Uzmanlar, bugün İstanbul’da yaşanan sağanak yağışın iklim değişikliği ile ilişkilendirilebileceğini belirttiler. Uzmanlar, bu gibi aşırı iklim olaylarına karşı uyum politikalarının geliştirilmesi ve Paris İklim Anlaşması’nın bir an önce onaylanmasını talep ettiler.
İklim değişikliği yüzünden, aşırı yağışlar, seller, sıcaklık dalgaları, kuraklık gibi felaketlerin giderek daha sık görüldüğü bilimsel bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
En son yayınlanan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 5. Değerlendirme Raporu'nda “Kentlerde, iklim değişikliği ile ilişkili riskler (artan deniz seviyeleri, fırtınalar, ısıl stres, aşırı yağışlar, iç bölge ve kıyı seller, heyelanlar, kuraklık, susuzluk artışı, su kıtlığı) artmaktadır ve bu risklerin, insanların (ve onların sağlığı, yaşam alanları ve varlıklarının) ve yerel, ulusal ekonomiler ile ekosistemler üzerinde geniş olumsuz etkileri bulunmaktadır” deniliyor.
"İklim değişikliği aşırı iklim olaylarında kilit öneme sahip"
İstanbul'da bugün yaşanan sağanak yağışın ardından uzmanların görüşleri şöyle:
Arif Cem Gündoğan (İklim Bilimci, ODTÜ Yer Sistem Bilimi Doktora Öğrencisi): İstanbul’da bugün yaşananlar aslında hem afet risk azaltım, hem kalkınma ve şehirleşme, hem de iklim değişikliğine uyum anlamında politikaların eksikliğini, yanlışlığını veya yetersizliğini ortaya koyan çok çarpıcı bir örnek. Bu durum yetkililerin ifade ettiği gibi “doğal” bir durum değil. Tehlike ve risklerin aksine afetler asla “doğal” değildir; politikaların ve bu politikaların oluşmasına zemin sağlayan sosyo-ekonomik yapının bir sonucudur. Bilim insanları özellikle 2000’li yılların başından bu yana insan kaynaklı iklim değişikliğinin sel, sıcak hava dalgası, kuraklık, fırtına gibi aşırı hava olaylarını nasıl etkilediğini araştırmaktalar. Bunu kısaca “atfetme” araştırmaları olarak özetleyebiliriz. Atmosferin kompleks dinamikleri arasında tekil olayların iklim değişikliği ile bağlantısını doğrudan kurmak zor olsa da bilim insanları iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarında kilit öneme sahip sıcaklık, nem gibi parametreleri değiştirdiği; bu durumun da doğru tedbirler alınmadığı takdirde bugün İstanbul’da yaşananlara benzer vakaların dünyanın her yerinde sayısını ve şiddetini arttıracağı üzerinde hem fikirler.
"Fosil yakıttan kurtulmalıyız"
Cansın Ilgaz (350 Türkiye): İklim değişikliği gelecekte yaşanacak ani bir afet değil. Burada. Yıkıcı iklim değişikliğini durdurmak için harekete geçmezsek, yani fosil yakıt bağımlılığımızdan kurtulmazsak, İstanbul'da bugünkü aşırı yağış da bir hafta önce yaşadığımız kavurucu sıcaklıklar da yeni normalimiz olacak. Ama otobüs duraklarında dizimize kadar suyun içinde beklemek normal olamaz. Bugün yaşadıklarımız bir fragman niteliğinde, biz filmi görmek istemiyoruz. Daha fazla geç kalmadan, adil, özgür, temiz, yenilenebilir enerji üretimine geçmemiz gerekiyor.
"İklim değişikliğine uyum ve azaltım şart"
Dr. Ethemcan Turhan (Kraliyet Teknoloji Enstitüsü - Stockholm): İstanbul gibi mega-şehirlerin artık iklim değişikliğine uyum ve azaltım arasında seçim yapma şansı yok. Her ikisinin de hemen şimdi hızlı ve dönüştürücü şekilde yapılması gerekiyor. Yaşanan kayıp ve zarar ortada. Uyum çalışmaları statükoyu korumak değil onu aşmak için derhal artırılmalı. Yani bizim özelimizde hem kömüre yatırımı savunup hem de uyum için uluslararası mekanizmalardan para isteyemezsiniz. Ayrıca, uyumun gerçek olması için sınıf, toplumsal cinsiyet, eğitim ve yaş gibi mevcut hassasiyetlerin gözetilmesi gerekiyor. 2009’da yaşanan selde bir minibüsün arkasında can veren yedi kadın işçiyi hatırlayalım. Adalet uyumun merkezinde olmalı.
"Paris İklim Anlaşması onaylanmalı"
Elif Gündüzyeli (Avrupa İklim Eylem Ağı): Bugün İstanbul’da ve dünyanın her yerinde yaşanan aşırı hava olayları, küresel sıcaklık artışlarının sanayileşme döneminin yalnızca 1C derece kadar üzerine çıkmasının etkileri. Ancak bu daha başlangıç. Paris Anlaşması doğrultusunda sıcaklık artışları 1.5C derece ile sınırlandırılmazsa çok daha büyük ve geri dönüşü olmayan felaketlerle, tahminimizden çok daha erken karşılaşacağız. Ekonomik ve insani maliyetleri ise çok daha yıkıcı olacak. Göz göre göre Paris Anlaşması etrafında pazarlık yapılması kabul edilemez. Türkiye gibi henüz anlaşmayı onaylamamış devletler Paris’i onaylayarak 1.5C derece hedefi hizasında ulusal kalkınma planlarını gözden geçirmeli, şirketler ve bankalar da bir an önce portföylerini fosil yakıtlardan temizlemeliler. (NV)
Fotoğraf: Hikmet Faruk Başer - İstanbul/AA