“Düşünce mahkumu” ifadesi ilk kez İngiltere’den avukat Peter Benenson tarafından, 1961 yılında yayımlanan ve daha sonra kurucusu olacağı Uluslararası Af Örgütü’nün tohumlarının atıldığı “Unutulmuş Mahkumlar” başlıklı bir makalede kullanıldı.
The Observer gazetesinde yayımlanan yazısında Benenson, bir grup avukat, yazar ve yayıncı ile birlikte “Af Çağrısı” adında yeni bir hareket başlattıklarını duyurdu.
Benenson, Voltaire’e atfedilen “Fikirlerinize katılmıyorum ama onları ifade etme hakkınız için ölmeye hazırım” düsturuyla yola çıktıklarını belirterek “düşünce mahkumu” kavramını şöyle tanımladı:
“Şiddeti teşvik etmeme ya da onaylamama kaydıyla, dürüstçe sahip olduğu bir görüşü (her türlü söz veya sembolle) ifade etmekten fiziki olarak (hapsedilerek ya da başka bir şekilde) alıkonulan herhangi bir kişi.”
Bugün tüm dünyada görüşleri nedeniyle tutuklanan veya hüküm giyen kişiler için yaygın olarak kullanılan ifade, düşünce mahkumlarının serbest bırakılması için hükümetlere mektup yazma kampanyaları düzenleyen Af Örgütü’yle özdeşleşti.
Türkiye’den de, özellikle özgürlüklerin yoğun bir şekilde kısıtlandığı dönemlerde, kamuoyu tarafından tanınan ya da tanınmayan yüzlerce düşünce mahkumu Uluslararası Af Örgütü’nün çalışmalarına konu oldu.
Uluslararası Af Örgütü, halen Türkiye'de #GazetecilikSuçDeğildir kampanyası kapsamında tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için çalışmalarını sürdürüyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün internet sitesinde derlediği o isimlerden bazıları şöyle:
Celal Bayar (1883 - 1986)
3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Uluslararası Af Örgütü’nün serbest bırakılması için aktif kampanya yürüttüğü Türkiye’den ilk düşünce mahkumu. O dönemde henüz yerel bir yapılanmaya sahip olan Af Örgütü, Bayar’ın da aralarında bulunduğu düşünce mahkumları için bir dizi etkinlik düzenledi. Bunlar arasında okullarda öğrenciler tarafından vaka sahiplenilmesi ve bağış toplama etkinlikleri yer aldı.
Bu etkinliklerin yanı sıra, Af Örgütü’nün aktivistleri, Bristol, Manchester ve Oxford üniversitelerinin de yardımıyla Bayar’a 61. doğum gününde bir kutlama mesajı gönderdi. Bayar da her bir aktivist grubuna ayrı ayrı teşekkür mektuplarıyla geri döndü.
Aziz Nesin ( 1915 - 1995)
1960’ların Türkiye’sinde “Komünist propaganda” suçuyla hakkında dava açılan sol görüşlü yazar ve aydınlardan biri olan Aziz Nesin, o dönemde Talat Aydemir’in cezaevi hücresinde okuması nedeniyle çok tartışılan Gracchus Babeuf’ün “Devrim Yazıları” kitabını savunmuş ve bunun sonucunda bir dönem cezaevine girmişti. 1964 yılında Uluslararası Af Örgütü tarafından düşünce mahkumu ilan edilen Aziz Nesin bu davada beraat etti.
Mümtaz Soysal (1929 - 2019)
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı görevini sürdürürken tutuklanması üzerine Mümtaz Soysal 1971 yılında Uluslararası Af Örgütü tarafından düşünce mahkûmu ilan edildi.
Soysal ile Uluslararası Af Örgütü’nün yolları daha sonra 1974’te bir kez daha kesişti: Af Örgütü’nün Uluslararası Yönetim Kurulu’na seçilen Soysal, böylece kuruluşun en üst merciinde görev alan ilk eski düşünce mahkumu da oldu. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı ikinci döneminde ise Af Örgütü, Nobel Barış Ödülü’nün sahibi oldu. Af Örgütü adına Nobel konuşmasını da Soysal yaptı.
Sevgi Soysal (1936 - 1976)
12 Mart edebiyatının önde gelen isimlerinden Sevgi Soysal Uluslararası Af Örgütü’nün 1970’li yılların başında hakkında kampanya yürüttüğü Türkiye’deki pek çok siyasi tutukludan biri. Ağustos 1972’de cezaevine gönderildi. Soysal’ın Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu kitabında anlatacağı cezaevi günleri sırasında, Uluslararası Af Örgütü serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
Behice Boran (1910 - 1987)
12 Mart sonrasında yasaklanan Türkiye İşçi Partisi’nin eski genel başkanı Behice Boran, Ekim 1972’de 15 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Bunun üzerine Uluslararası Af Örgütü, 1974 yılında düşünce mahkumu ilan ettiği Behice Boran’ın serbest bırakılması içim kampanya düzenledi.
İsmail Beşikçi (1939 - )
Türkiye’de Kürtler hakkında ilk araştırmaları gerçekleştiren sosyolog İsmail Beşikçi, 1971, 1979, 1980 ve 1982 olmak üzere dört kez düşünce mahkumu ilan edildi. Sekiz kez cezaevine girip çıkan İsmail Beşikçi hayatının 17 yılından fazlasını parmaklıkların ardında geçirdi.
Eşber Yağmurdereli (1945 - )
“Barış için 1 Milyon imza kampanyası” hareketinin öncülerinden avukat ve yazar Eşber Yağmurdereli 1997’de, mahkemenin daha önceki şartlı tahliye kararını da bozmasıyla 22,5 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Kamuoyunda çok ses getiren bu karar üzerine Uluslararası Af Örgütü de serbest bırakılması için kampanya düzenledi. Yağmurdereli nihai olarak 2001’de tahliye oldu.
Akın Birdal (1948 - )
İnsan Hakları Derneği (İHD) eski Başkanı Akın Birdal Dünya Barış Günü’nde yaptığı konuşmalardan dolayı aldığı hapis cezalarının kesinleşmesi ve sağlığı nedeniyle istenilen infaz ertelemesinin reddedilmesi üzerine 1999 yılının Haziran ayında cezaevine konmuştu. Uluslararası Af Örgütü’nün düşünce mahkumu ilan ettiği ve pek çok insan hakları kuruluşunun serbest bırakılması için yoğun bir kampanya yürüttüğü Birdal, cezaevine girdikten dört ay sonra tahliye oldu. Birdal, 2000 yılında da sağlık sorunları nedeniyle ertelenen cezasının infazı nedeniyle beş ay daha hapiste kaldı. (AS)