*Fotoğraf: Mesut Varal / AA
Van Gölü’nde 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 70'e yakının kişinin ise kaybolduğu balık teknesinden kurtulmayı başaran M.A. adlı kişi, jandarma karakolunda verdiği ifadede Afganistan’dan Van Gölü kıyısına uzanan göçmen kaçakçılığını anlattı.
Evrensel gazetesinden Ercüment Akdeniz’in haberine göre; kaçakçılar telefon görüşmelerine takılmamak için, mülteciler için “yolcu” şifresini kullanmışlar.
Van’ın Çarpanak Adası Çitören mevkiine yanaşan Servet Akbaş kaptanlığındaki balıkçı teknesi 70-80 kadar mülteciyi alarak gölün Bitlis kıyısına doğru yol aldı.
Başlarda dingin olan göl, yol aldıkça dalgalarla karşılaştı. Gece 23.00’dan sabah 04.30 sularına kadar yaşanan hayatta kalma mücadelesinde karaya ayak basan sadece M.A. oldu.
Kaptanın hem akrabası hem de yardımcısı olan M.A., Tuşba Jandarma Karakolundaki ifadede kaptan Servet Akbaş’ın kendisini arayarak akşama işe gelmesini teklif ettiğini belirtti.
"Şifreden göçmen olduklarını anladım"
M.A. şöyle devam etti: “Şifre olan ‘yolcu’ kelimesinden göçmen olduğunu anlamıştım. İlk başta kendisine ‘Ben gelmem’ dedim. O da bana ‘Korkma hepsinin kimliği var’ dedi. Ben de bunun üzerine kabul ettim. Altınsaç köyünde aramızda 1 kilometre mesafe vardı. Tekne ile göl üzerinden beni almaya geldi”
“Bana bu iş karşılığında iş bittikten sonra 750 TL para verecekti. Ben yanında iken göçmenlerden para toplanmadı. Parayı kimden ve ne şekilde alacak olduğunu bilmiyordum.
"Afganistanlı tercüman vardı"
Çarpanak Adası’na yakın bir noktaya geldiğimizde saat 21.50 sıralarıydı. Teknede ışık vb. yanmıyordu. Açıktan Çarpanak Adası Çitören köyüne bakan sahil kesiminde göçmenlerin karada kum üzerinde bekliyor olduğunu, ben Servet’in göçmenlerin yanında bulunan bir şahışla görüşmesinden ve bize doğru ışık yakmasından gördüm”
M.A, ifadesinde göçmen ticaretini koordine eden Afganistanlı şahsı da şöyle tarif etti: “Servet’le konuşmasından aslen Afganistan uyruklu olduğunu, göçmenleri çevirmenlik yaparak koordine ettiğini, göçmenleri Bitlis ilçesine götürmemiz esnasında da bize tercümanlık yapacağını anladım…
Servet’in konuştuğu tercüman gelerek göçmenlerin yüklenmesinde bize yardımcı oldu. 35 yaşlarında 1.75, 1.80 boylarında, hafif kilolu, esmer tenli, sarışın saçlı ismini hatırlayamadığım bir şahıstı.”
"Kadın ve çocuklar da vardı"
Tekneye 70, 80 civarında göçmen bindiğini belirten M.A, bunlardan 5-6 kadarının kadın, bir ikisinin de çocuk olduğunu ifade etti.
İki katlı olan teknenin iç ve üst kısmının tamamen dolduğunu söyleyen M.A, “Işıklarımızı yakmadan yola çıktık. 1 saat kadar gölde seyrettik. Çarpanak Adası yakınlarında hava sakin göl ise dingindi. Adayı geçip açığa doğru Bitlis istikametine doğru gitmeye başladığımızda göl dalgalanmaya başladı. Servet tekneyi kullanırken arada kamaraya girip çıkıyordum.
İçerisi çok kalabalık olduğu için çok da giremedim. Dalganın şiddetli vurmaya başladığı sırada motora baktım ve motorun su attığını fark ederek korktum. Servet’e bilgi verdim ve teknenin arka kısmını dalgaya vermesini söyledim. Çünkü o esnada teknenin sağ tarafından vuran dalganın etkisiyle sol tarafa doğru tekne yattı ve ben dahil herkes altında kaldı” dedi.
"Mülteciler su üstündeydi"
Kendisi ile bazı göçmenlerin su yüzeyine çıktığını belirten M.A. devamında şunları söyledi: “Kapı arasında oluşan hava boşluğundan faydalanarak kendimi teknenin dışına çıkarmayı başardım. Bu esnada vücudumun çeşitli yerlerinden yaralandım. Yüzeye çıktığımda mültecilerin bazılarının (sayıca yarısından fazlası) suyun yüzünde olduklarını gördüm… Servet yanıma geldiğinde tekne içinde çok fazla su yuttuğum için batıyordum. Servet kıyafetlerimi çıkardı…. Mültecilerden birine ait olduğunu düşündüğüm bir çanta elime geldi ve tutunarak suyun yüzünde kalmaya çalıştım.
Bu esnada tahminen saat 23.00 sıralarıydı. Ben göçmenlere bağırarak ‘Bu tarafa doğru gelin, sese gelin’ diyerek tavsiyelerde bulundum… 28.06.2020 sabah saatleri yani 04.00, 04.30 sıralarına kadar suyun yüzünde kalmaya çalıştık. Servet yorgun düştü.
"Yüzerek karaya çıktım"
Güneş batana kadar onu su yüzünde tutmaya çalıştım. Bu esnada Servet’in öldüğünü anladım. Ölmüş de olsa cenazesini çıkartmak niyetindeydim. Daha fazla takatim kalmadığı için kendisini bırakıp Çarpanak Adası’na doğru yüzmeye başladım ve karaya çıktım.”
Kıyıda bulunan piknikçilerle karşılaştığını ifade eden M.A, sonrasında, kaybolan koyununu bulmaya çalışan bir köylü ile karşılaştığını anlatarak, “Bahçesine gittik, taşların ortasında oturdum. Jandarma ile muhtar bana seslendiler, ben de çıktım”
Avukat Kaçan: Rüşvet ilişkileri yaşanıyor
Soruşturma sürecini ve M.A’nın ifadesinine ilişkin konuşan Van Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mahmut Kaçan, “Soruşturma süreci daha önceki değerlendirmelerimizi doğruluyor. Van Gölü yaygın bir göçmen kaçakçılığı ağı tarafından çevrelenmiştir” dedi.
Kaçan devamında şunları söyledi: “Yerelden bazı vatandaşlardan aldığımız bilgiye göre burada yoğun rüşvet ilişkileri yaşanıyor. Yozlaşmış kimi kolluk elemanlarının da buna göz yumduklarına dair duyumlar var.
Van, Iğdır, Hakkâri gibi illerde sığınmacılar için iltica hakkı erişilebilir hale getirilmelidir. Şeffaf ve erişilebilir prosedür, hayat riskini de ortadan kaldıracaktır” (RT)