Hürriyet gazetesi başyazarı Oktay Ekşi'nin başkanlığını yaptığı Dünya Basın Konseyleri Birliği (World Association of Press Councils - WAPC), Doğan Medya Grubu'na verilen 490 milyon dolar tutarındaki vergi cezasını protesto etti.
WAPC Genel Sekreteri Chris Conybeare, "Doğan Medya grubuna verilen para cezasının haklı olup olmadığından kuşku duyan Uluslar arası Basın Enstitüsü (IPI) ve öteki uluslar arası kuruluşları destekliyoruz" şeklinde açıklama yaptı.
Açıklamada, "Başbakan Erdoğan'ın medya organlarını kamuoyu önünde azarlama kampanyasıyla birlikte gelen bu büyüklükteki bir vergi cezasının aslında medyayı boğma teşebbüsü olduğu aşikardır" ifadesine de yer verildi.
WAPC Genel Sekreteri açıklaması şu tespitleri içeriyor:
"Bu meselenin tam bir şeffaflık içinde ve süratle sonuçlandırılması son derece önemlidir. Geciken adalet, adaletin inkarıdır ve iletişim (ifade) özgürlüğünü tehlikeye atar.
"Dünya Basın Konseyleri Birliği, aşırı büyüklükteki para cezaları hükümetler tarafından genellikle eleştirileri önlemek amacıyla uygulandığı için bu konuyla ilgilenmektedir. Türk halkı her çeşit görüşü ifade etme hakkına sahiptir. Hükümetin açıkça eleştirilmesi, kamuoyunun ilgi duyduğu konuların aydınlatılmasını sağlar."
Azerbaycan, Bangladesh, Hindistan, Kenya, Malawi, Nepal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Swaziland, Tanzanya, Türkiye, Uganda, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Zambia ve Zimbabwe'deki Basın ve Medya Konseyleri'nin üye olduğu bir uluslar arası kuruluş olan WAPC, kendisini, "gazeteciliğin daha yüksek 'etik' standartlara taşınmasına ve tüm bireylerin özgürce iletişimde bulunma hakkına kendisini adamış bir kuruluş" olarak tanıtıyor.
Daha önce de Viyana merkezli IPI örgütü ve IPI Ulusal Komitesi, Başbakanın tutumunu kınamıştı.
Cumhuriyet gazetesi bembeyazdı
Cumhuriyet gazetesi de, Başbakan Erdoğan'ın medyaya yönelik yaygınlaşan müdahalelerini protesto etmek amacıyla, dünkü nüshasının ilk ve son iki sayfasını bembeyaz ve habersiz olarak basmıştı.
Gazete, "Biz susarsak kim konuşacak?..." başlıklı başyazısında, "AKP, elindeki devlet olanaklarını pervasızca kullanıyor; kendinden yana medya oluşturmak için gazete, televizyon satın alıyor, kendinden yana olmayan medyaya vergi cezaları uygulamaya yöneliyor, karşıt bellediği yazar ve gazetecilere asılsız suçlamalarla soruşturmalar açtırarak basındaki muhalefeti sindirmeye çalışıyor; bu yolda geniş bir saldırı cephesi oluşturmuş durumdadır. Tüm kamuoyunu uyarmak için herkese soruyoruz: Biz susarsak...Kim konuşacak?..." deniyordu. (EÖ)