Türkiye Yayıncılar Birliği, Kahta/Adıyaman Sulh Ceza Hakimliği’nin, Belge Yayınları’nın yayımladığı Faysal Dağlı’ya ait Birakuji (Kürtlerin İç Savaşı), İletişim Yayınları’nın yayımladığı Fehim Taştekin’e ait Rojava Kürtlerin Zamanı ve Tutku Yayınevi’nin yayımladığı Aytekin Gezici’ye ait Kürt Tarihi isimli kitapların satış ve dağıtımını yasaklamasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
TIKLAYIN - Fehim Taştekin: Bir Kitap “Terör Örgütü” Olamaz
Hakimliğin söz konusu kararı gerekçe göstermeden aldığına dikkat çeken Türkiye Yayıncılar Birliği, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Anayasaya aykırı, bilgi alma hakkını sınırlıyor”
“Kitaplara ilişkin alınan her yasak kararıyla Anayasamızda güvence altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkına müdahale edilmekte, demokratik toplum ilkesi zarar görmektedir.
“Bu yasak kararları aynı zamanda halkın bilgi alma hakkını da sınırlamaktadır.
“Ceza davası ilk altı ayda açılabilir”
“Bilindiği üzere kitaplar basılma sürecinde matbaalar tarafından ilgili savcılıklara verilmektedir.
“Basın Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca ceza davası ancak kitabın teslim alınmasından itibaren altı ay içinde açılabilir.
“Bu hak düşürücü bir süredir ve düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkının bir güvencesi olarak kanunda yer almaktadır.
“Hakkında ‘satış ve dağıtımın yasaklanması ve el konulması’ kararı verilen kitapların hepsi için bu hak düşürücü süre geçmiştir. Buna rağmen karar verilmesi hukuk devleti ve güvenliği ilkesine zarar vermektedir.
“Yayınevlerine haber verilmiyor”
“Herkesin, hakkında verilen bir yargı kararından haberdar edilme ve bu karara ilişkin gecikmeksizin hukuki itiraz yollarına başvuru yapma hakkı vardır.
“Bu güvenceye rağmen yayınevleri kitapların yasaklanması niteliğini taşıyan kararlardan haberdar edilmemekte ve yeni basım yapma, dağıtıma devam etme gibi hukuksal ve maddi risklerle karşı karşıya bırakılmaktadır.
“Mahkemenin kararını kaldırmasını talep ediyoruz”
“Türkiye Yayıncılar Birliği olarak, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasındaki anayasal ölçütlerin aşılarak düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkına müdahale edilmesine, yasaklama ve toplatma kararlarıyla halkın bilgi edinme hakkının sınırlandırılmasına karşı olduğumuzu ve bu tasarrufların demokratik toplum ilkesine zarar verdiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu konuda mahkemelerimizin daha özenli yaklaşımına ihtiyacımız var.
“Kahta Sulh Ceza Hakimliği’nin ‘satış ve dağıtımın yasaklanması ve el konulması’ kararının kaldırılmasını talep ediyor ve herkesi düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkına daha özenli yaklaşmaya davet ediyoruz.” (EKN)