Toplumla Mücadele Yasasına Karşıyız
İmza kampanyasına yapılan çağrıda "TMY'de değişiklik tasarısı da 'reform' adı altında mevcut sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasası gibi herhangi bir toplumsal muhalefetle karşılaşmadan aynen kabul edilecek" denilerek bu amaçla tasarı karşısında dayanışmaya dayalı platform oluşturmanın öneminin altı çiziliyor.
"Tasarı terörle değil toplumla mücadele ediyor"
TMY'de değişiklik Tasarısı karşıtları öğrenci ve öğretim üyeleri başlattıkları kampanyayı şimdilik İnternet üzerinden sürdürüyor.
Kampanyaya katılmak isteyenler İnternet üzerinden çağrı metnine imza atabiliyor. Şuana kadar 750 kişi kampanyaya destek vermiş.
Tasarı karşıtlarının "Toplumla mücadele yasasına karşıyız" başlıklı çağrı metninde tasarının olumsuzluklarına değiniliyor ve mevcut yasalarca cezalandırılamayacak hiçbir suç yok iken terörün tanımını genişletilerek, basın ve üniversiteler de dahil olmak üzere, birçok sivil kuruluşa ağır cezai yaptırımlar getirildiğine işaret ediliyor.
Karşıtlar bu açıdan "Bu yasa, belli ki terörle değil, toplumla mücadele etmeyi hedeflemektedir. Tasarı yasalaşırsa toplumda eleştirel ve özgür düşünceyi savunan birey ve kurumların, en temel demokratik hakların, sivil örgütlenmenin ve gerçek anlamıyla bilim yapabilmenin önü ciddi biçimde kapanacaktır" diyor.
Üniversiteli karşıtların çağrısı şöyle:
"Bu yasa tasarısı karşısında sessiz kalmak, hukukun yerini korku ve sindirme pratiklerinin almasına razı olmak sonucunu doğurur. Tüm gazetecileri, yazarları, öğretim elemanlarını, öğrencileri, hukukçuları, siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini ve sivil toplum kuruluşlarını tasarı konusunda bilgilenmeye çağırıyor; hepimizin acil eylemlilik girişimleriyle yasanın geçirilmesine muhalefet etmesi gerektiğine inanıyoruz."
"Bağımsız bir Türkiye istemek de suç"
"Öngörülen Yasa, medyada yansıtıldığı gibi silahlı eylemlerde bulunanlar ve bunların liderleri hakkında değildir" denilen metinde tasarının olumsuzluklarından bazıları şöyle sıralanıyor:
* Türk Ceza Kanunu (TCK)'da düzenlenen suçların yüzde 30'unu terör suçu haline getirmekte ve her türlü muhalif hareketi itham altında bırakarak sivil halkı hedef alıyor.
* Anayasa Mahkemesinin 1999'da iptal ettiği kolluk güçlerinin duraksamadan ateş etme yetkisini geri getirerek yeniden yargısız infazlar döneminin gündeme gelmesine imkân tanıyor.
* 6. madde "terör örgütünün veya amacının propagandasını yapmak" suçlamasıyla yeni baştan her türlü muhalif düşünceyi yargılanır kılıyor. Örneğin "genel grev", "ana dilde eğitim" veya "genel af" için çabalamak, faili meçhullere, gözaltında işkenceye ve "F Tipi cezaevlerine" karşı olmak, savaşların sonucunda yoksulların kurban olduğunu söylemek, Irak halkının ABD'ye tepkilerinden yana olmak, sınıfsal sömürüye karşı durmak, din, dil, ırk ayırmayan demokratik ve bağımsız bir Türkiye istemek öngörülen yasaya göre suç sayılabilecek.
* 9. ve 10. maddeler, terörle mücadelede görevli kolluk kuvvetlerinin herhangi bir suç işlemeleri durumunda; tutuksuz yargılanmalarını düzenleyerek hukuk kurallarına uygun davranmayan polis ve askerleri açıkça cesaretlendirmekte ve koruma altına almaktadır. Bu madde kapsamındaki tüm şüphelilerin savunma hakkı tek avukatla sınırlanırken kolluk kuvvetlerinin üç avukat tutmasını düzenlemekte ve bu avukatların ücretleri devlet tarafından üstlenilmektedir.
Yasanın muğlaklığı keyfiyete sebep
Yasanın amaçlarını en açık biçimde yansıtan yanı muğlâklık olduğunu söyleyen üniversiteli karşıtlar yasanın birçok yerinde "bazı," "kimi," ya da "andıran" gibi sıfatlar kullanıldığına ve yasa uygulayıcılara geniş bir keyfiyet alanı açtığına dikkat çekiyor.
Karşıtlar tasarı için "Bir yandan çeşitli 'suçların' cezasını arttırırken bir yandan da belirsizlik yoluyla kapsamını genişletiliyor" diyor. Üniversiteler imza kampanyasının ardından büyük bir miting düzenlemeyi planlıyor.(EZÖ/KÖ)
* Üniversitelilerin TMY'de değişiklik tasarısına karşı "Toplumla Mücadele Yasasına Karşıyız" kampanyası için tıklayınız.