24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü için açıklama yapan gazeteci örgütleri, basına dönük baskı ve tehditlere dikkat çekti.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), gazeteciler için durumun 15 Temmuz’dan bu yana daha karanlık olduğunu belirtti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Her yıl 24 Temmuz’da verdikleri Basın Özgürlüğü Ödülleri’ni bu yıl darbe girişiminin ardından ertelemek durumunda kaldıklarını duyurdu.
TGS: Demokrasi ve özgürlük istiyoruz
TGS, darbe girişiminin ardından OHAL ilan edilmesi sonrası yaşananlara dikkat çekti.
“Uzun zamandır baskı ve tehdit altında olan biz gazeteciler için durum, 15 Temmuz'dan bu yana daha da karanlık.
“Son bir hafta içinde onlarca internet sitesi çeşitli gerekçelerle kapatıldı. Gazeteci-Yazar Orhan Kemal Cengiz ve pek çok meslektaşımız hâlâ gözaltında. JİHNA muhabiri Zehra Doğan sokağa çıkma yasağının ilan edildiği günlerde Nusaybin'den geçtiği haberler nedeniyle tutuklandı. Cezaevindeki gazeteci sayısı 34’e çıktı. OHAL nedeniyle bunun artmasından endişe ediyoruz.
“24 Temmuz'un yıl dönümünde tutuklu ve gözaltındaki meslektaşlarımızın en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz. Sansürsüz, özgür günler için sansüre ve baskıya karşı mücadelemizin devam edeceğini duyuruyoruz.
“Buradan siyasi iktidara bir kez daha hatırlatıyoruz; gazetecilik suç değildir ve özgür basın bir gün herkese lazım olur.”
TGC: Bayram değil
TGC, 24 Temmuz’un tarihine dair şu bilgileri paylaştı:
“24 Temmuzlar, Osmanlı İmparatorluğunda İkinci Meşrutiyetle (1908) birlikte basından sansürün ilk kez kaldırılışını simgeler. O gün gazeteciler, yayıncılar olağanüstü bir dayanışma göstererek gazetelerine, matbaalarına görevlerini yapmaya gelen sansür memurlarını içeriye sokmamışlardır. Ve ertesi gün ilk kez gazeteler sansürsüz yayınlanmıştır.
“24 Temmuzlar meslek örgütlerince 1971’e kadar basın bayramı olarak kutlanmıştır. Ancak 1971 darbesinden sonra TGC yönetimi gazetecilere ve yayıncılara yönelik sıkıyönetim sansürü ve ağır baskılar karşısında 24 Temmuzları bayram olmaktan çıkarmış ‘Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’ olarak kabul ve ilan etmiştir.
“Ardından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bu kez 1989 yılında, her yıl basın özgürlüğü için uğraş veren gazeteci ve kurumları ödüllendiren ‘Basın Özgürlüğü Ödüllerini’ kurmuştur.”
Buna rağmen günümüzde kimi kurum ve kuruluşların 24 Temmuzları zoraki bir biçimde hâlâ “bayram olarak kutlamaları” anlaşılamıyor.
“Tarihin en güç dönemi”
TGC, gazetecilerin karşılaştığı sorunların şöyle sıraladı:
“Gazetecilik belki de tarihin en güç döneminden geçerken, mesleğin çilekeş muhabirleri, foto muhabirleri kameramanları da ayakta kalma adına zorlu bir sınav veriyorlar. İşsizlik, psikolojik ve fiziksel şiddet gazetecileri tehdit etmeye devam ediyor. Kamuoyunu bilgilendirme adına olayları izlerken polisten de göstericilerden de dayak yiyor, hırpalanıyorlar.
“Basın İş Kanunu’na göre çalıştırılan gazetecilerin dört katı kadar hukuksuz çalıştırılan gazeteci bulunuyor. Sansür, oto-sansür, düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engeller her yıl biraz daha artıyor.
“Şeffaflık ve basın özgürlüğü çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Kamuoyunun gerçekleri öğrenme doğru haber alma hakkı olarak belirlenen basın özgürlüğü ise uluslararası ölçeklerde Türkiye’de yok sayılıyor.”
“Basın özgürlüğüne sahip çıkılmalı”
TGC Basın Özgürlüğü Ödülleri töreninin darbe girişiminin ardından ertelendiğini belirtti.
“Medyanın darbenin önlenmesinde ne kadar önemli bir rol oynadığını, olağan üstü hal İlan edilmiş olsa dahi basın özgürlüğüne daha güçlü sahip çıkılması gerektiğini bir kez hatırlatıyoruz.
“Umuyoruz ki darbe girişiminin ardından iktidarı ve muhalefeti ile Türkiye artık demokrasinin uluslararası ölçütlerine uyum sağlayabilir, toplumsal barışı ve kardeşliği sağlayacak çare bulunabilir.
“Bu duygularla meslektaşlarımızın 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nü kutluyoruz. Gelecek 24 Temmuz’ların çok sesli çağdaş bir toplumun bayramı olarak kutlanmasını diliyoruz.” (BK)