İpekçi, gazetecilerin sansüre ilk direnişinin 98'inci yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada gelinen nokta itibariyle, demokratikleşme, basın ve ifade özgürlüğü ile bunların devamı niteliğinde olan sendikal haklar konusunda verdiği sözleri yerine getirmeyen siyasi iktidardan hiçbir beklentilerinin kalmadığını ifade etti.
Medya TCK ve TMY'nin getirdiği ağır yaptırımları toplumdan gizledi
"Sansüre Direniş'in 98'inci yıldönümünde, utanarak belirtmek zorundayız ki, Türk basını; patronların, siyasi iktidarın ve çeşitli güç odaklarının baskısı, şantajı ve tehdidi altında sansürün ve otosansürün boyunduruğuna girmiştir" diyen İpekçi, medyadaki mevcut duruma ilişkin özetle şu değerlendirmede bulundu:
* Türk basını, ne yazık ki, demokrasi mücadelesinin öncülüğünü değil kapitalizmin kitleleri sömürmesinin sözcülüğünü yapan patronların egemenliğine geçti.
* Medya sahipleri ve onların fikir danışmanlığını yapan üst düzey medya yöneticilerinin bildiği tek mücadele alanı, basın emekçilerinin haklarını gasp etmek ve onların özgür habercilik yapmalarını alıkoyacak yöntemler geliştirmekten ibaret.
* Medya sahipleri ve yöneticileri, yayın çizgilerini siyasi iktidarın rüzgarına göre ayarlamaktan ve gerçekleri halktan saklamaktan asla çekinmiyor.
* Türk medyası, yeni Türk Ceza Yasası'nın ve Terörle Mücadele Yasası (TMY) değişikliklerinin ifade ve basın özgürlüğü üzerine getirdiği ağır yaptırımları maalesef toplumdan gizledi.(KÖ/TK)