İstanbul’da 1 Mayıs 2013’te polisin başına attığı biber gazı fişeğiyle ağır yaralanan ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “marjinal grup üyesi” dediği lise öğrencisi Dilan Alp ve dört arkadaşı hakkında yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Savcı Abdullah Yurtsever 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal iddiasıyla yürüttüğü soruşturmaya 10 Kasım 2013’te takipsizlik kararı verdi.
Savcılık soruşturmada Dilan Alp’in elinde molotofkokteyli değil sirke olduğu, bez parçasını gazdan kurtulmak için taşıdığı, 1 Mayıs’ın yasal bir toplantı ve gösteri olduğunu, gençlerin polise direnmediği ancak kaçacak yerleri olmadığını söyledi.
“Dilan’in elinde suç içerecek eşya bulunmadığı, yasadışı örgüt toplantısı içinde olduğuna dair delil olmadığı, elindeki eşyanın molotofkokteyli değil sirke olduğu, polisin kullandığı gaz bombası etkisinden kurtulmak için bulundurduğu, bez parçasını da yüzünü kapatmak için değil, atılan gazın etkisinden kurtulmak için taşıdığı…”
“Yasadışı örgüt toplantısı içinde olduğuna dair hiçbir somut delilin olmadığı, elindeki eşyanın da molotofkokteyli değil, pet şişe içinde sirke olduğu ve polisin olayları yatıştırmak için kullandığı gaz bombası etkisinden kurtulmak için bulundurduğu, bez parçasını da yüzünü kapatmak için değil, atılan gazın etkisinden kurtulmak için taşıdığı anlaşılmıştır.”
Ne olmuştu?
1 Mayıs kutlamalarına katılmak isteyen 17 yaşındaki Dilan Alp, Tarlabaşı’nda polisin gazından kaçarak bir eve sığınmak isterken atılan gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı.
Dilan Alp ameliyata alınırken İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ertesi gün televizyonda yaptığı açıklamada "Dilan marjinal grup üyesidir” dedi, görüntülerde Dilan Alp’in elinde görünen ve sirke şişesi olduğu anlaşılan eşyanın da “molotofkokteyli” olduğunu iddia etti.
"Dilan adlı kızımız da yaralıdır. Dilan örgüt üyesidir, marjinal grup üyesidir. Bizde kayıtları vardır. Çatışma içindedir. Tam bir radikal mensuptur. Yaptığımız hiçbir eksik ve yanlış işlem yoktur.
"Dünyanın ne kadar mahkemesi varsa, ülkemizde ne kadar mahkeme varsa müracaat edilebilir. Aldığımız karar kendi vicdanımda fevkalade doğrudur." (BK)