunlar nedeniyle yerini yurdunu terk eden insanların yanındayız.
Bu göç dalgalarının en büyük nedeni olan savaşlara karşı söylemlerimiz bakidir. İnsanların doğduğu yerde doymasını ancak nerede diliyorlarsa orada yaşamasını savunuyoruz.
Yeşil Sol Parti olarak mülteciler için güvenli, onurlu ve pazarlık konusu yapılmayacak bir yaşamı hep savunmaya devam edeceğiz."
"Asiye Anne'nin mücadelesi bizlere emanet"
Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın her cumartesi yürüttüğü adalet mücadelesi, kaybettikleri yakınlarının faillerinin bulunmasına, akıbetlerinin öğrenilmesine dönük mücadelesi bizim mücadelemizdir.
AYM'nin Galatasaray Meydanının kullanılmasına yönelik vermiş olduğu kararı tanımayan bu iktidar ve kolluk güçleri utanmadan her hafta adalet nöbeti tutan Cumartesi İnsanlarını gözaltına almaya devam ediyor. Bu haklı mücadele kazanacaktır.
Cumartesi Anneleri'nden Asiye Annemiz yaşamını yitirmiş olabilir ama kimse sanmasın ki Hüseyin Aydemir'in faillerinin aranmasından vazgeçeceğiz. Hem Deniz Poyraz'ın mücadelesi hem de Asiye Anne'nin mücadelesi bizlere, sizlere emanet."
"Faturanın halklara çıkarılmasına izin vermeyeceğiz"
"Seçimlerden bu yana en önemli gündemlerimizden biri döviz kurları ve adaletsizler. Yoksulluk can yakmaya ve can almaya ne yazık ki devam ediyor.
Asgari ücret bugün 11 bin 402 lira olarak açıklandı. Asgari ücretin bu şekilde belirlendiği ülkede yoksulluk sınırı 34 bin lira.
İktidarın kendisine sesleniyorum; bununla siz geçinin bakalım nasıl geçinecekseniz. Biz Yeşil Sol Parti olarak yoksulluk sınırı altında bir ücreti, emekçilerin insanca bir yaşamı sürdürecekleri bir rakamı talep ettik, talep etmeye devam edeceğiz.
Bu iktidarın bütün politikaları akıl dışıdır. Sizi iyi tanıyoruz. Tırnak içinde ifade ediyorum, akılcı politikalar dedikleri şey kendi rant politikalarının bu ülkede yarattığı yıkımın faturasını halklara, bizlere çıkarmaktır. Dün nasıl mücadele ettiysek bugün de buna geçit vermeyeceğiz. Bu faturanın halklara çıkarılmasına izin vermeyeceğiz."
"En büyük gücümüz özeleştiri"
"2023 seçimlerinin önümüze koyduğu önemli görevler olmakla birlikte, ortaya çıkarmış olduğu tablonun kendisi ciddi bir eleştiri ve özeleştiri gerekçesidir.
Yeni bir siyasal yapılanmaya ve örgütsel dile ihtiyaç duyduğumuz açık. Bu yolda eleştiri bizim en büyük gücümüz özeleştiri ise bizi yeniden kuran ve ileriye taşıyacak mekanizmadır. Bu sorumluluğun farkındayız.
Bu inanç ve sorumlulukla da seçimden bugüne kadar bütün kurullarımızla bu hakikati gören bir yerden tartışma yürütmeye devam ediyoruz.
Eleştiri ve özeleştiri ile yeniden bir inşanın, yapılanmanın sözünü verdik ve bunu büyük bir kararlılıkla kamuoyuna deklare ettik. Şimdi ise gerçek resmimizi görmek için il-ilçe toplantıları ve halk toplantıları ile bir araya geleceğiz."
"Esas mesele ideolojik hattımızın güçlenmesi"
"Buradaki esas mesele karşımızdaki faşizmin kendisidir. Bizim için asıl mesele bu faşizmle hangi yol ve yöntemlerle mücadele edeceğimizdir. Bu mücadelede mirasımızın çok kıymetli bir yeri var.
Bizler açısından çözüm için esas mesele ideolojik hattımızın güçlenmesidir. Zaten bu bakış açımızın kendisi de bizi diğer politik hatlardan, işleyişlerden ayıran en önemli motivasyonlardan biridir.
Temsili ve orta sınıf siyasetine sıkışmadan ve siyaseti siyasetsizleştiren popülizme kapılmadan, en önemlisi de toplumsal ittifaklarımızı genişletecek bir anlayış ve hatta çalışmalarımıza devam edeceğiz."
"Toplumsal ittifaklarımızı güçlendireceğiz"
"Bu sürecin sonunda da final biçiminde kongremizi gerçekleştireceğiz. Kongremiz bütün bu tartışmalarda açığa çıkan fikirleri damıtarak ihtiyaç duyduğumuz yeni ve güçlü örgütsel bir yapıyı kuracaktır.
Kongremizin en önemli başlıklarından birisi de Üçüncü Yol iddiamızın adım adım ve ilmek ilmek örülmesidir.
Yeni bir başlangıç için esas yapmamız gereken şey de toplumsal ittifakımızı ve demokrasi ittifakımızı büyütmek ve hayatın içerisinden gerçek ittifakı kurmak olacaktır.
Kadınlardan gençlere, emekçilerden ezilenlere, engellilerden yoksullara ve ekolojistlere kadar bu toplumun bütün mücadele alanları ve dinamikleriyle daha güçlü ve sahici bağlar kurarak, kenetlenerek onların mücadelesini sadece parlamentoda da değil onlarla birlikte sokakta büyütmenin sözünü veriyoruz."
"Kadın mücadelesi seçim ile ölçülemez"
"Türkiye siyasetinde erkek egemenliğe karşı panzehir elde ettiğimiz bir kazanım var. Eşit temsiliyet ve eş başkanlık sistemi.
Bunun farkında olan iktidarın seçim süreci boyunca en çok müdahale ve mücadele ettiği alanlardan biri de kadın mücadelesi oldu.
Hem Kürt düşmanı ittifak hem de kadın düşmanlarıyla yaptığı ittifak seçim sürecindeki hattın en belirleyeni oldu. Açığa çıkan seçim sonuçları üzerinden kadın mücadelesinin ölçülemeyeceğini ifade etmiştik. Bizim mücadelemiz seçim ile ölçülemez.
Hem kadınların eşitlik ve özgürlüğünün hem de toplumda demokratik bir siyaset ve birlikteliğin nasıl inşa edileceğine dair çok ciddi veriler ve dinamikler açığa çıkaran bir kadın mücadelesi var.
Farkındayız, bu iktidar bütün kazanımlarımızı gasp etmeye çalışıyor. Farkındayız, bu iktidar kadın mücadelesini kendisine en büyük tehdit olarak görüyor. Görmeye devam. Çünkü kadın mücadelesi sizin varlığınızı en aza indirgemeye ve toplumun değerlerini en yüksek seviyeye taşımaya devam edecek."
(VC)