Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Ankara Şehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ayşegül Karalezli, Covid-19’un akciğerlerde yarattığı tahribatı ve tomografi sonuçlarını Anadolu Ajansı’ndan Duygu Yener’e anlattı.
Salgının son hızıyla devam ettiğini belirten Karalezli, "Mart, nisan, mayıs ayında gördüğümüzden daha şiddetli ve daha hızlı sanki, çember daha çok daraldı. Etrafımızda bize yakın insanların Covid pozitif ve akciğer tutulumu ile geldiğini görüyoruz” dedi.
"Hastanelerin kapasitesi belli"
Koronavirüs testi pozitif çıkan birçok kişinin, akciğer tutulumuyla başvurduğunu anlatan Karalezli, şunları söyledi:
"Bu durum, hepimizi endişelendiriyor. Hastanelerin kapasitesi belli. Bu kapasitelerin üzerine çıkan bir hasta sayısı olursa ne yapacağımızı hepimizin düşünmesi lazım. İnsanların çok dikkatli olması gerekiyor.
Korunmaya çok dikkat edilmeli. 'Maske, mesafe ve hijyen' diyoruz ama insanlar görüyoruz ki bunun çok farkında değiller. Önemsemiyorlar ama biz çok önemsiyoruz."
"Akciğere girdi mi çıkışı kolay olmuyor"
Prof. Dr. Karalezli, koronavirüsün çok farklı bilinmeyen yönü olduğuna dikkati çekerek, şu uyarıları yaptı:
"İnsanların çok dikkat etmesini istiyoruz. Akciğere girdi mi bunun çıkışı kolay olmuyor. Altta yatan hastalığı varsa biraz ileri yaştaysa çok riskli. Şu an bizim takip ettiğimiz hasta yaş aralığı 40-60 yaş arası. Gençlerde hastalığın seyri çok hızlı gidiyor.
Koronavirüs tüm organları tutabiliyor. Akciğer tutulumu varsa tablo kaçınılmaz olarak ilerliyor. İnsanların son derece duyarlı olmasını istiyoruz. Bizler çok yorulduk. Covid hastalarıyla uğraşıyoruz bakmamız gereken diğer hastalarımız da var. Onlar da sürekli randevu almaya çalışıyorlar.
Bu hastalığın sonunun ne olduğunu bilmiyoruz. Akciğer tutulumları, bu şekilde olduğu zaman hastaları oksijen tedavisi ile gönderiyoruz. Çok yeni bir hastalık olduğu için bu seyir nasıl olacak? Geriye dönüş var mı? Takiplerle öğrenebileceğimiz bir durum"
"Sırt üstü yatmakta sıkıntı çekiyorlar"
Prof. Dr. Karalezli, kritik ve zorlu bir sürecin hastaları beklediğini belirterek, bu kişilerin tedavisi sırasında yaşadıklarını ise şöyle aktardı:
"Kritik ve zorlu bir süreç hastaları bekliyor. Sırt üstü yatmakta sıkıntı çekiyorlar, yüzü koyun yatırmak istiyoruz. Uzun süre yüzü koyun yattıkları zaman yüzlerinde yaralar oluşabilir. Bu hastalar yüzü koyun yattıklarında o rahata alıştıklarında tekrar sırt üstü yatmakta istemiyorlar. Nefes alamamak bu çok zor bir şey.
"Astım hastaları nefes açlığıyla geliyor"
Astım hastaları nefes açlığı ile gelirler. Tedavisini verirsiniz rahatlamış bir şekilde giderler ama bu hastalar öyle değil, sürekli nefes açlığı içindeler. Sürekli derin nefes alamamaktan şikayetçiler. Nefes darlığı çeken bazı hastaların çok ciddi vücut ağrıları da oluyor. Bazı hastalar da koku almama ikinci planda kalıyor." (RT)