* Fotoğraf: AA
Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu, Van Gölü’nde 27 Haziran’da gerçekleşen olayla ilgili raporunu bugün açıkladı.
Tekne batması sonucu bugüne dek Van Gölü’nden 61 cenaze çıkarıldı. Cenazelerin otopsi ve kimlik tespit işlemleri Van Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü’nce yürütülüyor. Cenazelerin çoğu Afganistan ve Pakistan’dan gelen mültecilere ait. Soruşturma kapsamında beş kişi tutuklandı.
27 Haziran 2020 tarihinde Van Gölü'nde hayatını kaybeden sığınmacı/göçmenlerin son anlarına ait teknede çekilmiş görüntüler! pic.twitter.com/ahEplNPjZ1
— Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu (@Vaniltica) August 5, 2020
Van Barosu’nun raporunda olay katliam olarak nitelenirken, bunun bir kaza olmadığı, kastla insan öldürme suçu olduğu ifade edildi.
Baronun tespitlerinden öne çıkanlar şöyle:
“Benzer olaylardaki cezasızlığın bir sonucu”
“Olayı kaza olarak nitelendirmek, maddi oluş şartları incelendiğinde failleri aklamak anlamına gelecektir. Kurbanların son anlarına ait tekne ambarındaki görüntülerden anlaşılacağı üzere balıkçı teknesine kapasitesinin çok üzerinde insanın alındığı ve tekne içindeki koşulların insanlık dışı olduğu bir kez daha görülecektir.
“Benzer nitelikteki olaylarda yargı makamlarının neredeyse hareketsiz kalan tutumları ile devamında uygulanan cezasızlık politikası/kültürü bu katliama giden yolun taşlarını döşedi.”
“Göçmen kaçakçıları hiçbir engele takılmıyor”
“Van Gölü üzerinde sığınmacı/göçmenlerin uzun yıllardır balıkçı tekneleri ile taşındıkları bilgisi bölgede yaşayan vatandaşlarca yaygın olarak biliniyorken bugüne kadar kolluğun ve diğer yetkili makamların bu trafikten haberdar olmaması dikkat çekici.
“Sınır hattında üst düzey güvenlik önlemleri alınmışken sınırın herkesçe bilinen rotalarından göçmen kaçakçıları tarafından kalabalık gruplar halinde hiçbir engele maruz kalınmaksızın geçişin sağlanıyor olması ve bu grupların Van il merkezine kadar sorunsuz erişimi dikkat çekici bulundu.
“Komisyon üyelerimizden bazılarının takip ettiği bir kısım ceza dosyalarından alınan somut kanıtlardan sınır hattında görev yapan birtakım asker görevlilerin yozlaştığı, göçmen kaçakçısı suç şebekeleriyle çıkar ilişkisine girdikleri ve bu kişilerin faaliyetlerini rüşvet karşılığında kolaylaştırıldığı bilgisi edinildi.”
“BMMYK’nın sessizliği dikkat çekici”
“BMMYK’nın Eylül 2018’de ofisini kapatmasıyla birlikte Van’da toplu sığınmacı/göçmen ölümleri yaşandı ve süreç içerisinde bu durum dramatik bir biçimde katlanarak arttı.
“Bu toplu ölüm vakalarına ilişkin BMMYK ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM)’nün derin sessizliği ise dikkat çekicidir.
“Sığınma sisteminin sınır dışı etme üzerine kurgulandığı bu yapıda Mülteci Kabul Merkezi (Reception Center) olarak AB fonu ile inşa edilen Van Kurubaş Mülteci Kabul Merkezinin, amacının dışında Geri Gönderme Merkezine dönüştürülmesi bu yaklaşımı en iyi biçimde özetliyor.
“Geri göndermeye odaklı bir iltica sisteminde sığınmacıların etkin olarak sığınma prosedürlerine erişimi mümkün değil.”
"Cenazeler ailelerine teslim edilmeli" |
Raporda, yapılması gerekenler de şöyle sıralandı: * Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olaya ait maddi gerçeğin Adilcevaz Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam eden soruşturma ile bağlantılı olarak bütün yönleri ile araştırılması ve adil bir yargılama yapılabilmesi için soruşturmanın AİHS’in 2. maddesinde düzenlenen “yaşam hakkı” ışığında ve Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesi uyarınca “kasten insan öldürme suçu” temelinde etkin, eksiksiz, süratli ve düzenli bir şekilde yürütülmeli. * Olayla ilgili soruşturma bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın gereği olarak bizzat savcılık eli ile yerine getirilmeli. * Katliamda hayatını kaybeden insanların sayısı, kimlikleri ve uyrukları tam olarak tespit edilip arama kurtarma faaliyetlerine duraksamaksızın devam edilmesi, bulunan cenazelerden kimlikleri tespit edilenlerin derhal ülkelerine ve ailelerine ulaştırılması insancıl hukukun bir parçasıdır. * Komisyonumuza ve Baromuza çeşitli ülkelerden yapılan başvurularda ailelerin ekonomik koşullar ve pandemi sebebiyle Türkiye’ye gelemedikleri tespit edildi. Yakınlarını arayan ailelerin Türkiye’ye erişimlerinde yardımcı olunması gerekir. * Endüstriye dönüşen, organize ve örgütlü olarak işlendiği açık olan göçmen kaçaklığı suçu ile mücadelede, yargının cezasızlık politikasına son vererek bu suç kapsamında yürütülen soruşturma ve kovuşturmaları etkin ve süratli yürütülmesi gerekmektedir. * Türkiye’de daha çok sınır dışı etme üzerine kurulan sığınma sistemi terk edilerek güvenlikçi politika ve yaklaşımlardan arındırılmalı ve sığınma prosedürü şeffaf ve erişilebilir hale getirilmeli. Van’daki arama/kontrol noktaları sığınmacıların sığınma başvurusunda bulunabilecekleri noktalar haline getirilmeli. * Van Gölü’nde benzer ölümcül olaylara müdahale edebilecek donanımlı arama-kurtarma gemileri inşa edilerek ilgili kurumların hizmetine sunulmalı. * Göç ve mülteci alanında çalışan uzman uluslararası kurumlar olayları uzaktan sessizce izlemek yerine misyon ve yetkilerine uygun olarak sahada aktif rol almalı ve sığınmacı ve göçmen ölümlerini önlemeye yönelik yetkili otoritelerle işbirliği içinde çalışmalar yapmalı. |
(AS)