Hapishanedeki gazetecilerin hazırladığı Tutuklu Gazete'nin ikinci sayısı yarın Aydınlık, Atılım, BirGün ve Evrensel gazeteleriyle birlikte ek olarak dağıtılacak.
100 binden fazla basılacak olan ikinci sayı, cezaevindeki 43 gazeteci ile yeni tahliye olan iki gazeteci ve iki konuk yazarın yazılarıyla 16 sayfa olarak hazırlandı.
Cezaevinden tahliye olduktan sonra geçirdiği kalp ameliyatının ardından yaşamını yitiren Suzan Zengin'in anısına da gazetede bir köşe ayrıldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) açıklamasına göre, "genişleyen yazar kadrosu" şunları yazdı:
Ragıp Zarakolu: "Dışarıda olmanın yükünü taşıyamazdım artık. Burada daha özgürüm!"
Nevin Berktaş: "Toplumun tüm kesimleriyle savaşa karşı mücadeleyi birleştirme ve özgürlükler için savaşı örgütleme büyük önem kazanmaktadır."
Ece Temelkuran: "Siz ne zaman bu kadar profesyonel zalimler oldunuz? Ben buradayım arkadaş! Sen neredesin"
Doğan Yurdakul: "Neye dokunmazsak yanmayız? Yolsuzluk, rüşvet, Pensilvanya, fener, deniz, yumurta, Hopa tıraşı, kolon, rektum, ..."
Mustafa Balbay: "Doğayı yok eden beyaz adamın her yeri 'insan kokusuyla' doldurduğunu söyleyen Kızılderili Reis'in sözlerinden yola çıkarak; Türkiye'de her yer iktidar kokusuyla dolmaktadır..."
Nedim Şener: "Ben özgürsem, sen özgürsen, hepimiz özgür oluruz; yoksa hepimiz tutsak..."
Müyesser Yıldız: "Özelleştirilen adaletin 1919, 1960 ve günümüzdeki tiyatro sahnelerinden kesitler sunuyor..."
Ahmet Şık: "Muhalif gazetecilere, öğrencilere, akademisyenlere, yayıncılara, Kürtlere, sosyalistlere varış noktası hapishaneler olan "tehcir" uygulanıyor."
Soner Yalçın; tecrit altında, kimsenin görmediği koğuş arkadaşlarıyla sohbetlerindeki sırrı paylaştı...
Barış Pehlivan: (100 yıl sonrasının gazetecilerine hitaben yazdığı mektuptan) "Senin zamanında da meslektaşlarının tutuklanması, özgürlüğünden mahrum kalması için çırpınan; yalanlarla muhbirlik yapan sözde gazeteciler var mı?"
Hikmet Çiçek: "'Suçumuzu' biliyoruz: AKP'nin temsil ettiği faşist diktatörlüğe karşı olmak."
Turhan Özlü: "Tüm meslektaşlarımızı TGS'ye üye olmaya çağırıyoruz."
Tuncay Özkan: "Ben gazeteci değilmişim iktidara göre! Zırva tevil götürmez."
Erol Zavar: "Bandrollü yasal kitaplar, dergiler, kapüşonlu gocuk, poşu, plastik bayrak sopası ve daha onlarca şey delil diye dosyalara konuluyor. Silahsız terör örgütü gibi absürt bir tanım yasal literatüre sokuluyor."
Erdal Süsem: "Hür düşünceli bir gazeteci ve yazar olmanın rüştü, mahkemelerin ve kodesin yolunu arşınlamanıza bağlıdır.
Hüseyin Deniz: "Bizler daha büyük ve derin suskunlukları yaratmak için seçildik."
Ömer Çelik, gözaltındayken, "sohbet aşkıyla tutuşan ekiplerin 'bireysel davranmayı düşünür müsünüz?' diyerek yaptıkları espiyonaj tekliflerini" yazdı...
Çağdaş Kaplan: "Bu ülkede gerçekleri açığa çıkarmak isteyen gazeteciler 'örgüt üyesi' ise gerçek gazeteciler kim?"
Murat İlhan'ın Kürtçe yazısı da Tutuklu Gazete'de... (AS)