*Fotoğraf: AA/arşiv
İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı, insan hakları savunucusu, CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ilişkin sözlerinin ardından hedef gösterilmesine dair açıklama yaptı.
Açıklamada, Tanrıkulu’nun sözlerine atıf yapıldı ve “Tanrıkulu’nun tespitleri kendi özel düşünceleri olmanın ötesinde, geçmişte pek çok AİHM kararına konu olmuş olayları ve Türkiye’nin mahkumiyetlerini içermektedir” denildi.
|
Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
“Tanrıkulu’nun AİHM kararlarına atıfla 90’lı yıllarda Kürt köylülerin TSK mensuplarınca hedef alınmasına ilişkin açıklamaları üzerine, durum sosyal medyada yaşanan linç kampanyasıyla sınırlı kalmayarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlarından soruşturma başlatılmıştır.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise G20 toplantısı dönüşünde uçakta gazetecilerin sorusuna verdiği yanıtta Tanrıkulu’nun açıklamalarının ‘cezasız kalmayacağını’ belirtmiştir.
"Güvenliğine yönelik risk büyüyor"
“Tanrıkulu’nun tespitleri kendi özel düşünceleri olmanın ötesinde, geçmişte pek çok AİHM kararına konu olmuş olayları ve Türkiye’nin mahkumiyetlerini içermektedir. Salt kendi düşünceleri olarak görülse dahi, bir milletvekilinin geçmişte yaşanan insan hakları ihlalleri ve bu ihlallerin failleri konusunda düşüncelerini özgürce ifade etme hakkı bulunmaktadır.
“Bir kısmı kendi partisinden olmak üzere, milletvekilinin sosyal lincine ortak olan kesimin, özellikle Tanrıkulu’nun son derece haklı bulduğumuz ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığı her şey eleştiriden azade değil. Bizler milletvekiliyiz, bunları sorgularız’ açıklamasını dikkate alması gerektiğini düşünüyoruz.
“Özellikle Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra salt bir ifade özgürlüğü/siyasi hak kullanımı mecrasından çıktığını, özellikle de Tanrıkulu’nun kişisel güvenliğine yönelik riskin büyüdüğünü gözlemliyoruz.
"BM bildirgesini uygulayın"
“Anayasal hakkını kullanan bir insan hakları savunucusunun sözlerinin bu derece büyük bir tepkiyle karşılanması üzerine, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nin, insan haklarını savunmayı bir hak olarak tanıdığını ve devletlere insan hakları savunucularını koruma görevi yüklediğini hatırlatmayı görev biliyoruz.
“İnsan haklarını savunmak evrensel bir haktır. Devletin giderek artan bir şekilde, soruşturmalar ve kovuşturmalar da dahil olmak üzere, pek çok farklı yöntemle insan hakları savunucularını saf dışı bırakma gayreti karşısında, Sezgin Tanrıkulu ile dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha belirtiyor, yetkilileri Tanrıkulu’nun kişisel güvenliği konusunda etkili tedbirler almaya ve Anayasanın 83. maddesinde belirtilen ‘yasama sorumsuzluğu’ kavramını hatırlamaya davet ediyoruz.”
Anayasa Madde 83/1 : "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar."
(RT)