Toplu Sözleşmelerde Pozitif Ayrımcılık Talebi
Kadın örgütlenmesi bu gruplar içinde özel bir öneme sahip. Çünkü onların hepsini kesen bir ekseni var: Toplumsal cinsiyet. Genç kadın işçiler, yabancı kadınlar ya da işsiz kadınlar, durumlarının getirdiği ayrımcılığının yanı sıra kadın oldukları için de bir ayrımcılık yaşıyorlar.
Verdi'de kadın kolları içinde organize olan kadınlar, kentlerde, eyaletlerde ve ülke düzeyinde kendi konferanslarını yapıyorlar. Kadınların sendikal çalışmaya ve yönetimlere katılması için tüm kurullarda ve seçimlerde özel pozitif ayrımcılık tedbirleri uygulanıyor.
Kadınlara yönelik eğitim ve kampanyalar
Sendikanın eşitlik politikaları çerçevesinde her yıl kadın çalışanlara yönelik seminerler, kampanyalar yapılıyor, çeşitli broşürler ve kitapçıklar basılıyor...
Verdi üyesi kadın sendikacıların ilginç çalışmalardan biri de 2004'teki "Ayrımcılığa Son-Kadın Çalışması Yeniden Değerlendirilmeli" kampanyası oldu. Bu kampanya ile kadınlar, toplu sözleşmelere kadın taleplerinin yansıtılmasını amaçladı ve kazanımlar sağladılar.
Verdi'li kadınlar, "Çalışma yaşamında kadınlar ya doğrudan düşük ücret alıyorlar ya da performans ve yetkinlikleri toplu sözleşmelere yansıtamadığı için dolaylı olarak ayrımcılığa uğruyor" diyorlar.
Onlara göre, iş yaşamında "teknik ağırlıklı" mesleklerde çalışanlar; "hizmete yönelik- iletişim ağırlıklı" mesleklerde çalışanlara göre daha iyi ücret alıyor. Bunlardan birincisinin erkek işleri; diğerinin de kadın işleri olarak tanımlanmasında, ise şaşılacak bir şey yoktur.
Toplu sözleşmelerdeki kadın işi erkek işi ayrımı
Toplu sözleşmelerde de erkekle tanımlanan işlerin, zor, mesleki bilgi ve yetki gerektiren değerli işler olduğu görülürken, kadın ağırlıklı İşlerin "işin tabiatı" gereği daha az nitelik gerektiren; o nedenle de daha az ödeme yapılan işler olarak görüldüğü tespitini yapmışlar.
Verdili kadın sendikacılar, Toplu iş sözleşmelerde, kadın ağırlıklı mesleklerdeki sosyal yetkinlik, bağımsız çalışma, sorumluluk, esneklik, organizasyon yeteneği gibi özellikler, ücretlendirme kriteri olarak hesaba katılmadığını gözlediklerini söylüyorlar.
Bu nedenle Verdi içinde başlattıkları kampanyalarla, "Toplu sözleşmelerdeki doğrudan ve dolaylı tüm ayrımcılıkların bertaraf edilmesi" isteklerini sürekli yineliyorlar. Kadınlar yaptıkları çalışmalarla, kadın ağırlıklı faaliyetlerin yeniden değerlendirilmesini de sağlıyorlar.
Toplumsal cinsiyeti gözeten toplu sözleşmeler
"Toplumsal cinsiyeti gözeten toplu sözleşmeler istiyoruz" söylemiyle 2005 yılında yürüttükleri kampanyayla, bir yıl boyunca hizmete yönelik çalışmaların kalite, değer ve ücretlendirilme konusunu tartışmaya açtıklarını belirterek, "Toplumsal cinsiyetleri nedeniyle kadınların uğradıkları ayrımcılıklardan birini daha görünür kıldık" diyorlar.
Sendika, ekonominin ve toplumun derin bir dönüşüm yaşadığı bir dönemde işletme içinde birimler arasındaki sınırların giderek ortadan kalktığını, işletmelerin yapı değişikliğine gittiğini ve emeğin yeni içerik ve biçimler kazandığını iddia ediyor.
Modern hizmet sektöründe başka hiçbir sendika bu kadar çok meslek ve iş kolunu bünyesinde barındıran Verdi, birbirinden çok farklı toplu sözleşmelere imza atıyor ve ücret sendikacılığıyla yetinmiyor. Sosyal adalet, eşitlik ve demokrasiden yana olduklarının altını çizerek, toplumsal ilerlemeye destek veriyor.
Sosyal hukuk devletinin temel prensiplerinden hareketle üyelerin mesleki, kültürel, ekolojik ve sosyal haklarını savunan sendika temel görevleri arasına kadınların eşit katılımını savunmayı da görüyor ve "Kadınların ekonomik yaşamda ve toplumda eşit haklara kavuşması talebini gerçekleştirmek, Verdi'nin temel görevlerinden biridir" diyor.
Sendika, kadınlara özgü taleplerin tüm kararlara yansıtıldığının da altını çiziyor. (AD)