Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi’nden ihraç edilen Dr. Utku Uraz Aydın’ın Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davadaki beyanını yayınlıyoruz.
Sayın Hâkim, Sayın Heyet,
Bugün sanık konumunda bulunmamın sebebi, kamuoyunda “Barış Bildirisi” adıyla bilinen, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı metni imzalamış olmam.
Resmi ağızdan açık bir gerekçe gösterilmiş olmamakla birlikte, yine bu bildiriye attığım imzadan kaynaklı olarak 20 ay önce mesleğimden, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 17 yıldır sürdürdüğüm görevimden ihraç edildim.
Yani Kovboy filmlerini andırırcasına, ben ve onlarca meslektaşım, önce cezalandırılıp sonra yargılanıyoruz. Ülkenin hukuk sisteminin vahşi batının sinemasal temsilleriyle bu denli yakınlaşmış olması, takdir edersiniz ki hayli tedirgin edici.
İddianameye dönecek olursak tarafıma isnat edilen suçları kesinlikle reddettiğimi belirtmek isterim. Metinde geçen ifadelerin tümü ifade özgürlüğü kapsamındadır. Herhangi bir şiddet çağrısı bulunmadığı gibi, bildiride şiddet eylemlerini öven en ufak bir ibare dahi mevcut değildir.
Hiçbir örgütün adı geçmediği gibi herhangi bir terör örgütünün propagandası da yapılmamaktadır. Metinde bulunan tek çağrı şiddetin sona ermesi ve Kürt sorununun siyaset mekanizmasıyla çözülmesine yöneliktir. Bu noktada da yasal muhatap olarak, elbette ki devlete seslenilmektedir.
İddianamede bulunan ve son derece yaralayıcı olduğunu düşündüğüm bir suçlama da bu bildiriyi belirli bir kişiden talimat alarak imzalamış olduğumun iddia edilmesidir.
O dönemde sivil halka dönük onca hak ihlali yaşanırken herhangi bir talimatla bunlara tepki göstermiş olduğum iddiasını aklıma, vicdanıma, kişiliğime hakaret sayarım.
Bu türden imza kampanyalarına çoktan inancını yitirmiş biri olarak internet ortamında gördüğüm bu bildiriyi en ufak bir tereddüt göstermeden ve tümüyle kendi irademle imzaladım. Öncelikli olarak ahlaki bir kaygıyla.
Ece Ayhan’ın dizelerinde ifade ettiği gibi “büyük suçun küçük ortakları”ndan olmamak için. Elimden hiçbir şey gelmiyorsa bari dilimden gelsin diyerek, cılız da olsa, bu yaşananlara karşı bir ses verebilmek için.
Öte yandan insan haklarının ihlali karşısında devleti eleştirmenin ve toplumun geneli için daha faydalı olacağına inandığım çözüm yollarını dile getirmenin bir yurttaşlık hakkı ve de kamuya karşı sorumluluk taşıyan bir akademisyen olarak en asli görevim olduğunu düşündüğüm için bu imzayı attım.
Çünkü bilim insanı olmak, tıpkı araştırma alanım olan gazetecilikte olduğu gibi, her türden siyasi ve iktisadi erkten bağımsız olarak davranmayı, devletlerin kendilerine atfettiği çıkarlara aykırı olsa dahi gerçekliğin görünmeyen taraflarını gün yüzüne çıkarmayı içermektedir hatta bizzat bunun üzerine kuruludur.
Bağımsızlık bu iki mesleğin de Kutup Yıldızıdır. Fırtınalı havalarda takaların yönü şaşabilir ama Kutup Yıldızı hep sabittir, kerteriz alınmayı bekler. Arzu edenler için tabii.
Dolayısıyla kendi kişiliğim ve mesleğimle tümüyle tutarlı biçimde bu bildiriye imza atmakla herhangi bir suç işlemediğim için beraatime karar verilmesini talep ediyorum. (UUA/TP)