Fotoğraf: AA
Uluslararası Ceza Mahkemeleri Rezidüel Mekanizması (IRMCT) Temyiz Dairesi, Ruanda soykırımından sorumlu tutulan Felicien Kabuga'nın, “şiddetli demans nedeniyle mahkum edilmeme” kararını onadı.
Hollanda, Lahey'deki IRMCT’nin açıkladığı Temyiz Dairesi kararında, Kabuga'nın yargılanmasına devam edilmemesine ilişkin karara karşı savcılık ve müdafilerin itirazları ele alındı. Kararda, Kabuga'nın "mahkum edilmeme" kararına yönelik savcılığın itirazı oy birliğiyle reddedildi.
- Ruanda'da Hutu etnik grubuna bağlı milis güçlerin Tutsi ve muhalif Hutulara karşı 1994’te gerçekleştirdiği soykırımda 100 günde 800 bin kişi hayatını kaybetti.
Tutukluluk hali incelenecek
Mağdurların adaletin sağlanması için uzun süredir beklediği kaydedilen kararda, Kabuga'nın "şiddetli demans" halindeyken yargılanmasının adaletin sağlanması anlamına gelmeyeceği belirtildi.
Yargılamanın mahkumiyetle sonuçlanmayan alternatif bir yolla devam edilmesine ilişkin Kabuga'nın avukatları tarafından yapılan itirazın haklı bulunduğu kararda, mahkemenin alternatif bir yargılama geliştirme yetkisi olmadığına hükmedildi.
Kararda dosyanın, yargılamanın süresiz olarak durdurulması ve Kabuga'nın tutukluluk halinin ivedilikle gözden geçirilmesi için ilgili daireye gönderildiği aktarıldı.
Yargılama süreci
Temmuz 1994'te İsviçre'ye sığınan ve bu ülkeden sınır dışı edildikten sonra Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne giden Kabuga, Temmuz 1997'de ve 2003'te Kenya'nın başkenti Nairobi'de düzenlenen polis operasyonlarından kaçmayı başarmıştı.
Mayıs 2020'de Paris'in banliyölerinden Asnieres-Sur-Seine'de sahte kimlikle yaşadığı evinde gözaltına alınan Kabuga, Paris Temyiz Mahkemesindeki adli işlemlerinin ardından soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmak üzere IRMCT'ye teslim edildi.
IRMCT nezdinde ilk kez 12 Kasım 2020'de hakim karşısına çıkan Kabuga, hakkındaki suçlamalara sessiz kalmış, avukatları ise müvekkilinin sessizliğinin, suçlamaları kabul etmediği anlamına geldiğini belirtmişti.
İddianame
IRMCT Savcılığı, soykırımı finanse etmek ve kurduğu radyodan soykırım propagandası yapmakla suçladığı Kabuga'nın, Tutsilere karşı işlenen soykırımında kilit rol oynadığını iddia etti.
Savcılık, Kabuga'nın sahibi olduğu RTLM Radyosu'nun 8 Temmuz 1993 - 31 Temmuz 1994'te Tutsiler aleyhine yapılan propagandanın başlamasının yanı sıra Tutsilere karşı nefretin oluşması, yayılması ve soykırıma dönüşmesinde en etkili araç olduğunu belirtti.
Ruanda'nın en zenginlerinden olan ve dönemin yönetici elitleriyle yakın ilişki kuran Kabuga'nın, Ruanda Silahlı Kuvvetleri (FAR) ve Interahamwe Hutu milislerinin Tutsilere karşı işlediği suçları finanse ettiği aktarıldı.
Mahkeme kararı
IRMCT Dava Dairesi 6 Haziran 2023 tarihli kararında, Kabuga'nın, "şiddetli demans"a yakalanması nedeniyle mahkum edilmeyeceğini açıklamıştı.
Kararda, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan yargılanan 88 yaşındaki Kabuga'nın sağlığını geri dönülemeyecek ve onarılamayacak şekilde kaybettiğine hükmedilmişti.
Savcılık ve Kabuga'nın avukatları kararı temyiz dairesine taşımıştı.
Ne olmuştu?
1922'den 1959'a kadar Belçika sömürgesinde yaşayan Ruanda'da, Tutsiler ülke siyasetinde etkili olmalarına rağmen bağımsızlık sürecinde sürgüne zorlandı.
1 Temmuz 1992'de bağımsızlığını kazanan Ruanda'da, Tutsileri göçe zorlayan diğer etnik grup Hutular Belçika'nın desteğiyle hükümet kurdu.
Sürgüne gönderilen Tutsiler, 1963-1967'de Ruanda'ya geri dönmeye çalıştı, ancak başarısızlığa uğrayan Tutsiler büyük bir katliama uğradı, 20 bin Tutsi öldü, 300 bini yerlerinden edildi.
Gregoire Kayibanda, 1961'de askerlerin ve politikacıların baskısı altında Ruanda'nın ilk Devlet Başkanı seçildi. Seçilmesinin ardından Hutuların desteğini kazanmak için Tutsilere karşı propaganda başlattı.
Bu durum Tutsilere karşı yeni bir şiddet ve göç dalgasına neden oldu. Kayibanda, tüm yaptıklarına rağmen Hutulu askerler tarafından darbe ile indirildi.
Kayibanda'nın ardından göreve gelen Juvenal Habyarimana ise Batı ile iyi ilişkiler kurmayı denedi. Kayibanda kadar ayrımcı politikalar izlemese de onun döneminde okullarda, üniversitelerde ve iş alanlarında Tutsilere ayrılan yüzde 10 kotası devam etti. (AS)