Öğretmen Ali Güneş, İstanbul'da 28 Haziran 2004'teki NATO Zirvesi sırasındaki protesto gösterilerine katıldığı sırada yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkıldı, şikayetçi oldu ancak işlem yapılmadı.
İç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuran Güneş haklı bulundu.
AİHM, Türkiye'nin Güneş'e 10 bin Euro manevi tazminat, 1500 Euro da mahkeme masrafı olmak üzere, toplam 11 bin 500 Euro (27 bin TL) ödemesine karar verdi.
Savcılık dava açmadı
İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSOV) Yapı Meslek Lisesi Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme Öğretmeni Güneş'in yüzüne, Mecidiyeköy'de yapılan zirve karşıtı eylemde biber gazı sıkıldı. Ayrıca darp edilerek 11 saat gözaltında tutuldu.
Yakın mesafeden sıkılan gazın gözlerine verdiği zarar ve darp edilmesi sonucu kollarında ve omzunda oluşan morluklar doktor raporuna da yansıdı.
Güneş, Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu, polislerden ve gördüğü şiddetten şikayetçi oldu. Savcılık, 30 Haziran 2004'te kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Mahkemeye yapılan itiraz da reddedildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) üyesi olan Güneş, AİHM'e başvurdu. AİHM, Güneş'e yapılanın "işkence ve kötü muameleyi yasaklayan" 3. maddenin ihlali olduğuna karar vererek Türkiye'nin tazminat ödemesine hükmetti.
AİHM, kararında, biber gazının, "solunum problemlerine, bulantı ve kusmaya, baş dönmesine, göğüs ağrısına, spazma" yol açtığına değindi. Ayrıca, aşırı dozlarının ciğerlere zarar verdiğinin de altı çizildi.
AİHM kararında,"Polis, barışçıl bir gösteride göz yaşartıcı gaz kullanmamalı" dendi.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın biber gazı kullanımıyla ilgili soru önergesini cevaplarken, "polisin insan sağlığı üzerinde kalıcı etki bırakmayan göz yaşartıcı mühimmat kullandığını" söylemişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hopa mitingi öncesi çıkan olaylarda fenalaşan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili olarak Trabzon ve İstanbul Adli Tıp kurumlarının verdiği, "Kalp ve akciğer hastalığı sonucu hayatını kaybettiği' yönündeki raporlara yapılan itiraz da kabul edildi.
Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi, Hopa Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybeden Lokumcu'nun ölümüyle ilgili olarak 20 Haziran 2011'de hazırladığı otopsi raporunda, Lokumcu'nun vücudunda öldürücü düzeyde kimyasal madde saptanmadığını ve ölümün, mevcut kalp ve akciğer hastalığı sonucu meydana geldiğini yazmıştı. (AS)