Türkiye özelleştirmeyle yaklaşık 20 yıl önce Özal döneminde tanıştı. Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ve ülkenin yeniden inşasına harç taşıyan her biri çok değerli işleve sahip yüzlerce kamu kuruluşu ekonomik çöküşün nedeni olarak gösteriliyordu. Kamu kuruluşlarının şişirilmiş kadroları, bazı kuruluşlarda yaşanan yolsuzluklar ve bilançolara yansıyan zarar etkileyiciydi.
KİT'ler özelleştirilirse, yani satılırsa devlet yükten kurtulacak, bütçe açığı sona erecek, daha da önemlisi bu satışlar sayesinde ülkenin biriken iç ve dış borçlarını ödemek için kaynak yaratılacaktı. Özelleştirmeyle gelecek olan demokratikleşme, girişimcilik ruhu, servetin geniş kitlelere dağılımı da cabasıydı.
Bir türlü bitmeyen ağır ekonomik kriz nedeniyle tartışma fazla uzamadı. "Satalım kurtulalım" ağır basınca KİT'lerin özelleştirilmesine 1985 yılında başlandı. Büyük bölümü sektörlerine yön verecek kadar büyük olan yüzlerce kamu kuruluşu özelleştirildi. Ve büyük satış hala sürüyor.
Peki hedeflere ulaşılabildi mi? Yaşananlara bakılırsa hedefler bir yana, her özelleştirme bir suç belgesi oldu. Nasıl mı? İşte örnekler...
İlk özelleştirme uygulaması: Kars Süt Mamülleri
Suç Tanımı: Kamuoyuna ait işletmenin satışında usulsüzlük ve ağır kamu zararı
Suç Mahalli: Kars Süt Mamulleri
Suç Tarihi 14.8.1985
Türkiye'deki ilk özelleştirme uygulamasında Kars Süt Mamulleri Müessesesi'nin işletme hakkı, 14.8.1985 tarih ve 85/21 sayılı kararla devredildi.
Yapılan anlaşmaya göre işletmeyi devralan şirket, 1986'dan itibaren ilk üç yıl için sırasıyla 20 milyon, 40 milyon ve 100 milyon lira ödeyecek, takip eden 6 yılda ise ödemeler her yıl toptan eşya fiyat endeksinin yüzde 75'i oranında artırılacaktı. Ancak şirket ilk iki yılın ardından ödemelerini yapmadığı gibi tesisi kapattı ve makineleri sökerek başka bir yere taşıdı.
Kamu Ortaklığı Yüksek Kurulu durumu ancak 7 yıl sonra fark edip 1.4.1992 tarih ve 92/9 sayılı kararla Kars Süt Mamulleri tesislerini geri aldı. Atıl durumdaki trilyonluk tesis, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu'na devredildi. Onlarca işçi işten çıkarılırken, bölge hayvancılığı darbe aldı. Özelleştirme hiçbir işe yaramadığı gibi makineleri çalınan tesis trilyonluk zararıyla bir başka kamu kuruluşunun üzerine yıkılmış oldu. Ama tesisin kapanmasının ardından Kars'ta özel sektöre ait 3 adet süt ve süt ürünleri tesisi kuruldu. Bunlar kimlerdi dersiniz?
Devletin parası devlete
Suç Tanımı: Kamuya ait işletmenin satışında usulsüzlük
Suç Mahalli: Kütahya Manyezit İşletmeleri Anonim Şirketi
Suç Tarihi: 5 Eylül 1995
Kütahya Manyezit işletmeleri Şirketi KÜMAŞ, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla 108 milyon 100 bin dolara Zeytinoğlu Holding'e satıldı. Satış bedelinin yarısı olan 54 milyon doların satış sözleşmesinin imzalandığı tarihte, diğer yarısının bir yıl sonra ödenmesi kararlaştırıldı.
Devlet bankalarında 40 milyon dolar nakit parası bulunan KÜMAŞ, satıştan bir gün önce bu paranın 18 milyon dolarını devlet bankalarından çekerek işletmeyi satın alacak olan Zeytinoğlu Holding'e ait ESBANK'a yatırdı. Bir gün sonra yani 28 Eylül 1995'te de Zeytinoğlu Holding bu parayla peşinatı ödeyerek Kümaşın sahibi oldu. Ayrıca KÜMAŞ'ın bankada kalan 28 milyon dolar parası da onu bekliyordu. Böylece, kamuya ait bir kuruluş olan KÜMAŞ, özel sektör tarafından bir bakıma kendi parasıyla satın alındı.
Olmayan şirkete satış
Suç Tanımı: Kamuya ait enerji santrali satışında sahtekarlık ve usulsüzlük
Suç Mahalli: Afşi-Elbistan Termik Santrali
Suç Tarihi: 8 Aralık 1994
Bakanlar Kurulu kararı ile Afşin Elbistan termik santralinin kimi üniteleri ve sahalarının rehabilitasyonu ile kimi ünitelerinin ve kömür sahalarının işletilmesi, elektrik üretimi ve ticareti ERG-VERBURD Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.ye verildi.
Bakanlar Kurulu kararından önce fiyat teklifi veren, görüşmelere katılan ERG-VERBURD şirketinin aslında varolmadığı daha sonra anlaşıldı. Bakanlar Kurulu karar aldığı tarihte şirket henüz kurulmamıştı. Şirket, karardan 19 gün sonra, 27 Aralık 1994te kuruldu.
Satın al, kapat, rekabetsiz satış yap
Suç Tanımı: Kamuya ait işletmenin satışında evrakta sahtekarlık ve kamu zararı
Suç Mahalli: TESTAŞ Aydın İşletmesi
Suç tarihi: 12 Aralık 1995
Elektronik sektöründe faaliyet gösteren TESTAŞ AYDIN işletmeleri üç yıl üretim garantisi koşuluyla Tayvan Firstohm Aydın Elektronik adlı şirkete satıldı. Safın alan şirket, Tayvanlı bir elektronik üreticisi ile yerli ortağı tarafından kurulmuştu. Testaş'ı satın aldıktan hemen sonra satış sözleşmesini değiştirerek üretim şartım kaldırdılar. Üretim durdu, tesis kapatıldı. Piyasa yerli üretim yerine rekabetsiz Tayvan malına kaldı.
25 milyara sat, 60 milyara geri al
Suç Tanımı: Kamu malına zarar
Suç Mahalli: Et ve Balık Kurumu (EBK)
Suç Tarihi: Ağustos 1995
Et Balık Kurumu'na bağlı Ağrı Et Entegre Tesisleri, Ağustos 1995'te 25 milyar TL'ye satıldı. Yeni sahibi, bölge hayvancılığına katkısı olan tesisi satıştan bir yıl sonra kapatınca, 60 milyar lira ödenerek geri alındı. Ancak tesis bir daha açılamadı, bölgede hayvancılığın çöküşü de tamamlanmış oldu.
POAŞ, POAŞ'ın parasıyla alındı
Suç Tanımı: Kamu malını peşkeş çekmek
Suç Mahalli: POAŞ
Suç Tarihi: 2000
POAŞ'ın yüzde 51lik kamu payı, 1 milyar 260 milyon dolara iş Bankası ile Doğan Holding ortaklığına satıldı. Peşin 500 milyon dolar ödendi. Kalan 760 milyon dolar, aralarında Vakıfbank'ın da bulunduğu 9 bankanın oluşturduğu konsorsiyumdan alınan kredi ile ödendi. Teminat olarak POAŞ'ın temettü ödemeleri gösterildi. Başka deyişle POAŞ yine POAŞ'ın parasıyla satın alındı, ama sahibi Aydın Doğan oldu. Bu satış sonrası devletin elinde kalan son bölüm hisseler de, yasa ihale öngörmesine karşın ihalesiz olarak aynı İş-Doğan ortaklığına satıldı. Bu son satışın bedeli ise, aradan geçen 2 yıla rağmen ödenmedi.
Kooperatif kur, kapat, dükkanın olsun
Suç Tanımı: Al gülüm ver gülümdür ama
Suç Mahalli: EBK
Suç Tarihi: 1995
Özelleştirme İdaresi, Et Balık Kurumu Ankara Kombinasını 1995 yılında satışa çıkardı. Kombinanın en cazip yanı Ankara'nın Yenimahalle semtine yakın 100 dönümlük arsasıydı. Bu nedenle Özelleştirme idaresi "kombinanın arsa spekülatörleri yerine işletecek bir grubun eline geçmesi arayışında"ydı.
Ankaralı bir grup işadamı "Biz kooperatif kurup, kombinayı işleteceğiz. Biz bu işin esnafıyız" diye ortaya çıktı.
Özelleştirme idaresi de, EBK kombinası ile 100 dönüm arsasını Gimat adlı bu kooperatife 22.3 milyon dolara sattı. Satış gerçekleşir gerçekleşmez kooperatifi dağıtan işadamları, anonim şirket kurdular. Kombinanın arsasının 50 dönümünü, yıllığı 10.5 milyon dolardan 12 yıllık kontrat ile Migros'a kiraladılar. Migros bu arsaya "Ankara'nın ve de Balkanların en büyük alışveriş merkezi"ni kurdu. Alışveriş merkezindeki 100 dükkanın 70'ini "EBK kombinasını işleteceklerini söyleyen "ileri görüşlü işadamlarına verdi. İşadamları bu dükkanları da yıllığı 15 milyon dolardan kiraladı. Aynı girişimci işadamları, arsanın kalan 50 dönümlük bölümünü de bir Alman şirketine 100 milyon dolara devrettiler.
Özelleştir, kapat, fiyatlar iki katına çıksın
Suç Tanımı: Tarım sektörünün çöküşünü hazırlamak
5uç Mahalli: Yemsan
Suç Tarihi: 1993 - 1995
Yemsan'a bağlı tüm fabrika ve birimler, 1993-1995 yılları arasında özelleştirildi. Bu fabrikalar sayesinde, yem fiyatlarını kontrol ederek tarım sektöründe denge sağlayan devlet, üretimden tamamen çekildi.
Ancak özelleştirilen 26 fabrikayı da gerek ithalat, gerekse üretim yapan sektörün büyük şirketleri almıştı. Bir yıl içinde 26 fabrikadan 11'inin üretimine son verildi. Yemde ithalat oranı iki katına çıkarken fiyatlar yüzde 1500 yükseldi, tarım sektörü ağır darbe aldı.
Sat, geri dönsün, satış paranı da alama
Suç Tanımı: Kamu malı soygunu
Suç Mahalli: Antalya Limanı
Suç Tarihi: 1995
1995 yılında özelleştirilen Antalya Limanı, ünlü işadamı Faruk Sürenin kardeşi Süha Sürenin Ortadoğu Yatırım Şirketi'ne devredildi. Süren'e, yapacağı ödemeler için de, devlet bankası Sümerbanktan kredi verildi. Daha sonra Sümerbank satıldı.
Süren kredileri ödemeyince de Antalya Limanı, Banka'nın yeni sahibi Hayyam Garipoğlu'na geçti. Sümerbank'a el konulunca liman yeniden devlete geri döndü. 1999 yılına kadar cebinden hiçbir ödeme yapmayan Süren, 4 yıl boyunca limandan yılda 10 milyon dolar kazandı. Limanı özelleştiren devlet ise, bu gelirden olduğu gibi, kredi borcu yüzünden satış parasını da alamamış oldu.
18 trilyon yerine 1.8 trilyona
Suç Tanımı: Hükümet eliyle kartelleşme
Suç Mahalli: SEK işletmeleri
Suç Tarihi: 1995
Süt Endüstrisi Kurumu'na ait 32 işletme 1995 yılı içerisinde parçalanarak özelleştirildi. SEKin isim hakkı ve İstanbul İşletmesi de bir paket olarak 1.8 trilyona Koç Grubuna satıldı. Oysa bu işletmenin sadece arazisi için 18 trilyon lira teklif vardı.
SEKin 4 adet işletmesini Tekfen Grubuna bağlı Mis Süt 2 trilyona aldı. Piyasa payını artıran Mis Süt, 1996'dan başlayarak dünyanın en büyük gıda şirketi Nestle'ye devredildi. Satın alınan SEK'in 4 işIetmesi ise "üç yıl süreyle çalıştırma" taahhüdüne karşın kapatıldı.
SEK'in bazı işletmelerini de Tikveşli aldı. Tikveşli de kısa süre sonra Sabancıya satıldı. Satın alınan işletmelerin tamamı "çalıştırma taahhüdüne" rağmen kapatıldı. Zaten satın alanların amacı bu fabrikaları işletmek değil, fabrika arazilerinin rantını elde etmekti. Ama asıl önemlisi piyasanın en büyük süt üreticisi olan SEKi yok ederek tekel oluşturmaktı.
Bu haraç mezat satışlardan sonra, bugün süt ve süt ürünleri sektörü altı büyük tekel tarafından yönlendiriliyor. Bunlar Pınar Süt (Yağır Holding), Mis Süt (Nestle), SEK (Koç Holding), Danonesa Tikveşli (Sabancı Holding), Ülker ve Sütaştır.
Fiyatlar da bu 5-6 firmadan oluşan kartel tarafından belirleniyor. Üreticinin eline geçen fiyat maliyeti bile karşılamazken, süt çiftçiye ödenen rakamdan yüzde 500 fazla fiyatla tüketiciye satılıyor.
Orman arazilerini satın al, tesisleri kapat
Suç Tanımı: Özelleştirme yoluyla arazi soygunu
Suç Mahalli: ORÜS Orman Ürünleri Sanayi
Orman sanayi alanında kuruculuk ve işletmecilik yapmak, gelişimine katkıda bulunmak amacıyla kurulan ORÜS işletmeleri, arsa bedellerinin bile çok altındaki fiyatlarla özelleştirildi.
Örneğin, kent içerisinde 210 dekar arazi üzerinde kurulu ORÜS Vezirköprü İşletmesi, 21 milyar liraya satıldı. Birkaç gün sonra da ihaleyi alan şirket, Vezirköprü İşletmesi'ni 364 milyar liraya sattı.
ORÜS'e ait işletmelerin diğer bölümleri de Artvin İmalat Sanayi, Çelikler Sanayi, Yılmaz Transport gibi büyük şirket ve holdinglere satıldı. Ve bu işletmelerin tamamına yakını kapatıldı. Çünkü onların amacı orman sanayinin geliştirilmesi ve korunması değil, arazi spekülasyonuydu.
Borçlar devlete, üretim özel sektöre
Suç Tanımı: Hayvancılık sektörünü yok etmek
Suç Mahalli: Et ve Balık Kurumu
Suç Tarihi: 1995-2000
Özelleştirme operasyonu nedeniyle çöküşe geçmesine karşın 1980'lerin sonunda et ve et mamulleri üretiminde yüzde 60'lık pazar payına sahip olan EBK'nın 16 kombinası, 1995 ile 1999 yılları arasında arsa bedellerinin bile altında kalan fiyatlarla özel sektöre devredildi. Bunlardan 9'u hemen kapatıldı. Özelleştirme öncesi yılda 14 bin ton olan üretimleri 1.3 tona düştü.
Özelleştirilen işletmelerin borç ve yükümlülükleri EBKya yani kamunun sırtına kalırken, üzerinde kurulduğu alanlar rant beklentisi nedeniyle arsaya dönüştürülerek satıldı. Et üretimi tamamıyla özel sektörün eline geçince de et ithalatı öne geçti, et fiyatlarındaki yükseliş dışında hayvancılık sektörü de ağır yara aldı.
Devlet bankaya ve borçlara el koydu
Suç Tanımı: 500 milyon dolarlık banka soygunu
Suç Mahalli: Impeksbank
Suç Tarihi: 1994
1994 yılındaki ekonomik krizde devlet Impeksbank'a el koydu. El koymadan kısa süre önce Türkiye'nin en büyük şirketi TÜPRAŞ'ın Impeksbank'a 27 milyon 592 bin dolar yatırdığı ortaya çıktı. Daha sonra Türkiye Kalkınma Bankası'nın da batışından kısa süre önce Impeksbank'a 30 milyon dolar kredi verdiği anlaşıldı. Bu paralarla birlikte 500 milyon dolar battı.
Etibank ve 466 milyon dolar
Suç Tanımı: 466 milyon dolarlık soygun
Suç Mahalli: Etibank
Suç Tarihi: 1998
1935 yılında kurulan banka 1998'de özelleştirilerek 152 milyon dolara Cavit Çağlar'a satıldı. Oysa daha önce devletten aldığı Interbank batmak üzere olduğu için Çağlar'ın bir banka daha alması mümkün değildi. Bu ortaya çıkınca Çağlar'dan hisselerini devretmesi istendi. Banka Dinç Bilgin'e geçti. 2000 yılında Banka'ya el konulduğunda zarar 466 milyon dolardı. Bankadaki mevduatın neredeyse tamamı kredi olarak Bilgin'e ait şirketlere verilmişti.
Türkiye zararına satılıyor
Suç Tanımı: Zararına satış
Suç Mahalli: Türkiye
Suç Tarihi: 1985-1988
Türkiyedeki ilk özelleştirme 1985 yılında yapıldı. Satışlar hala sürüyor. DPT verilerine göre, 1985 ile 1998 yılları arasında 4 milyar 474 milyon 177 bin dolar gelir elde edildi. Aynı tarihler arasındaki özelleştirme gideri ise 4 milyar 572 milyon dolardı. Yani özelleştirme giderleri gelirden daha fazlaydı.
Özelleştirmelerden sonra bu kuruluşların yüzde 40'a yakını yeni sahiplerince kapatıldı. Bazı sektörlerde kartel oluştu, bazı sektörlerde yerli üretim son buldu. Yeniden yapılanma altında ilk özelleştirilen kuruluşlar arasındaki Et Balık İşletmeleri, SEK İşletmeleri, yem sanayi fabrikalarının ortadan kalkmasıyla hayvancılık çöktü, tarım çöküşe geçti. Tarımın tam çöküşü için sırada gübre fabrikaları var. (BB)
* Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikasının (Petrol-İş), Savaşın Gölgesinde Özelleştirme dosyasından derlendi.