Uşak'ın Sivaslı ilçesinde gece evlerinin kapısını çalan, gürültü yaptıkları için şikayet olduğunu söyleyen polislere kimlik ve şikayet yazısı soran kadınlar önce polislerin hakaret ettiğini, 155'in şikayetlerini almadığını, İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne şikayete gittiklerinde de dövüldüklerini söyleyen kadınlar savcılığa suç duyurusunda bulundular.
Polisler de kadınları şikayet etti.
Emniyet ve Valilik kadınları suçladı
Radikal'de Yavuz Kuşdemir'in haberine göre, Sivaslı İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Hilmi Özgönül, ihbar üzerine uyarıda bulunmak üzere eve giden polis memurlarının hakarete uğradıkları ve görevlerini yapmalarının engellendiğini iddia etti. Emniyet Müdürlüğü'ndeki dayakla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Uşak Valiliği'yse kadınların polise direndiğini, polis merkezindeki eşyalara zarar verdiğini ve saldırdığını savundu. Valilik kadınların olay sırasında alkollü olduklarını, çantalarında hangi ilaçların olduğunu, önceki yıllarda aldığı trafik cezalarının bilgisini de verdi.
"İşimi sen mi öğreteceksin lan"
Habere göre, 32 yaşındaki Nurten Peker ve 19 yaşındaki Ayten Peker, arkadaşları 16 yaşındaki S.D.'yle birlikte gittikleri ablalarının evinde gece eğlenirken eve gelen sivil polis İ.Ü.'yle resmi üniformalı polis memuru H.Ç., "Gürültü yaptığınız için hakkınızda şikayet var" dedi. Kapıyı açan Nurten Peker, polislerden kimliklerini ve şikayet olduğuna dair yazıyı görmek istedi. Kadınların iddiasına göre kendisini "cinayet masasında komiser Cemil" olarak tanıtan İ.Ü., Peker'in “Biz cinayet işlemedik” demesi üzerine, “İşimi sen mi öğreteceksin lan” diye bağırdı.
"Amir de biziz, memur da"
Peker'in amirleriyle görüşmek istemesi üzerine, İ.Ü. ve H.Ç., “Amir de, memur da biziz” diyerek, evden ayrıldı.
Polislerin evden ayrılmasının ardından ‘155 Polis İmdat’ yardım hattını arayan Peker, evine gelerek polis olduğunu söyleyen kişilerden şikayetçi olduğunu söyleyerek, nöbetçi amirle görüşmek istediğini belirtti. Ancak, “Bugün nöbetçi amir yok” cevabıyla karşılaştı.
Emniyet'te dayak
S.D., kardeşi Ayten Peker ve ablasının kapı komşunun oğlu 15 yaşındaki A.K.'yle Sivaslı İlçe Emniyet Amirliği'ne giden Nurten Peker, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Şikayet dilekçesi verdim. Ancak, polisler almak istemeyip, ‘Devletin polisini meşgul etmekten’ hakkında işlem yapmakla tehdit ettiler. Ben de bunun üzerine cep telefonumdan ‘155 Polis İmdat' hattını arayıp, ‘Telefonda şikayetimi kabul etmiyorsunuz, bari yazılı alınmasını sağlayın’ dedim. Ancak, telefon yüzüne kapandı.
"Bu sırada sonradan isminin İ.Ü. olduğunu öğrendiğim polis memuru cep telefonumu alıp, bana, kardeşim Ayten ve yanımdaki arkadaşım S.'ye vurdu. S., yere düştü. S.'yi kaldırıp, orada gördüğüm boş bir odaya götürüp, kendimizi içeri kitledim. Emniyet amiri olduğunu söyleyen bir kişi kapıyı kırarak, içeri girdi. S.'yi saçlarından tutarak, kafasını duvarlara çarptı. Sonra beni de saçımdan tutup, sürükledi. Ardından da ellerimi kelepçeleyip, darp ettiler. Bu sırada can havliyle bir polisin parmağını ısırdım. Aldığım darbeler nedeniyle bayılmışım. Üzerime su döktüler.
"Gözlerimi açtığımda, hastanedeydim. Kafamda, boynumda ve kollarımda darp izleri ve morluklar vardı. Polisler, sabah beni hastaneden alarak, savcılığa götürdü. Üç polis memurundan da şikayetçi oldum. Yanımdaki arkadaşım S. ile A. de polislerden şikayetçi oldu.” (TK/EZÖ)