Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü için yaptığı açıklamada "Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülke olarak 2015 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü'ne giriyoruz” dedi.
Gazetecilerin “terörist” olarak tanımlandığı, haber alma hakkının yayın yasaklarıyla engellendiği bir yılı yaşadığımızı ifade eden TGC “İktidarın mahkeme kararı olmadan internet sitelerini kapatabildiği, Meclis'ten geçen İç Güvenlik Paketi ile hukuk devleti ilkesinin zedelendiği, polisin yetkilerinin artırıldığı özgürlüklerin tırpanlandığı bir ülkede gazetecilik yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Sansür, şiddet, cezasızlık
“İktidar medya sahiplik yapısı üzerinde kurduğu baskıyla gazete manşetlerini ve televizyon yayınlarını kontrol ediyor. Halkın hangi haberi nasıl öğreneceğine karar veriyor. Halka sadece gerçeği iletmeye çalışan gazeteciler ise işsiz bırakılıyor. Her yıl yüzlerce gazetecinin mesleğini yapması engelleniyor.
“Gazeteciler oto sansür, sansür, sendikasızlık gibi ağır sorunların yanı sıra düzenli olarak sözlü ve fiziksel saldırıya uğruyor. Gazeteciler iktidar ve siyasetçiler tarafından hedef gösteriliyor. Öyle ki, 1 Mayıs'ta kameralar kayıttayken bile Aksaray ilinde bir emniyet müdür yardımcısı gazetecilere hakaret etmeye, telsizle saldırmaya cesaret edebiliyor.
“Toplumsal olaylarda gazeteciler güvenlik güçleri tarafından özellikle hedef seçilerek plastik mermiyle, gazla, tazyikli suyla yaralanıyor, gözaltına alınıyor. Yapılan tüm başvurulara rağmen Valilikler ve emniyet müdürlükleri gazetecilere yönelik saldırıların cezasız kalması konusundaki tutumunu sürdürüyor.”
"Mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz"
Tüm olumsuzluklara rağmen halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için gazetecilik yapmayı sürdüreceklerini ifade eden TGC Basın özgürlüğünün yayın yasaklarıyla, oto sansürle, sansürle engellenmediği, gazetecilerin işsizlikle, fiziksel saldırıyla, tutuklamalarla baskı altına alınmadığı bir Türkiye dileğiyle tüm gazetecilerin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutladı. (EA)