Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da düzenlediği basın toplantısında dün gece HDP binalarına yönelik saldırıları ve Cizre’de yaşananları değerlendirdi. HDP heyetiyle birlikte bugün Cizre'ye gideceğini açıkladı.
“7 Haziran öncesinde de 176 saldırı olmuştu”
“Bizler 7 Haziran seçimlerine gelinceye rağmen, barış ve kardeşçe yaşam söylemlerimize rağmen, 176 yerde partimize saldırı oldu. İki gündür her yerde terör bahanesiyle partimizi yakıp yıkanlar, biz sizin alçaklıklarınızı 7 Haziran öncesinde de gördük. Ne vardı o zaman? Öldürülen, mitingleri bombalanan bizdik. Buna rağmen barış ve sağduyu, kardeşlik mesajları verdik. İki gündür ortaya çıkan şey, şiddete ya da teröre tepki değil.
“Erdoğan ve Davutoğlu ikilisi, şehirlere getirdikleri cenazeleri oya dönüştüremeyince savaş çıkarma kararı aldılar. Her yerde sokaklarda faşizm rüzgarı estirerek, Kürt adına ne varsa, Kürde benzeyen ne varsa yakıp yıkma ve bu vesileyle toplumun muhalif kesimlerine diz çökme operasyonu yapılıyor. Zannedilmesin ki bu insanlar kendi kendine sokağa çıkıyor.
“İki gündür 400’ün üzerinde saldırı oldu”
“Sokağa çıkanların herkesi protesto etme hakkı vardır ve biz buna saygı duyarız. Bu çerçevede protesto edenlere de lafımız yoktur. Biz protestocuların bize yönelik eleştirilerini de anlamaya çalışırız.
“Bu söyleyeceklerim bizzat AKP ve MİT eliyle örgütlenmiş tetikçileredir. Bunlar bizzat isim isim resmi olarak görevlendirilmiş çetelerdir.
“İki gündür 400’den fazla saldırı yapıldı. Şehirler arası otobüsler, yolda yürüyenler, gazete binaları, mevsimlik işçiler, parti binaları, daha önceden tespit edilmiş neresi varsa, organize ve devlet eliyle bir linç kampanyası başlatılmış ve yürütülmüştür.
“Topluma şu mesaj verilmeye çalışılmıştır: bize 400 vekil vermezseniz sizin burnunuzdan getiririz. İktidardan düşmelerine rağmen devlete el koymuş durumdalar. Bunu devlet eliyle yapabilirler.
“Arkasında hükümet desteğini hissedip yakıp yıkanlara sesleniyorum”
“Parti binalarını yakanlar, otobüsleri durdurup insanlara hakaret edenler, insanların evlerini, garibanların çadırlarını yakıp yıkanlar, linç edenler;
“Hepinizin görüntüleri sosyal medyada ve partimizin kamera kayıtlarında var. Önümüzdeki 20 yıl içinde yargılanacaksınız. Bugün olmaz, yarın, hesap vereceksiniz. Arkanızdaki hükümet desteğini hissedip yakıp yıkanlar, size yazık, sizi harcayacaklar. Ama ‘yok biz kahramanız, kendimizi AKP’ye feda ederiz
“Cana gelmesin, mala gelsin, parti binalarımız kurban olsun. Çoğunuz cebinde dolmuşa binecek parası olmayan fukaralardır. Aklınızı başınıza alın, bu iktidar arkanızda durmayacak. AKP düşmüş durumda, arkanızda hükümet devlet yok, bitti o günler. Bunlar gidiciler ve siz ortada kalacaksınız. Hepinizin görüntüleri var, adil yargı önünde hesap vereceksiniz. Ama biz kendimizi feda ederiz diyorsanız, bizim yapabileceğimiz bir şey yok.
“Gün gelecek devran dönecek. AKP tetikçiliği yapmaktan, AKP’li güruhlarla hareket etmekten çekinmiyorsunuz. Onun takdirini seçmene bırakıyorum.
“Eğer HDP’nin sorumluluğuna dair kanıt varsa, bizi yargılayın”
“Günlerdir Erdoğan-Davutoğlu ikilisi partimizi hedef gösteriyor. Olanlardan HDP sorumlu diyor. Bu ülkede ben inanıyorum ki haysiyetli savcılar, hakimler var. Onlara çağrı yapıyorum:
“Ülkenin Cumhurbaşkanı dökülen kandan bizi sorumlu tutuyor. Savcılardan rica ediyoruz, Cumhurbaşkanından bunun delilini isteyin. Bir tane delil sunarlarsa bizi yargılayın.
“Dağlıca sırasında Davutoğlu gol coşkusu yaşıyordu”
“Şehit cenazelerinde ağlamaklı konuşan bu ülkenin düşmüş başbakanı, Dağlıca’dan şehit haberi geldiğinde Konya’da gol coşkusuyla sevinç yaşıyordu, bir şehit çocuğunu da buna alet ederek… Maalesef Dağlıca’nın yaşandığı saat 15.30 ve bu ülkenin düşük başbakanı akşamüstü gidip maç izleyebiliyor. Sonra çıkıp HDP’yi suçlayıp, insanları HDP’ye saldırtıp kendini temize çıkarabiliyor.
“Yakmaya çalıştıklarınız kardeşim dediğiniz Kürtlerdir”
“Fakat ne hikmetse binaları yakılan, üyeleri linç edilen biziz. Bu işte bir terslik olmalı. Türkiye toplumunun vicdanlı kişilerine sesleniyoruz:
“Sizin yakmaya çalıştığınız bugüne kadar kardeşim dediğiniz Kürtlerdir. Kardeşliği göstereceğiniz günler bugünlerdir. Etle tırnak edebiyatı yapmak kolaydır. Komşunuzun evi devlet gözetiminde yakılırken, Türkiye’nin batısı bir şey demiyor.
“HDP birlikte yaşamak için bir şanstır. Oy vermeseniz de bir şanstır. Bunların ülkeyi bu şekilde yönetmesine ses çıkaracaksanız, cadı avını durduracak gün bugündür. Aradan aylar yıllar geçtikten sonra pişman olmak fayda etmez.
“Dostlar düğünden çok taziyede belli olur. Hakkımızdır, bunu görmek istiyoruz.
“70 odalı binada seçim çalışmaları odası yakıldı”
“Devlet egemenliğinden parti eliyle gasp edilmesinden rahatsız olanlara yan halka hesap verecektir. Her yerde emniyetin desteğiyle bunlar yapıldı. Dün genel merkezimiz polis eşliğinde yağmalandı.
“Öncellikle 70 odalı genel merkezin bir odası ateşe verildi; arşivlerin olduğu ve seçim hazırlıklarının yapıldığı oda.
“Ankara Valisi merkezimiz yanarken terbiyesizce konuştu”
“Arkadaşlarımız emniyetle defalarca konuştu. Gün içerisinde tedbir alınmasını istememize rağmen hiçbir tedbir alınmadı. En son Ankara valisiyle konuştum. Talihsiz telefon görüşmemizden de anladım ki kendisi de işin içinde. Terbiyesizce saygısızca bir konuşma yaptıktan sonra telefonu kapattı. Vali de HDP genel merkezinin yakılmasına göz yumma emri almıştır.
“AKP güvenerek suç işlemeyin”
“(Valiye) Az önce bu linççilere söylediğimi sana da söylüyorum, şu anda iktidar olan AKP’ye güvenerek bunları yapmayın. Zannetmeyin ki biz vali-kaymakam olarak suç işleriz, hepsi yanımıza kar kalır. Bunlar paraları alıp, ülkeyi terk eder. Geride size attıkları kazık kalır
Tüm hakımıza mesajımız şudur:
“Bunlar devam edecek gibi görünüyor. Toplumun hiçbir kesimini bu tahriklere kapılmasın. Tabanımız, bu tahriklere prim verilmemeli.
“Meşru müdafaa haktır, linç olursa kendinizi savunun”
“Ama biri sizin evini yakmaya geldiyse, bizi sizi linç ediyorsa, döverek öldürüyorsa TCK’ya göre meşru müdafaa bir haktır. Kendini orantılı bir şekilde, yasalara uygun meşru müdafaasını herkes yapmalıdır.
“Bugün içinde tüm parti binalarımız onarılacak ve faaliyetlere devam edilecektir.
“O yaktıklarınız ortak geleceğimiz”
“O yaktıklarınız parti binası değil, ortak geleceğimizdir. Yakmaya devam ederseniz, birarada kardeşçe durma ihtimalini yok etmiş olacaksınız.
“HDP, Türkiye’nin batısında sadece oy almak için teşkilat açmıyor, oraya ‘bir arada yaşamak istiyoruz, savaş istemiyoruz’ mesajını taşımak için tabelalarımızı asıyoruz. Herkes bu çerçevede yaklaşmalıdır.
“Bu ölümleri durduracağız, barışı getireceğiz”
“Ölüm tehditleriyle mücadele içindeyiz. Bizim canımız bu günlerde yitip giden vatan evlatlarından daha kıymetli değil
“Halkımız şuna emin olsun, bu ölümleri durduracağız, barışı getireceğiz. Asker ailesinin, polis ailesinin , gerilla, sivil ailelerinin, saldıuılara maruz kalanların acısını görüyoruz. Ayrılıkçı nefret yerine, bu acılardan ders çıkararak bir arada yaşamayı imkan halinde tutmaya çalışıyoruz. Toplum barış için ne kadar hızlı hareket ederse, bu acılar da o kadar çabuk geçecek.”
“Cizre 'pişman olduk' mu diyecek?"
“Cizre’de 6 gündür tüm ısrarlarımıza rağmen sokağa çıkma yaaağı kaldırılmıyor. Günlük yaşamlarını sürdürmek için insani ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir fırsatta sunulmuyor.
Mezarlığa ölüsünü götürmek yasak, insanlar cenazelerini dondurucuda bekletiyor. Ekmek, su, elektrik yok. 6 gündür insanlar evlerindekini komşularıyla paylaşarak geçinebiliyor. Küçük bebeklerin susuzluktan çatlayacağı noktaya geldik, diyorlar.
“Eğer ben bunları ‘İsrail Filistin’e ne yapıyor’ başlığıyla anlatsam, bazı vekiller ağlaya ağlaya dinleyecekti. Ama ben AKP hükümetinin Cizre’ye yaptığını anlatıyorum. Vicdanlar ne kadar sızlar bilmiyorum. Cizre halkının, o Müslüman halkın bebeklerine su verilmesin, cenazeler defnedilmesin diye, kendine Müslümanım diyen hükümet sokağa çıkma yasağı uyguluyor.
“Sizce Cizre 1 Kasım'da pişman olduk deyip AKP’ye mi oy verecek? Ne değişecek? Ben söyleyeyim, bir şey değişmeyecek.
“AKP’nin milliyetçilerden alacağı oylar bela olacak”
“AKP’nin Türkiye’nin batısındaki milliyetçilerin aldığı oylar bu ülkenin başına bela olacak. Çünkü dün yürüyüş yapan kitleler ‘katliam istiyoruz’ diye slogan atıyordu. AA çalışanları ‘katliam yapacağım’ diye mesaj atıyor. İktidarın vekili, gece gündüz kıyım çağrıları yapıyor. AKP’nin trolleri açık açık hedef gösteriyor. Yakıp, yıkın deyip, yıkım başlayınca biz bunu dememiştik diyorlar.
“Biz buna daha fazla duyarsız kalamazdık. Ankara’da onlarca görüşme yaptık, Cizre’ye bir sürü heyet gönderdik. Orada görev yapan gazeteciler, ‘Biz Kobane’de de çalıştık ama Kobane IŞİD kuşatmasındayken böyle şeyler görmedik’ dediler.
“Biz bu rezalete halkın katliamına göz yumamayız.
"Cizre'ye gidiyoruz"
“Biz Bugün arkadaşlarımızla Cizre’ye hareket ediyoruz. Sokağa çıkma yasağı kaldırılsın. Biz durumun stabil hale gelmesi için girişimde bulunmaya gidiyoruz. Eğer devlet görevlileri samimiyse, önümüzü açsınlar, sokağa çıkma yasağını kaldırsınlar, insanlar ihtiyaçlarını karşılasın. Biz oradaki sivilin, askerin, polisin canını korumak için gidiyoruz. Hiçbirinin ölmesini istemiyoruz. Biz hepsine saygı duyduğumuz için gidiyoruz.
“Toplumun vicdanına güveniyoruz”
“Her ne kadar şu an Ankara’da vicdan ve akıl kalmamışsa da biz toplumun vicdanına ve aklına güveniyoruz.
“Umarız biz oraya varmadan sokağa çıkma yasağı kalkmış olur. Çevre illerden, ilçelerden kimin imkanı varsa biz Cizre’de olacağız. Ama araçla ama yürüyerek. Orada siviller, askerler, polisler ölürken biz hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. İnşallah hayırlı bir neticeyle geri dönmüş oluruz.
“Bugünler geçecek ve bu sabırlı metanetli duruşunuz bize kazandıracak.” (ÇT)