Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Temmuz 2025'e ait hak ihlalleri raporunu yayımladı. Rapora göre Türkiye'de gazetecilere yönelik baskı, gözaltı, tutuklama, sansür ve ekonomik yaptırımlar sürdü.
Dernek, yaşananların Türkiye'nin demokrasi karnesini doğrudan etkilediğine dikkat çekerek yetkilileri basın özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldırmaya çağırdı.
Gözaltılar, tutuklamalar ve sansür politikaları
Rapora göre Temmuz ayında en az 8 gazeteci gözaltına alındı, 5 gazeteci ise tutuklandı. Aralarında Leman dergisi çalışanları ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle hedef alınan gazeteciler de bulunuyor. Halen 34 gazeteci cezaevinde tutulurken, 30 dosyada toplam 84 gazetecinin yargılaması sürüyor.
Temmuz ayında 8 gazeteciye toplam 8 yıl 4 ay 25 gün hapis cezası verildi. Ayrıca 40 bin 500 TL idari para cezası uygulandı. Ekonomik ve sosyal baskılar çerçevesinde bir gazeteci işinden çıkarılırken, LeMan dergisine karşı başlatılan mali soruşturma da dikkat çekti.
Ayrıca 4 Ağustos itibariyle 34 gazeteci tutuklu veya hükümlü olarak cezaevlerinde tutuluyor.
RTÜK, yine ay boyunca televizyon kanallarına yönelik cezalarıyla öne çıktı. Halk TV ve Sözcü TV’ye toplamda 15 gün ekran karartma cezası verildi. Ayrıca 45 internet sitesi, 10 haber içeriği ve 63 sosyal medya paylaşımına erişim engeli getirildi.
"Türkiye’nin demokratikleşme sürecine doğrudan etki eden yapısal sorunlar"
DFG raporunda, ‘barış sürecinin’ Türkiye’nin demokratikleşme umudunu yeniden yeşerttiğini ifade etti. Ancak hak ihlallerinin sadece rakamsal veriler olmadığını belirterek, bunların Türkiye’nin demokratikleşme sürecine doğrudan etki eden yapısal sorunlara işaret ettiğini ekledi.
“Basın özgürlüğü bir ülkenin demokrasi karnesini belirleyen en önemli etmenlerden biridir. Ancak demokratikleşmenin konuşulduğu Türkiye’de basına dönük saldırılar azalmamış, aksine artarak devam etmiştir.” diyen DFG raporda şu yorumu yaptı:
“Veriler birer rakamdan öte Türkiye’nin demokrasi karnesidir. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve yeşeren barış umutlarının başarıya ulaşılabilmesi için basın özgürlüğü önündeki tüm engeller bir an önce kaldırılmalıdır.
Basın özgürlüğü önünde engel olan sansür yasaları, etki ajanlığı yasası lağvedilmelidir. Yaptıkları haberlerden dolayı tutuklanan tüm gazeteciler serbest bırakılmalıdır. AKP’nin ceza aracı haline gelen RTÜK ve BTK demokratik bir yapıya dönüştürülmelidir. Bu taleplerimiz karşılandıkça hem basın özgürlüğünde önemli bir mesafe kat edilmiş olacak hem de Türkiye’nin demokratikleşmesine güç verecektir.
Devlet Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın somut adımları ile gelişen süreci destekliyor, bu sürecin başarıya ulaşabilmesi için gazetecilerin Abdullah Öcalan ile görüşmesi önündeki engeller bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Gazeteciler toplumun aynasıdır ve bu sürecin halkla buluşması için gazetecilerin rolü hayati önemdedir. Bu temelde, gazeteciliği savunmaya devam ederek demokratik toplum inşasında öncü rol olmaya devam edeceğiz.”

BİA MEDYA GÖZLEM / NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2025
İktidarın gözcülüğünde gazeteciye görülmemiş baskı
(HA)

