İngiltere'den 15 kişiyle 5000 km yaparak 100 günde Filistin'e varmayı amaçlayan PEDAL grubu üyeleri pazar günü (5 Haziran) İstanbul'a vardı.
Grup önce İsrail Konsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı. Ardından İnsan Hak ve Hürryetleri İnsani Yardım Vakfı'nı (İHH) ziyaret ederek haziran sonunda Filistin'e yardım götürmesi planlanan "İkinci Özgürlük Flosu"na desteğini açıkladı.
PEDAL hareketinin açılımı: popüler direniş hareketi, çevresel adalet, Tecrit Yaptırımını Boykot (BDS) oluşumuna direk destek, sanat ve kültür ve mücadele hikayeleri.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden eğitimen, sanatçı, öğrenci gibi farklı kesimlerden biraraya gelen 15 kişiden Sarah ve Dora ile konuştuk.
PEDAL grubu neyi amaçlıyor ?
Filistin ve İsrail meselesi konusunda insaların ilgisini çekmek istiyoruz. Özellikle BDS hareketini insanlara tanıtmaya çalışıyoruz. Bu hareket 2005'de 170 sivil toplum kuruluşunun İsrail'in Filistin halkına karşı hukuk dışı uygulamarına son vermesi için biraraya geldi.
Gittiğimiz yerlerde atölyeler yaparak, nasıl eylemler yapılabileceğini göstermek istiyoruz. Biz yokken de seslerini çıkartabilmelerinin yollarını anlatıyoruz. Yolculuklarımızda yaşadığımız hikayeleri ve tecrübeleri paylaşmayı seviyoruz.
Ya İsrail engellerse ?
Mavi Marmara olayı bizi çok etkiledi. Bu olaydan sonra Batı Şeria'ya gitmeye karar verdik. İsrail bizi engellerse planımız yok. Ama önemli olan ille de oraya varmak değil yola çıkmak; biz bu konuya ilgi çekmeye farklı yollarla devam edeceğiz. Ayrıca İsrail'de Filistin meselesinin barışçıl çözümlerle çözülmesi için çalışan STK'lar var, onlarla da görüşeceğiz.
Neden bisiklet ?
İki nedeni var. Birincisi hiçbirimiz profesyonel bisikletçi değil; ama bisiklet kullanarak insanlara emek harcadığımızı göstermek istiyoruz. İkincisi petrol kullanmadan, doğaya zarar vermeden seyahat edilebileceğini göstermek istiyoruz. Bu şekilde sürdürülebilir ulaşım imkanlarına dikkat çekmek istiyoruz. Ve bisikletle hiçbir şeye bağlı olmadan istediğimiz yere özgürce gidebiliyoruz.
Tanıştığınız insanların tepkisi nasıl, nerelerde kalıyorsunuz ?
Boş alan bulursak çadır kuruyoruz, bizi misafir etmek isteyen yerel kuruluşlar olursa da onların evinde. Mesela İstanbul'da aktivistlerin evlerinde kalıyoruz. Şimdiye kadar hep olumlu tepki aldık. İlk başta herkes şaşırıyor, ne yapıyoruz diye bakıyor; onların dikkatini çekiyoruz. Sonra ilgilenmeye başlıyorlar, merak ediyorlar ve muhabbet başlıyor.
Tohumlar biriktiriyormuşsunuz...
Gittiğimiz yerlerden piyasada bulunmayan özel tohumlar topluyoruz. Bunları Filistin'de dikeceğiz. Bizim için çok önemli bir sembol; hem hayatı hem de geleceği temsil ediyor. Şunu söylemek istiyoruz biz size yemek değil, tohum getiriyor ve onu nasıl yetiştirebileceğinizi göstermek istiyoruz ki biz gittikten sonra da tohumlar büyümeye devam etsin.
Türkiye'nin duruşunu nasıl buluyorsunuz ?
Filistin meselesinin bu boyuta gelmesinde uluslararası camianın payı var. Türkiyelilerin Filistin konusunda daha duyarlı olduğunu düşünüyoruz. Konuyla ilgili Avrupalılardan hem daha bilgililer, hem de değiştirmek adına bir şeyler yapıyorlar. (NV/ŞA)
Grupla ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayınız.